Seni seviyorum ama yarın iş var
Bakma öyle güzel gözlerini gözlerime dikip
Şimdi sana saatlerce bakamam
Yarın sabah Çinli iş adamlarıyla toplantım var
Onlara sempatik görünüp anlaşmayı sağlamalıyım
Biliyorsun saatlerce seni seyredebilirim
Ama sevgilim yarın iş var.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Ben de istiyorum sana sarılarak film izlemeyi
Ama romantik bir sahnede öpüşmemiz gerekebilir
Öpüşemem seninle yarın bir sürü hastam var
Onları muayene ederken dikkatli olmam lazım
Biliyorsun nefes almadan seninle öpüşebilirim
Ama hayatım yarın iş var.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Gamzelerini göstererek gülümseme bana
Sonra sabaha kadar seni güldürmeye devam etmem gerekir
Öyle tatlı gülme o yüzden yoksa mahalleli aç kalır
Sabah erkenden kalkıp fırını açamazsam
Biliyorsun pervasızca kahkahalar atabilirim seninle
Ama bitanem yarın iş var.
Seni seviyorum ama yarın iş var
Sürme o kırmızı ruju dudaklarına
Dudaklarım dudaklarına şehvetle yapışabilir
Sevişemem seninle yarın maçım var
Rakibin yumruklarına karşı güçlü ve dikkatli olmalıyım
Biliyorsun soluksuzca sevişirim seninle
Ama sevgilim her ne kadar seni sevsem de
Yarın iş var.
şu sendromu liseden mezun olduğumdan beri yaşayamadım. düzenli bir iş hayatları olan insanların sikindirik sendromudur. cafcaflı bir şeye benziyor ama. "yarın pazartesi yak sigaraları yak" demek isterdim.
yaşamla doğru orantılıdır. eğer bu sendrom varsa. (ki bence var) hayattan zevk almayan zorunluluklar ülkesinde yaşıyoruz demektir. hiçbirimiz sevdiğimiz istediğimiz hayal ettiğimiz anı yaşamıyoruz demektir.
Bir dönem lise son sınıftan üniversite 2'nin ikinci dönemine kadar yaşamadığım sendrom idi. Lise son da staj vardı, üniversite 1 ve 2 nin ilk döneminde de doğru düzgün dersler yoktu. Fakat son 1.5 yıldır yine hissetmekteyim.