bir insana yapılabilecek en büyük işkencelerden bir tanesini yaşamak. ki eğer benim gibi sabahın köründe başınıza geldiyse, ki benim ki, o saatte, etrafa bakarken acaba iş çıkar mı diye. ve sen fermuarı çekerken bir hırt sesiyle, ardından duyulan, sanki bir top sesi, sanki bir mermi sesi, sanki taze gelinin çükle buluşma sesi gibi derin bir ahla ve bütün koğuş uyanmış gülerek sana koşarken, ve fermuar sıkışmış, hareket etmiyor ki, kan geliyor ulan. bu nasıl bir acı.
yara bandı sarsan ne olur, dalga kalkınca patlıyor, imince çıkıyor bant, yürüyemezsin ki, bu ne bee, bir daha düğmeli baksır giymiyorum asker donu giyecem , yok o daha kötü.
okul hayatıma başlamama sayılı günler vardı. son günleri mümkün olduğunca çok futbol oynayarak geçirmeye çalışıyodum. o gün ver-kaçı öğrenmiştim ve sabah seansı boyunca kuzenle büyük bi zevkle rakiplerimize uyguluyoduk. öğle olunca salçalı ekmek zamanı gelmişti ve eve gittim.
annem salçalı ekmeğimi hazırlarken ben de üst baş değiştiriyim dedim. meryem teyzenin inekleri top oynadığımız alandan geçerken iz bırakmadan geçmiyolardı; şortum pislenmişti. nerden bulduysam kısa pantolon giyiyim dedim. hem cepleri de vardı tanjulu rıdvanlı futbolcu kartlarını güvenle taşıyabiliyodum. hala bünyemde taşıdığım "die for freedom" felsesefemin o yaştaki yorumu iç çamaşır ve çorap giymemekten ibaretti. bacaklarımdan geçirdim pantolonu, annem seslendi salçalı ekmeğim hazırdı. seri hareketle fermuarı çektim. perde kapandı.
lokal bi uyuşturucu verdiler. hemşire abla'nın elleri çok yumuşaktı. pipime çok iyi davrandı. tereyağından kıl çeker gibi halletti problemi. bugün eğer sağlıklı bi ruh haline sahipsem bunu o hemşire ablanın yumuşak ellerine ve güleryüzüne borçluyum. keşke kendisiyle görüşme ellerini öpme fırsatım olsa. ne iyi olurdu.
O kadar acı verici bir durumdur ki bayanların anlamasına imkan yoktur.O iş olduğu an nerde olduğunuz kimle olduğunuz ya da kim olduğunuz önemli değildir.
her erkek çocuğunun, sünnet esnasın da çevreden izleyen meraklı gözlere karşı bir antipatisi vadır. Benim de herşey buna uygun şekil de ilerlemiş, ve sünnet olduğum esna da masaya tek bir dişi bile yaklaştırtmamıştım.
sünnet olduktan 2 hafta sonra, doktorun tavsiyesi üzerine ailecek tatile gidilmiş, ''Tuzlu su iyi gelir'' mantalitesine uyulmuştu. yaraların iyileşmesin de kolaylık sağlarmış. Her neyse, duştan sonra giyilen kot şortun fermuarı tut sen çükün başını! One laaaaaaaaan. Anlık şimşeklerin çakması, tanrı ile ilk buluşma, soğuk bir terleme, ardından yanma hissi, acı acı ve acı. Benim bu nidalarımı duyan tüm ev halkı, ana, baba, abla, abi ,enişte, yigenler, kuzenler, teyzeler tüm aile hatta sülale banyo da belirmişti. bir kaç dakika kadar çükün orda hissizce beklemesi, maharetli eller tarafından kurtarılması ve tüm ev halkının çük ile tanışması. Artık çüküm kamu'ya açık bir durum haline gelmiş ve benim tüm yiğitliğim oracıkta son bulmuştu. Çektiğim acı ise hala iliklerim de.
daha kotusu tassagi fermuara sikistirmaktir. there s something about mary filminde fermuari tassaga sikistirma sahnesi vardir ki, film boyunca o sahne erkeklerin gozunden cikmaz.