hayran kaldigim sehir.
ayrica sıcak çikolata,fransiz peyniri ozel fransiz ekmekleri..bunlarin tadina bakmadan kesinlikle ayrilmayin bu sehirden.
çok pahalidır dikkat edin.
metrolari gercektende çiş kokuyor.
en yakışikli erkeklere sahip olan sehir fikrimce(bayanlar icin ayni seyi soyleyemiycem ole cokta guzel bir fransiz bayana rastlamadim)
mite göre;
truva kralı priamos'un karısı hakabe bir gece rüya görür. rüyasında karnındaki bebeğin truva'yı yok edeceği bildirilir. hakabe çocuğu doğurduktan sonra bir hizmetçiye öldürmesi için verir. fakat hizmetçi onu öldüremez ve onu kazdağı yamacındaki bir ormana bırakır. bırktığı yerde çocuğu bir çoban bulur evlat edinir ve adını paris koyar.
çocuk büyür gelişir ve kuvvetlenir. bir gün zeus'un emri ile aphrodite, hera ve athena arasındaki güzellik yarışmasında hakem olur. aphrodite'i en güzel seçer ve aphrodite'in gözüne girer. aphrodite te onun kalbine daha görmediği helen'in aşkını koyar.
aşkı ile yanıp tutuşan paris heleni aramaya başlar. ve sparta sarayına gelir. helen sparta kralı menelaos ile evlidir. ve helen'i saraydan kaçırır.
helenin kaçırılmasıyla truva savaşı başlar.
paris, truva savaşında akhilleus'u topuğundan vurarak öldürür, herakles(hercules)'in zehirli oklarına sahip philoktetes tarafından öldürülür.
şu anda avrupa'nın başkenti olarak görülse de 16. yüzyil Paris'inde popüler aktivitelerden biri, yazın ortasına denk gelen günde torbalar dolusu kedi yakmaktı.
eyfel dönüşü trene binince cama kazınmış HAYATi-ELAZIĞ yazısını görebileceğiniz şehir. ulaşıma fazla para harcamaya gerek yoktur. Bikaç tane bilet alın yanınızda dursun lazım olur belki ama turnikelerin üstünden atlayarak ya da 1 biletle turnikeye 2-3 kişi sığıp geçmeniz mümkün.
yaz mevsiminin ortasında olunmasına rağmen aniden bastıran yağmur, istanbul'dakilerden bile çakal taksi şoförleri, insanlar arasında en ufak bir samimiyet olmamasına rağmen vazgeçilmezdir.
http://www.paris-26-gigapixels.com/index-en.html linkten 360 derece gezebileceğiniz şehirdir. * pariste çekilen 2346 fotografı birleştirerek dünyanın en büyük çözünürlüklü fotoğrafını oluşturmuşlar.
üzerinden global bir romantizm akımı yaratılmış şehir. "fransa" temalı belgesel, haber, çeşitli görsel medya akışlarında hep "eiffel kulesi", "tertemiz yollar/parklar" dayarlar gözümüze. reklamlarını seçmece yaparlar.
oysa güneyde gettolar alev alev. ancak geçen senelerde çok büyük çapta olay çıkınca haberdar olduk. güney aç, güney sefil, güney işsiz. çoğu kuzey afrikalı, memleketleri sömürülmüş adamların çocukları bunlar. 2. veya 3. jenerasyon. vatandaşlık almışlar vatanlarında sefil ve köle olmanın karşılığında. o da bir şeye yaramaz. bir kağıt parçası. suç var, dışlanma var, her türlü ayrımcılık var. batının ölü yüzü yine iş başındadır. fransa milli takımındaki oyunculara şöyle bir baksanıza siz hangisi fransız ?
avrupanın "kuzey-güney" ayrımcılığı üzerinden, kendi insanlarını sömürme hikayesi devam ediyor.
frühling in paris şarkısına konu olmuş şehirdir ama şarkı ne anlatıyor, ne diyor hiç bilmiyorum. i m a german dog that s why i'm writin in german. thanks. (bi yanlışlık var, bulucam)