öğrenci evlerinin sabah akşam değişmez besinidir. sadece yemek saatlerine göre farklı şekillere sokulurlar. örneğin; sabah kahvaltısında ince uzun olarak, öğlen yemeğinde üçgen olarak, akşam yemeğinde ise ruh hali yerindeyse altıgen, değilse dikdörtgen olarak kesilir ve kızartılırlar.
eve gelinir bakılır, evde ne yemek vardır ne de anne baba. hemen oradan 3-5 patates çıkartılır ve işe koyulunur. bi telefon uzağındaki abi aranır. " moruk ben patatesleri kızartıyorum, evde yemek yok, sen de biraları kap " dendikten sonra. bira patates eşliğinde abinin kafasına pes te bi güzel çakılır ve mutlu son. *
içki içmeyen, daha doğrusu ailem eve sokmadığından içemeyen bir insanım. fakat çevremden duyduklarım, beni 5 litrelik sıvı yağ, 3-4 paket dondurulmuş patates, yanında da 3-4 şişe carlsberg almaya sevk ediyor. zaten düzenli beslenme alışkanlığı olan bir insan değilim. ailemle yaşadığım halde adam gibi yemek yemiyorum.
bir de hani bunun yalnız yaşaması ya da ne bileyim eve çıkması falan var. şu an sanırım 1.75 boyundayım, 65 kiloyum. ergenim lan, o yüzden. 3-5 sene sonra herhalde 1.82 boy 100 kilo olurum. aslında fena değilmiş. 90 olsa yeter.
hamburger ve kola nın yardım ve yataklığında keyfi uzun süre hatırlanacak olan yemek. karbonhidrat bombasıdır o ayrı. (bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)