124.000 peygamberin dünyanın her yerine yayıldığını bilmeyen bünyelerin uydurmacası.
tek bir kavim bile peygambersiz, Allah tan habersiz bırakılmamıştır.
ama haberi olduğu halde gözünü, kulağını kapatıp sonra da 'büze de gütap ünmedü, püygamber gelmedü haaa' diyen bir çok insan olmuştur, olmaya devam etmektedir.
hem bilgi hatası hem de ifade hatasıdır.
bir defa peygamber uçak ya da uzay mekiği değildir, inmez.
ikincisi, tüm peygamberlerin ayrıntılı isim-adres bilgileri elimizde yoktur. rivayetlerde 124 bin evet 124000 adet denilmiştir ama kur'an bize böyle bir bilgi vermiyor. dolayısıyla hep ortadoğu bölgesinde görevlendirildikleri/yaşadıkları söylenemez.
kimisine göre sebebi "ortadoğu halklarının vahim yaşamı" imiş!...
bir kere böyle bir gerekçe, söz konusu gerçeğin sebep olduğu soruların (#26419903) yanıtı değildir...
diğer taraftan "vahamet" göreceli bir kavramdır. ne yani? uygarlığın beşiği olan ortadoğu halklarının durumu pek vahimdi de, yamyamların durumu çok mu iç açıcıydı?
her topluma peygamber gelmiştir. sadece kuran'da geçen peygamber isimleri ortadoğu ve yakın bölgelere gelenlerdir. bu da kuran'ın indiği bölge orası olduğundan dolayı misallerin o yerlerde yaşanan olaylardan verilmesinden kaynaklanır.
kimisinin "bütün kavimlere peygamber gönderildiği" yalanını tekrarlayarak savunduğu garipliktir. işte amazon'un derinliklerinden, avustralya'ya, papua yeni gine'ye kadar keşfedilmemiş yer kalmadı. ama iddialarını doğrulayacak tek bir kanıt bile bulunamadı (bkz: peygamberlerini katleden hain halklar). aztekler, inkalar, aborjin yerlileri, eskimolar, andaman yerlileri, zulular, apaçiler... hiçbirinin islam'ı, hıristiyanlığı veya yahudiliği uzaktan da olsa andırır bir dine sahip oldukları görülmedi.
bir de şu ilginç: varsayalım ki tüm kavimlere peygamber gönderilmiş olsun. yahu alfabesi bile olmayan kavimlerde peygamberin mesajını kim kime düzgün olarak aktaracak? atalarının zamanında peygamber gelmiş olması insanları nasıl sorumlu kılar? sonuçta gönderilen peygamberi takmayan veya kebap edip yiyen ataları... bu durumda çocuklarının ne suçu var? ha derseniz ki "yamyam kabilelerin her nesline bir peygamber gönderilmiştir" o ayrı... ne var ki böyle bir iddiayı doğrulayan kanıt yok. ayrıca onların her nesline bir peygamber gönderilmişse kendilerine yine torpil yapılmış sayılır. neden bizim her neslimize bir peygamber gönderilmiyor ki?
derseniz ki "onlar fetret ehlidir. uyarılmadıkları için sorumlu sayılmazlar" o zaman "uyarma" yalanının boşa çıkması bir yana, allah ayrımcılık yapmış olmaz mı? sen kafasına göre yaşayan yamyamı "uyarmadım" diye cennetlik yap ama çağımızda çin'in orta kesimlerinde yaşayan, islam'ı üstünkörü duymuş bir garibanı "vay iman etmedi" diye ebedi cehenneme at!
sadece bu kadar mı? hayır! müslümanları da "vay namazını eksik kıldı, vay şunu yaptı, vay bunu yaptı" diye bir süre kısık ateşte kebap et, ondan sonra cennete al... diğer taraftan bilmediği için her yaptığı kendisine doğru gelen yamyam ömrü boyunca kafasına göre takılsın yine de doğrudan cennetlik olsun!..
dansözlükte iyice ileri gidenler "efendim her insan doğruyla yanlışın farkını bilir. söz konusu yamyam allah'ın mesajını almadıysa bile fazla azıtırsa cehennemlik olur" der. bunu diyenler, farkında olmadan, "insanların doğruyla yanlışın farkını bilmek için allah'ın mesajına ihtiyaçları yoktur" demektedirler.
keza islam'a göre din insanlara hem dünya, hem ahret için lazımdır. yani söz konusu yamyamların ahreti torpil yoluyla kurtarılsa bile, allah'ın, onların dünyada islam'ın güzelliklerinden(!) mahrum kalmalarını takdir etmesi nasıl izah edilir?
velhasıl bu pilav çok su kaldırır düşünmeyi bilene...
müslümanlar hiç boşuna bu konu üzerine kafa yorup, cevap yetiştirmeye kalkmayın. zamanında "fetret ehli" konusunda yazılmış bir doktora tezi okumuştum. gördüm ki ilahiyatı bitirip üzerine, yüksek ve doktora yapan kişiler bile "fetret ehli" mantığını çözemiyor...