piyonla evlenen vezir

entry275 galeri7
    195.
  1. (bkz: #14426109) yeni hikayesiyle yine güldüren , ''adam yazıyor be'' dedirtendir.
    5 ...
  2. 196.
  3. (#14443959) tam anlamiyla yardi, tebrik ediyorum.
    4 ...
  4. 197.
  5. büyük bir törenle dünya evine giren vezir ve piyon, nikahlarını şaha kıydırdılar. fil ve at şahitliğinde hemde...
    2 ...
  6. 198.
  7. 199.
  8. 200.
  9. fabrikatör kızı - yoksul delikanlı aşklarını akla getirir.
    1 ...
  10. 201.
  11. son zamanlarda severek, beğenerek takip ettiğimiz, yazar. şovuna şov katmaya devam etmektedir.

    (#14159799)
    (#14186096)
    (#14228303)
    (#14426109)
    (#14502141)
    3 ...
  12. 202.
  13. atla evlenen vezirden daha iyidir. (bkz: atın intikamı)
    0 ...
  14. 203.
  15. 204.
  16. çok eşlidir.
    islam dininde bile 4 eşe kadar yolu varken, vezir bu tabuyu yıkıp sayıyı 8'e kadar çıkarmıştır.
    3 ...
  17. 205.
  18. ss konusunda kendini aşmıştır. renk getirdi sağolsun.

    --spoiler--
    vezirfotoşok
    2 dk da teslim.
    --spoiler--
    3 ...
  19. 206.
  20. adam yazmış, bir de aklını kullanmış saipsize okutmuş ve ortaya muazzam bir kayıt çıkmış.

    olmussun sen yazarı.

    --spoiler--

    &feature=youtu.be

    --spoiler--
    7 ...
  21. 207.
  22. oyun bitmeden bir araya gelebilmeleridir. *
    0 ...
  23. 208.
  24. iktidarsız yazar. Kucağına aldığı son yavrusu fil'e, daha da kötüsü büyük oğlu kale'ye benzemektedir. * *
    0 ...
  25. 209.
  26. koca şahın mat olmasına sebebiyet veren durumdur.
    0 ...
  27. 210.
  28. (bkz: #14363030) adam şair.
    (bkz: #14293899) adam vicdan sahibi.
    (bkz: #14339547) adam aşık.
    (bkz: #14368306)adam tespitci.
    (bkz: #14383974) adam sizofren.
    (bkz: #14186096) adam özet geç piç.

    yani adam yazmak için gereken her şeye sahip aslında.

    okuyorum ben bu adamı. keyifle hem de.
    ama sanki daha çok kelimesi var içinde barındırdığı ve söylenmemiş cümleleri kalbinde saplanıp kalmış gibi.
    enteresan bir herif vesselam.
    bana öyle geliyor ki, buralar ona dar gelecek ve bir gün torosuna atlayarak imza günleri düzenleyecek memleketin güzide illerinde.

    neyse yazar-can- işte.

    (bkz: seni gözüm bir yerden ısırıyor)
    *
    7 ...
  29. 211.
  30. Yazdığı şişko hikayesi beni benden almış yazar.

    Evet vezircan okudum, bende o şerefli orduda bulunmak isterdim.

    Kutlu olsun!
    4 ...
  31. 212.
  32. eşiyle kendine değer katma çabasındaki insanı anlatır piyonun durumu. evlendiği vezirde de bir bizim üniversiteli gençlerimizde görülen "az düşük olsun benden, sözüm geçer" havası görülmektedir ayrıca.
    2 ...
  33. 213.
  34. körebe oyununda kızların memelerini mıncıkladığım, saçlarını çekip çekip kaçtığım yıllardı.
    henüz çok küçüktüm...

    mahallemizdeki erkekler kendi aralarında maç yaparken, silahçılık falan oynarken ben sürekli kızlarla idim. ya valeybol oynar, ya birbirimizin ellerine şaplatır, ya ip atlar, ya da kaydırak oynardık. dertsiz ve tasasız günlerdi.
    henüz çok mutluydum...

    zira bu mutluluğumun en büyük sebeplerinden biride hoşlandığım kızın sürekli bizimle oyun oynamasıydı. adı pervin idi.

    ah pervin
    ah pervinim...
    1 can daha kazansın diye yakar topunu usulca eline verdiğim.
    istop da sürekli adını zikrettiğim.
    gördüğüm halde görmemezlikten gelip sobelemediğim
    benim mavi kurdelalı küçük kelebeğim.
    pervin
    pervinim...

    pervini bana bağlayan en büyük etkenlerden biriside dobra oluşu idi. düşündüğünü hiç çekinmeden söyler, yalanı asla sevmezdi. bir gün beraber merdivenlere oturmuş dondurma yalarken, ömür boyu beynimden çıkmayacak olan o cümleyi kurdu;

    - ben sezgin'i çok seviyom sidikli.

    ( sidikli benim lakabımdı ) ama konu lakabım değil sezgin piçiydi. nasıl olur da benim kelebeğimin kalbini çalabilirdi. bu nasıl bir cümleydi. sanki jerry tom'a teslim olmuş, safinaz kabasakal'la kaçmış gibiydi. olamazdı. olmamalıydı. elimde dondurma, dilim bi karış açık öyle kala kalmıştım. bu dalgınlığı, bu hüznü şloopss sesi bozdu.

    - dondurmanı düşürdün sidikli
    + sıçtırtma dondurmanı pervin. o çocuk sana göre değil
    - öyle deme. o yakışıklı bi çocuk . hem çok zeki biri.
    + neresi zeki be. salağın teki o.
    - salak değil bikerem, hem santranç bile oynamasını biliyo naberr.

    bu laf, beni birden düşüncelere sevk ettirdi. demek sezgin ibnesini satranç bildiği için sevmişti. diğer çocuklardan ayıran özelliği buydu. ben sezgini yenersem belki de pervin bana aşık olacaktı. artık o küçük kalbi benim için çarpacaktı. bi şekil de sezgini yenmem ve pervininde buna şahit olması gerekiyordu.

    ama nasıl?

    o zamanlar aklım piçlikten başka bi şeye çalışmadığından hemen deli bedri'ye haber verdim. deli bedri mahallemizin en psikopat çocuğuydu. çöp konteynırını didikleyen kedilere usulca yaklaşır, kuyruğundan tutar ve çevirip çevirip havalara fırlatırdı. oyun oynayan çocukların misketlerini avuçlayıp kapış yapar, maçın en zevkli yerinde oyuna dalar, topu alıp her kesi peşinden koştururdu. onlara çalım atar, kaptırdığı zaman ' at ulan topu ' deyip tekrar geri alırdı. her kes ondan korkardı. çünkü o çok iri ve kuvetli biriydi. bu bedri'yi 5 ateri jetonuyla kandırıp sezgin piçiyle konuşmasını/ tehdit etmesini sağladım. plan şuydu. - sezgin satranç takımını alıp pervinlerin bahçeye gelecek ve çaktırmadan bana yenilecekti. 'vay be kukla çok zekiymiş' falan diyecek, pervinin karşında beni övüp övüp duracaktı.
    henüz çok çakaldım...

    hülasa pervinle merdivenlere oturmuş, o piti piti yapıp ellerimizi şaplatırken sezgin birden bize doğru yaklaşmıştı. elinde satranç tahtası, kafasında bandaj vardı. ( anlaşılan salak bedri işi baya bi abartmıştı ) pervin acınası bi ses tonuyla '' noldu kafana vezir '' dedi.

    sezgin= yok bişey piyon. önemli değil düştüm.
    kukla= ne veziri ? ne piyonu be.
    pervin= vezir sezginin lakabıdır. o da bana piyon der.
    kukla= niyekine.
    sezgin= boş ver sebebini kukla. istersen gel seninle oynayalım. bilir misin satranç?
    kukla= eh işte.
    pervin= asla veziri yenemezsin kukla. o 1 numaradır.
    kukla= e peki görcez bakalım.

    ilk hamlemi yaptığımda hemen vezi.. şey yani sezginin sıfatına baktım. sezgin hafifçe kafasını çevirip göz kırptı. evet bu bi sinyaldi. yenilecekti. tanrım, bi oyun bu kadar mı zevkli olabilirdi? yalandan yere düşünüyomuş gibi yapıp parmağımı emiyor, elimi çeneme koyup zeki biri olduğumun resmini çiziyordum. hem de pervinin tam kalbine. göz bebeğinden taa içine...

    pervin bile şaşırmış 15 dakka da sezginin aklını almıştım. şah ve mat. yenilmişti sezgin. utanmasam ' siktir git ibne öğrende gel ' diyecektim. ama demedim, diyemezdim. pıtırcığımın o salak bakışını az daha seyretmeli kendimle gurur duymalıydım. pervin kendine gelerek, sezgine döndü ve;

    pervin= nası yani ya? nası?
    sezgin= demek ki kukla benden daha zekiymiş piyon.
    pervin= lütfen vezir, al satrançını git bahçemizden.
    sezgin= neden kovuyosun ki.
    pervin= bu kukla daha ip atlamayı bile bilmiyo ama sen ona yenildin.
    sezgin= olabilir.
    pervin= olamaz. defol git burdan. defollll.

    çok kızmıştı pervin. lütfen sen git deyip kovdum sezgini. artık pervinle baş başaydık. bu olay karşısında çok hislenmiş olmalı ki dayanamayıp ağlamaya başladı. hemen baş parmağımla göz yaşını silip, kafasını göğsüme bastırdım. saçlarını parmaklarıma doluyor, o görmeden pis pis sırıtıyodum.
    henüz çok fırsatçıydım...

    az biraz sonra iki elimle yanaklarından tutup, gözlerinin içine bakarak;

    - yeteneklerimi hafife alıyorsun pervin dedim.

    işte bu cümleyi söylediğim güne hep lanet okudum ve halen de okumaktayım, çünkü babamın mesleğinden dolayı o mahalleden taşınmış ve pervinden ayrılmak zorunda kalmıştık. sezgin de bunu fırsat bilip her şeyi pervine anlatmış. kukla böyleyken böyle yaptırdı demiş. artık onların yüzüne asla bakamam. zaten şimdi onlar da çok mesut. pervin sezginle evlenmiş. yani piyonla vezir evlenmiş. piyonla evlenen vezir peh!

    şimdi kıskandın mı diye soranlar olacaktır. kıskanmadım. asla da kıskanmam. niye kıskanayımki hem. tanrım kimi kandırıyorum ki!

    evleri var kale gibi.
    çocukları var fil gibi
    pervin olmuş at gibi
    nasıl kıskanmayım lan zibidi.

    ***

    ah ulan pervin. yaktın yıktın beni.
    bu senin şerefine zilli,
    yine de mutlu ol emi.

    yazan;

    salak aşkın, siydikli.
    28 ...
  35. 214.
  36. bende oldukca zeki oldugu intibasi uyandirmis, yazdiklarina bayildigim, sohbeti keyifli yazar kisi. bolunerek cogalsa yahut klonlansa yeridir. cok lazim ondan buralara. *
    3 ...
  37. 215.
  38. günü birlik istanbul'lu yazar.
    pss ile taksim'de film çekiyorlardı yanlarına gittiğimde. "şapşal laz balıkçı ile balların istanbul"u koymuşlar filmin adına. kadroda saipsiz de vardı ama o kuru çitilemeci ile olan umutsuz sevdası nedeniyle kendisini yayına verip, galaya katılamamıştır.
    adamın her hali güzel, her hali dinlenesi.
    kafasını çevirip bi trip atışı var. gerçi hemen kanıyor, uzun da sürmüyor hani.
    bir de yalvardı, lütfen resimlerimi ifşa etmeyin, gizemli kalmak istiyorum ben diye. tamam dedik ama ona çaktırmadan sosyal medyaya sattık resimleri. görür artık bugün heryerde.
    babasıyla tanıştırarak da bizimle ciddi düşündüğünü de gösterdi ayrıca.
    ailecek, grupcak seviyoruz. *
    3 ...
  39. 216.
  40. hiç tanımam etmem. tamamen tesadüf eseri bir entrysine rastladım. çok hoşuma gitti. kim yazmış diye baktım, diğer entrylerine de bakayım derken harbi harbi beğendim yazarlığını. başarılarının devamını dileriz.
    6 ...
  41. 217.
  42. (bkz: sırf şişman diye kaleci yapılan küçük çocuk)

    --spoiler--

    sokağımızın hemen çaprazında da mandalina bahçeli çocuk parkımız vardı. sanki yıllar önce birileri gelip;
    'çocuklar ilerde bunları futbol kalesi yapabilir' diyerek muntazam bir şekilde dikmişti o ağaçları.

    --spoiler--

    --spoiler--

    yıkık salıncağı siper etmiştim kendime. dört taraftan taş yağıyordu, kıstırılmıştım.
    nereye gitmişti arkadaşlarım? nerede dava adamları? hani hepimiz birimiz, birimiz hepimiz içindik?
    ne olmuştu ideallerimize?
    sapanımda iki mermi kalmıştı. annem geliyordu gözümün önüne...
    ne diye döveceklerdi beni, dövülürsem düzen değişecek,
    umutsuzluklar umuda, mutsuzluklar mutluluğa mı dönüşecekti?
    saplanmıştım çamura.
    dört taraftan taş yağıyordu üstüme...

    --spoiler--

    adam yine aldı götürdü beni amına koyim. yazıyor efenim durduramıyoruz.
    öyler insan ki kendisi evindeki internet ağının adı " can yücel " , modem şifresi " bağlanmayacaksın "
    hatta öyle ki çocukken aşık olduğu kızı denizde boğdu.
    öyle bir ev arkadaşı var ki akasya durağını izlerken kahkahalara boğulabiliyor.
    öyle bir insan ki özledim.
    3 ...
  43. 218.
  44. dogacak cocogun kısır olması sonucunu verir. o cocuga acımak gerek.
    1 ...
  45. 219.
  46. kast sisteminin satrançta olmadığının kanıtıdır.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük