paris akşamları

entry2 galeri0
    1.
  1. 2. Dünya Savaşı sırasında Paris’e sürgün edilen ve Sen Nehri kıyısında cansız bedeni bulunan bir Kırım Türkünün üzerinden çıkan şiir...

    Paris Akşamları'nda Hüzün Var, Acı Var, Kırım Var...

    PARiS AKŞAMLARı

    Bu kent her şeyiyle bana yabancı
    Caddeler, binalar, bütün insanlar...
    Öyle hasretim ki ezan sesine
    Ararım çevremde minare, cami
    Lakin takılırım çan kulesine
    Her semtin muhteşem kilisesine
    Yad el elemleri sarar içimi
    Uzaklarda yurdum! Burdan çok uzak
    Her mevsimi güneşli, masmavi göklü
    Camili, kubbeli, kümbetli, köşklü
    Ozanlı, garipli, kervansaraylı
    Hele insanları: Alpli, Giraylı
    Yok haber onlardan, baba evinden
    Bu yüzdendir halim, kopuk bir yaprak
    Herşey benden çok uzakta! Çok uzak
    Gözlerim daima engine dalar
    isterim ki her an, ana yurdumda
    Dağları dumanlı yaşlı Kırım’da
    Duvarında mavzer ve Kur’an olan
    Ata ocağında, bizim konakta
    Bir bakır sinili sofra başında
    iftar beklenilsin, dua edilsin
    Ve sessiz sedasız yemek yenilsin
    Sonra şadırvanda abdest alınıp
    Hep birlikte teravihe gidilsin
    Uyansam her sabah ezan sesiyle
    Görsem Ayşeciği su testisiyle
    Ninemi yaşmaklı, namaz kılarken
    Dinlesem dedemi, Kur’an okurken
    Başımı huşuyla yastığa koysam
    Sonra toparlanıp yola koyulsam
    Yahut günün şavkı vururken camdan
    Heybetli sesiyle çağırsa babam
    Anam da, kalk yavrum, aslanım dese
    Tutup elleriyle omuzlarımdan
    O müşvik haliyle sarılsa, öpse
    Semaver kaynarken ocak başında
    Dünya Türklüğünden, Türk tarihinden
    Bozkurt’tan, Turan’dan söz etse dedem
    Sonra Türklük için etse de niyaz
    Gözlerinden akan yaşını görsem
    Evet! Yurdum burdan çok uzak,
    Bir ferahlık yahut bir şevk umarak
    Düşerim yollara akşam üstleri
    Hep böyle çaresiz, yollardan beri
    Her zamanki gibi yorgun ve bitkin
    Artırıp yükünü hasta kalbimin
    Her an heyecanı gözlerimde yaş
    Görmek ümidiyle bir Türk, bir dildaş
    Dolaşırım Paris caddelerini
    Yorgun akan Sen’i, köprülerini
    Bir Karakış vakti, Sen kıyısında
    Kafamın içinde Türklük ülküsü
    Ruhumu kavuran yurt hasretiyle
    Böyle göçeceğim ebediyete
    Donmuş cesedimi bulup çöpçüler
    Defnedilmek üzere götürecekler
    Kimim ben, neyim, ne bilecekler...!
    3 ...
  2. 2.
  3. bu şiir istanbul'da bir kürtün cebinden "istanbul akşamları" olarak çıksa yer yerinden oynardı. Ama yıllar önce bir kırım türk'ünün cebinden çıkmış olmasına rağmen nerdeyse kimse tarafından bilinmiyor. resmen kendi memleketimizde dışlandık.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük