zaten bir yeri görmek tanımak istiyorsan yürümelisin. bunun parayla pulla ilgisi yok. gittiğin yerin tadını çıkarmak istiyorsan, poponu arabadan indirip yürüyerek keşfedeceksin o ülkeyi, şehri vs vs.
sebebin fakirlikle çok alakası yoktur. kanıt olarak ise hostelde akşam edip sabaha kadar bardan çıkmayan çok fazla erasmus öğrencisinin olmasıdır. diyeceğim o ki bu öğrencilerden bazıları şehirlere aşık insanlardan olurlar. her şehrin ruhunu hissederler. onla konuşarak yürürler. bastıkları her kaldırım da gözüne çarpan her bir sokak sanatçısında yada hiç tanımadığı insanların gülümsemelerinde bulurlar hayatı. sadece ünlü yapıların olduğu duraklarda inerek onları görmekle şehir gezilmez. asıl şehir ara sokaklardadır yada arka sokaklarda. araçların ulaşamadığı yerlerde yani...