zamanında müzikten öte bir şeyler yapmayı başarabilmiş kişilerdir. tahminimce herşeyin anlamını çözmüş, müziğin gücünü kavrayabilmiş ve nirvanaya ulaşmışlardır.
müzikalite olarak bu adamların seviyesine ulaşacak bir insan topluluğu daha yoktur. yapılabilecek en uç, en mükemmel, en ihtişamlı müziği yapmışlardır.
ne zaman ağlamak istesem, dinlemek için en iyi giden gruptur diyebilirim. efsanedir. candır. kolay kolay başka gruba değişilmez. pink floyd felsefesini anlamak zordur. çalışmak gerekir, emek vermek gerekir. dinleyip geçilmez.
sanki gökyüzünde dolaşmak gibi bulutların arasındasındır sanki, parçalanmış dünyanı geride bırakıp gökyüzünde yalnızca saf hissilerinle yüzleşip aşağıdaki parçalanmış dünyanın artık olmadığı bir zamandiki gibidir. yalnzca bir acı vardır hislerin verdiği kaynağı bilenmeyen yok olmayan acı aynı zamanda durgunluk.
uyuşturucuya karşı olan dünyanın en iyi müzik grubudur.
seyirci kitlesi ile bu yüzen ters düştüğü için sahneye duvar örmüşler ve konserlerde bu duvar üzerinde film gösterisi düzenleyerek mesafe koymuşlardır.
hatta bazen konserlere -seyirci kendilerini görmediği için- düblörleri çıkmıştır.
ilk dönemki sosyal ve siyasi kaygılardan oldukça uzak ve kafa güzelliğine daha müsait hallerinden hazetmeyen floydianları bir kaşık suda boğmak istediğim müzik grubu(idi).
"Pink Floyd"uma dokunma! Üyelerinin bozuk psikolojisi sebebiyle dağılan ingiliz rock grubu. insanın psikolojisini alt üst edebilen, sadece müzikle his ve mekan duygularını insana verebilen ve gözlerini kapattığında sana müziğin içerisindeki mekanda kaybolduğunu hissettiren grup. (Müslüm Gürses fanatiği bir arkadaşın "bu ne biçim müzik kardeşim" derken, gözlerini kapatıp "Marooned" parçasını dinlediğinde "kendimi mezarlıkta hissediyorum" demesi müzikle verilen bu hissin yansımasıdır.)
pink floyd'u dinlemek için bir nedeniniz olmamalı.
tamam güneşli bir yaz günü dinlemeyin ya da trafikte
ama
biraz alkol takviyesi ve gecenin sessizliğinde başka birşey dinlemeyin.
rock grubu olarak devleştirilir lakin ahım şahım bir rock grubu değildir. Sevilen çoğu parçası pop-rock tarzı'ndadır.
jessica ellen cornish adlı kızımız da pop müzik yapmaktadır ve kendisine pink floyd u örnek alır.
sabah akşam dinlenecek bir grup değildir. şarkıları da on numara falan da değil hani, işte marjinallik adına dinliyoruz, bir bok anlamasakta.
sevdiğim üç-beş eserleri;
money, shine on you crazy diamond,have a cigar, us and them, the wall full albüm, high hopes, marooned, Welcome to the machine, Learning To Fly, A New Machine,...
dinledikçe bu adamların müzikten çok öte bişey yaptıklarının farkına varırsınız. seçilmiş insalardan oluşur. anlatmakla bitirilemez bu adamlar . dinleyin. özellikle 45liklerini. gözünüzü kapatarak dinleyin. amuda kalkarak dinleyin. sabah uyanırken dinleyin. sarhoşken kesin dinleyin. her koşulda dinleyin ama dinleyin.
bu gruptan habersiz geçirdiğim yıllarıma o kadar acıyorum ki.
ne zaman umutlarım yeşerse,ne zaman hayattan yeni bir şeyler beklemeye başlasam "nereye gidiyorsun arkadaş,gel derinlere" diye karşıma dikiliyor.küçük bir çocuğun babasının elinden tutup ilk defa lunaparka gittiği gibi elimden tutup götürüyor bilinmeyene.