sabah uykunun tam alınmamış olduğunu fark ettiğimizde, gereken saatte uyumamanı pişmanlığını yaşarız ve akşam erken uyuyacağımıza karar veririz. fakat ertesi gün yine aynı tablo..
okulda boş derste ya da öğle arasında basketbol oynayarak kan ter içersinde kalmak. her defasında bi daha baskte oynayanın... diye bitirmek ve bi dahaki boş derste yine oynamak. sonra sınıfın pencerelerine terli tişörtleri asmak, çorapları çıkarıp kalorifer borusuna asmak ve derte o şekilde oturmak.
ders çalışmak için plan yapılmasına rağmen yarım saatliğine girilen msn muhabbetinin saatlerce sürmesi.*
rejimdeyken bu son diyip tüm kiloları götürmek.*
düzenlenen kıyafet dolabının bundna sonra düzgün yerleştiricem dememize rağmen eski haline dönmesi.
yeni ayrıldığın sevgiliyi bir kızla görmek inadını gidip başkasıyla birlikte olmak ve bir hafta sonra sevgilinin yanında ki kızın kuzeni olduğunu ve onu teselli için geldiğini duymak çok pişmanlık veriyor barışma umudu varsa bile artık yok oluyor.
sınav akşamı ders çalışmaya çalışmak.
yumurta kapı olayıyla insanı daima pişman eder, sınavdan sonra son güne bırakmayacağım yeminleri edilir ama ne yazıkki durum asla değişmez.
çok sigara içmek.
her gece yatarken;
- üff bugün çok içtim yarın sadece üç beş tane içeyim ööhhö öhö...
diye böğürülür, ertesi gün tam gaz devam edilir.
soğukkanlı davranamamak, anlık duygusal tepkiler vermek. hiçbir zaman ölçüyü tutturamamak. yanlış anlaşıldığını göre göre samimi davranmak. bütün bunlardan rahatsız olup yapmaya devam etmek, değişime olan inancı kaybetmek...