aslında hemen oracıkta, azıcık bile sorgulamadan, kuytularda empati kurmadan yargılanmaması hatta yadırganmaması gereken minili bayandır.
en başta patlıcan ve salatalık gibi nimetlerin bu tip şeyler için kullanılmasına karşı olduğumu belirterek artık klişeleşen bu irdeleme yolculuğuma başlıyorum.
pazara gitmek, mümkünse o pazara bir beyle (tercihen sevgili ya da eş) gidip yapılan pazarlıkla söz konusu beyin hayatını sikip patoz etmek hanım kızlarımızın en büyük hakkı.
öte yandan patlıcan, temel değerleri yüksek, proteinden karbonhidrata birçok dalgayı o siyahi bünyesinde barındıran bir sebze.
o halde pazara gidip, beyiyle patlıcan almak, pazarlık sürecinde hem pazar esnafına hem de beyine eziyet etmek tüm hanım kızların en büyük hakkı diye düşünüyorum.
haaa şu da var ki; davasında sonuna kadar da haksız minili bayandır! değil bütün gün sıcağın alnında, türlü türlü psikopat hanım kızla pazarlık yapıp mahsülünü satmaya uğraşan bir pazarcıyı, mezarda yatan 70lik dedeyi bile uyandıracak bu tip hareketler asla kabul edilemez. hem minili ol hem patlıcan al. hem de elleye elleye en büyüklerini tarttır. böyle bir şey insanlığa sığmaz, o masum insanları tahrik eden karşısında beni ve birkaç makul adamı bulur. milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde herkesi kendine çeki düzen vermeye davet ediyorum. en başta da sen, minili hanım kız!
not: az daha yalanına sokuyumcuları ihmal ediyordum: