Atatürkçü zihniyet senin neyine. Atatürk'ü peygamberi ile aynı kefeye koyarak iğrençleşmiş yazar söylemi. Atatürk bir peygamber değildir. Peygamber aynı zamanda Atatürk'ün de peygamberiydi. Atatürk'ün dinini bilmedem saçmalanmış söylemdir.
bakiniz efendim, yeni yasanmis, gercek bir olaydir: yurtdisinda bir kitapcida, yeni tanistigim birtakim arkadaslarla dolanirken, tarihteki askeri liderler gibi bir ismi olan resimli bir kitaba rastladik. icinde ataturkten de bahsediliyordu, biz de tabii meraklanip okuduk. yaklasik bir sayfalik, son derece tarafsiz bir dille yazilmis ve yorum katilmamis, hatta inceden ovgu dolu bir yazi... yanliz bir yerinde diktator lafi geciyordu. daha paragrafi bitirmeden arkadaslardan biri kudurdu. tutturdu ben bu kitabi bu raftan kaldirtacagim, sattirmayacagim. binbir guclukle yaziyi bitirdigimde cok rahat anlasiliyordu ki, diktator kelimesi negatif bir anlamla degil, kontrolundeki gucu anlatmak icin kullanilmis, hatta acik acik ataturkun bu mutlak gucu halki icin kullandigi yazilmis. arkadas yarim saat sonra salyalarini temizleyince, dayanamayip konuyu actim. tahmin edeceginiz gibi "ataturke dil uzatiyorlar, kimse ona diktator diyemez" den baska bir argumani olmamasinin yaninda kimsenin dediklerini de dinlemiyordu, yazinin tamamini okumadigi halde.
tarihle ilgilenen aziz sozlukculer deli petroyu bilirler. bu zat rusyayi bati dunyasina acmis, st petersburg sehrini yoktan varetmistir. deli petro cardi ve tanim geregi diktatordu. ruslar dahil buna kimse karsi cikmiyor zaten. lakin, ruscada veya ingilizcede deli petro diye bir sey yok, cunku ona buyuk petro diyorlar, yaptigi icraatlar yuzunden. (delilikleri de var, o ayri). kimse kalkip onun diktator olmasi gercegi dile getirildiginde alinganlik gostermiyor, bu onun buyuk petro olmasini engellemiyor. daha da gerilere gidersek, en bilinen orneklerden birisi olan marcus aureliusla karsilasiriz. bu zat da, yaklasik 1850 yil once roma imparatorlugu gorevini icra etmis, yine tanim geregi diktatorluk yapmistir. ama ayni zamanda stoaci bir filozoftu, her turlu hirstan ve kendini begenmislikten uzak bir lider olarak romayi en parlak zamanlarindan birinde yasatmisti.
bu orneklerden goruldugu uzere, basta bahsedilen arkadas ataturkcu falan degil, (bkz: okuzun tekidir.) arka ayaklarinin uzerinde dikilebilseydi, gorecekti ki diktator kelimesinin anlami hitlerden ibaret degildir. (aslina bakarsaniz marcus aurelius diktatorluk tanimina hitlerden daha uygundur zira hitler iktidara secimle gelmistir) diktatorluk, mutlak gucun elinde bulundurulmasidir, nokta. ataturk cumhuriyetin hemen oncesinde ve ozellikle ilk yillarinda butun gucu elinde bulundurmuyor muydu? (allahaskina parlamento da vardi demeyin burada) oyleyse ataturk de diktatordu. bunun dogrusu, yanlisi, iyisi kotusu yok, bariz bir tanim, elestiri bile degil.
aslina bakarsaniz, kanimca, ataturku mezarinda firil firil dondurmeye yetecek dusuncelerden biri, cumhuriyetin yeni kuruldugu siralarda diktatorlukten baska bir secenek olmadigini gorememektir. sen savastan cikmis, demokrasi yuzu gormemis, ulus-devlet modeline yeni gecmekte olan bir toplumu baska nasil organize edebilirsin ki? bir dusunsenize, insanlarin soyadi yok, bazilari evlerinden olmuslar, ulkelerinin sinirlarini bilmiyorlar, ekonomi ticaret bitmis, iletisim medya gibi kavramlar yok,okuma yazma bilmiyor kimse.. bunlarin arasinda kalkip secim mi duzenlenecek? hayir, bu tip durumlarda halklarin ihtiyaci olan bir numarali sey, guclu kararli ve rakipsiz bir liderliktir. hele ki binbir turlu cikar grubunun parsadan bir seyler kapmak icin ac kurtlar gibi bekledigi bir donemde, ataturk cikip mutlak gucunu ortaya koyarak bu rakiplerini sindirememis olsaydi, kurtulus savasi kimseye bir kurtulus getirmezdi. o bu hataya dusmedi, aklin yolunu izledi ve gucunun kendisini sarhos etmesine izin vermeden, halkini ilerletmek amaciyla, onu rakiplerine karsi kullanmasini bildi. kisaca once bir milleti diriltmek, sonra guclendirmek, sonra da kalici bir demokasi getirebilmek icin mutlak guc kullandi. baska turlu yuzlerce yildir bir sark toplumu olmus osmanliyi once imaj olarak sonra da kafa yapisi olarak batiya nasil dondurursunuz? (elbette ki kafa yapilari, alfabeden veya kiyafetten daha zor degisen birsey, hala bitmemis bir surec bu)
simdi elbette saftiriklik etmemek lazim. gercekte oldugu gibi ataturkun tanim icabi diktator olmasi ve tarihteki az sayidaki yararli diktatorlerden olmasi baska birsey, bu lafi politik amaclarla alttan altta bir hakaret ve bir propaganda araci olarak kullanmak baska. ideal bir dunyada yasamadigimizdan bu ikinci davranisa musamaha gosterilmesi, bu tip bir zihniyetin tepemize binmesiyle sonuclanir. bunlarla sadece ataturk dusmani olduklari icin degil, aklin dusmani olduklari icin savasilmalidir. lakin, kendimize ataturkcu diyorsak bu gerici zihniyete karsi verilen savasin bilincli yurutulmesi sarttir. bu konuya mustafa kemal ataturk ve ataturkun elestirilememesi basliklarinda bircok degerli yazar gibi deginmistim ve su noktayi baska sozlerle tekrar etmekte fayda goruyorum:
diktator orneginde oldugu gibi her konuda, tarihsel gercekleri bilmeli, bunlari efendi efendi dile getirenlerle, istismar edenleri ayirtedebilmeliyiz. kafasini kullanmadan, sartlandirilmis bir hayvan gibi her onune geleni ataturkcu - ataturk dusmani diye siniflandiran biri, karsi oldugu zihniyetin fanatikleri kadar bagnaz, akilciliktan uzak, dogmalarin esiri olur cikar. sonra da kalkarlar 135 bin daha sehit verip viyanayi kusatirlar. halbuki ataturkun biraktigi en onemli ogut ne bu tur aptal bir turkculuktur, ne bilincsiz bir vatanseverliktir ne de turk soforlerinin en asil duygunun insanlari olmasi hakkindaki dusunceleridir. onun en onemli mirasi ne devrimleri ne de reformlaridir; her turlu gucu elinde bulundurdugu bir sirada kalkip, en hakiki mursit ilimdir diyebilmis olmasidir. en guzel ders alinacak yani, bir diktatorken cikip ben size hicbir dogma birakmadim diyebilmis olmasidir. bu akilciligin muazzamligini kavrayabilen biri, saf bir saygidan baska bir sey hissedemez.
hz.peygamber le atatürk ün kıyaslanmasındaki yanlışlık payı çok büyük. bir kere şu saçmalık var. "atatürk türk halkını kurtardı" tüm kainat türk halkından ibaret değil. en basit mevziden kaybettin.
ama kafamda şu var. ekseriyetle yapılandır. hz.peygamber le atatürk ü kıyaslamak. acaba bu kıyasın oluşturulmasındaki hata islam muhaliflerinde midir? yoksa müslümanlarda mı?
ciddiye almayacaksakta ciddiye alarak söylediklerimi unutun yeter.
Benim naçiz vücudum elbet toprak olacaktır... M.K. Atatürk
saftirik biraz Atatürk'ü oku.zaten yazdıkların da saçma sapan şeyler.aslında cevap yazmaya bile gerek yok ama "SUSSAM,GÖNÜL RAZI DEĞiL..."
tam bir 'feyzbuk' sıçıntısı. ikisini de farklı yere koymak gerekirken aynı kefede tartmaya çalışmak gaflete yakınca bir şeydir. şayet ataürk vs. che veya hz. muhammed* vs. fetoş olsa bir yere kadar hazmedilebilirdi ancak bu 'messi mi yoksa kobe bryant mı daha iyi bir voleybolcudur?' veya 'elma mı daha kırmızıdır yoksa havuç mu daha turuncudur?' gibi bir şey olmuş.
cumhuriyetin kurulduğu yıllarda atatürk'ün arkasında %46 değil %90'dan fazla destek vardı ve bunun neticesinde atatürk'e bir çok kişi peygamberlik, padişahlık teklif etmiştir. atatürk istese peygamber de olabilirdi ve şu an biz de bu durumlara düşmezdik. ha atatürk kötü mü yaptı, atatürk idealleri doğrultusunda misyonunu sonuna kadar başarıyla tamamladı. bize düşen atatürk'ün cumhuriyetini devam ettirmek ve bu ülkenin nasıl kazanıldığını bilerek bunlara sahip çıkmak. herkesin bir tane peygamberi var o inanan herkes için yeterli.
elmalılı hamdi yazır' a, bu millet dinini kuran' dan öğrensin diyerek çeviri yaptıran kimdir? ulu önder mustafa kemal, sözlerinde hz. muhammed' i (s.a.v.) övgüyle anmıştır.
bu yüzden bu iki kutlu zatı artık birbirinden ayırt edelim.
peygamber, allah tarafından bir dini yayması ve insanlığa güzel örnek olması için seçilmiş kimselerdir.
atatürk, vatanımız için çok fedakarlıklar ve yenilikler yapmış saygıdeğer önderimizdir.
her ikisi arasında dağlar kadar farklılıklar vardır.her birinin sorumluluğu ve yaptıkları farklıdır. ikisini de kabul etmemiz kaçınılmazdır. anlaşılmayan tek şey neden her fırsatta ikisi rakip gibi gösterilmeye çalışılır .unutulmamalıdır ki bahsettiğimiz peygamber atatürkün de peygamberidir.
sadece kışkırtma amaçlıdır zira din ve devlet işleri birbirinden ayrı tutulmalıdır sayın kemalistler.hazreti muhammet peygamber,atatürk ise askeri ve siyasi bir liderdir.
önermeyi sunan kişi peygamber olarak hz. muhammed'i kastediyorsa eğer şunu demektedir ;
- ben islam peygamberinin yolundan değil ama atatürk'ün yolundan gitmeyi tercih ederim.
burdan da arkadaşımızın atatürk ilke ve ınkılaplarını gönülden destekleyen ve hayatında ki ideoloji olarak benimseyen biri olduğunu varsayabiliriz.
fakat atatürk devriminin önemli bir ilkesi (-ki belki de en önemli ilkesi) din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. bu durumda önerme kendisi ile çelişir ve geçersizdir. çünkü laisizme göre devlet işlerin de dini referanslar kullanılmaz. ama önermeyi yapan kişi bunun tam tersini yapmakta ve dini referanslı kişilerle , devlet adamı referanslı kişileri aynı torbaya koymak ta sonrada birini birine tercih etmektedir.
mustafa kemal atatürk, kendisine atatürk diye hitap edilmesinden çok mustafa kemal diye hitap edilmesini tercih eden bir adamdır. siz bu denli mütevazı adamı ilahlaştırarak onun da istemediği bir şeyi yapıyorsunuz. bizim peygamberimiz de belli, paşamız da. saygılar atam
düdüt: ben burda atatürk hakkında da peygamberimiz hakkında da doğal olarak iyi ve doğru şeyler yazdım. neden bukadar eksi aldım anlamış ta değiim.