--spoiler--
butcesi ve oyuncularına göre güzel bir is oldugu söylenebilir. konu asırı basit, sıradan olmasına ragmen ne yalan söyleyeyim gece sahnelerinde gerildim. filmin sonlarında hayalet mi in mi cin artık her neyse kızı ayagından tutup gotururken aha lan bozdu niyeti dedim de. büyü filminin yabancı versiyonu mu olacak mı dedım de. olmadı da amna koym.
--spoiler--
korkmak için değil gerilmek için bire bir olan film. bu kadar şişirilmemiş olsaydı da millet izleseydi eminim tepkiler bu kadar olumsuz olmazdı. tabi popüler olanı eleştirince entel oldum aykırı oldum sanıyor bazıları. ha izleyip de hiç gerilmemiş (korkmuş demiyorum bak) olanlar varsa onlar istisna tabii. ben mi?, gerildim hem de çok. bir daha gerilim filmi izlememeye de özen göstereceğim. resmen psikolojik işkence yapıyorum kendime.
girişte yazan 'bu filmdeki görüntüler gerçektir' ibaresiyle izleyiciyi, karısı üst katta çığlık atan adamın ilk önce el kamerasını almaya koştuğuna inandırmaya çalışan film.
çok abartılmış film..balonmuş arkadaş...'ulan nasıl etsek de bitirsek şu filmi' mantığıyla oluşturulmuş havası verdiren bir finalle daha da batmıştır...
san diego polisine teşekkür eden filmdir. neden teşekkür ediyorsun ki! koymuşsun yatak odasına bir kamera 3 oyuncuyla film çekmişsin adına korku filmi demişsin. san diego polisine değil birleşmiş milletlere de teşekkür etsen bir cacık olmaz.
milleti nasıl korkudan altına sıçırttıran bir film bu aklım ermiyor. tek bir şöyle hafif yerinden sıçratan yeri var: en sonlarda, kadının adamı kameraya fırlatıp atması. onun haricinde bir ekşın olsun, bir yakınlaşma ( siz türkler ne diyor? ee.. sikiş!) olsun, bir kan-kusmuk neyin olsun yok arkadaş!
hayatımda izlediğim en sıkıcı filmlerden biri. filmde olay olması için yaklaşık 10 dakika bekliyorsun bir olay oluyor sıçtın bir beklenecek 10 dakika daha geliyor yine bekliyorsun o kadar bekledin güzel bir şey olsun istiyorsun yok. yarıda bıraktım izlemeyi. arkadaşlarım sen gittikten sonra her şey başladı dediler ama umurumda olmadı fazla. izlemezseniz bir şey kaçırmazsınız.
tüm gece boyunca her saatte bir kalkıp evin içinde salak salak turlayan, her kalkışında sigara içen, birşeyler tıkınan bir herif olan beni ziyadesiyle güldürmüş korku filmi.
Benim duyduğum ve aslında rüzgar sebebiyle gıcırdayan kapıdan, çöp tenekesi deviren kediden, üst kattakinden gelen horlama seslerini böyle yarı karanlık kameraya çeksem millet sinemadan çıkamaz sanırım.
gerile gerile yırtılmanıza vesile olabilecek türden bir film. ama sadece geriyor, yaptığı başka birşey yok. yatak odasının kapısından bir cinin girmesini filan bekledim film boyunca. ha şimdi geldi, ha şimdi gelecek derken filmin sonu geldi. filmdeki tek dişe dokunur sahne iblisin, kızı bacaklarından tutup koridorda sürüklemesiydi.
tarzı diğer korku filmlerine göre farklıdır, kan severim kelleler uçsun diyorsanız size göre değildir.
bekledim, bekledim, bekledim korkmadım.
velakin şeytan çıkarma olayındaki sahnelere azıcık bakamadım o kadarcık.
üstüne üstlük kapkaranlık bir evde tek başıma uyudum.
tırsıtacak film aranıyor.
efenim bu filmi beğenmeyenler, bol kanlı, çığlıklı testere tarzı filmlerini izlemeye devam edebilirler.
o değerli zamanlarını aldığı için yönetmen de onlardan özür diliyor.**
(bkz: durmak yok facebook'a devam)
2 ay kadar evvel, bu sitede linkini görüp, hiç aklımda yokken izleme şerefine nail olmuştum. korku filmlerini hiç sevmem. bu konuda tırsağın önde gideniyim. oturdum, izledim. "bu mu lan korku filmi?" dedim kendi kendime. aradan birkaç gün geçti. akşam evde yalnızken, birdenbire aklıma bu film geldi. salak bir şekilde acele ile kendimi evin dışına attım. yani anlayacağınız dostlar, bu film çiğ köfte gibi, acısı sonradan çıkıyor.
korku filmi nedir? önce bunu bilmek gerekir. 120 dakikalık bir filmin 100 dakikasını korkarak geçiremezsiniz. böyle bir korku filmi tanımı yok... 2-3 bilemedin 4 defa extreme sahneler olur. hep korkunç olsun, hep karanlık olsun, ikide birde irkilelim. yok böyle bir şey...
paranormal activity belki dünyanın en korkunç filmi olmayabilir. ama, bir korku filminde yer alması gereken bütün temel öğeleri içeriyor. basit bir film de değil. sıkıcı hiç değil.
normal bir canavar, yaratık vs. söz konusu olmadığından karşıdaki varlığın gücünün sınırları yok. yani mesela eli baltalı bir katil veya canavar her neyse bir şekilde ne yapıp yapamayacağını az çok tahmin edebilirsiniz. bu tür filmlerde korkmazsınız. sadece korktuğunuzu sanırsınız. gerilirsiniz. işte paranormal activity'i gerçek korku filmi yapan da bilinmezlik.
korku filmi diye kanlı bıçaklı gerilim filmlerini izleyenlerin anlamasını beklemiyorum. gerilmek ile korkmak arasındaki ince çizgi rec, paranormal activity vb. filmlerle ortaya çıkıyor... gayet başarılı bir film. kategorisinde top 5 e kesin girer. hatta kafaya oynar... tabi varoş sinema izleyicisi beğenmeyebilir. tamamen vizyon cahilliğinden kaynaklanan bir şey. he deyip geçmek lazım.
gerçekten diğer korku filmleri gibi değil, konusu daha önce benzerini izlemediğim için orjinal geldi.
film o kadar korkutmasa da baya gerdiren tipten.
bu filmi karalayanlara aldanmayın, bu filme kötü diyen leon the professional için de ilk çıktığında kötü demişti. (bkz: bizim arkadaş)
Sonunda izlediğim film. Yoruma geçmeden önce belirteyim Kathie Featherston denilen hatun cidden hoştu, ev haliyle pek bi sevimli görünüyordu.
Filme gelirsek:
- Rec. i izledikten sonra fikir orjinal görünmüyor... El kamerası ile çekim yapılmış hissi veriyor ve gerçekçi ancak izlenebilirliği cidden baltalıyor gibi. Rec. den farklı olarak bazı kısımlar oldukça uzun tutulmuş ki filmin ilk yarısını izlemek işkence gibi.
- Sonu tahmin edilebilecek son. Ancak gene de son 20 dakikasında gerilim oldukça yüksek ve son çok da önemli olmuyor.
- Oyunculuk iyi gibi. Özellikle de Kathie'nin oyunculuğu. Sadece paranormal olaylar uzmanı sırıtıyor.
- Afişi oldukça etkileyiciydi.
- Sadece ses efekti, bir gölge, birkaç çığlık ve iki oyuncu ve küçük bir kamerayla gene de iyi iş çıkarmışlar, özel efekt olmadan film bitmiş.
- Yabancı korku filmlerinde hayalet konusun işlense de "cin" hep ayrı tutulurdu. Varlığın cin olması farklı kılıyor.
Kısaca, sinema salonunda izlenirse etki bırakabilecek bir film. Fikir orjinal olmasa da iyi oyunculukla harmanlanmış.
Ha burda "yok yawww ne izleyecem parama yazık hem korkmadım ki" yazan tiplere de aldanmayın. izleyin, en azından "farklı" bir yapım. Yıllardır ecayip yaratıkların kol gezdiği minik japon çocukların fink attığı korku filmleri gibi değil.
o kadar korkak bir insanım, dabbe'de bile korktum ama söyleyemedim kimseye fakat bu filmde korkutucu pek bir şey yok bence. en korkunç yeride kadının kabustan zıplamasıydı, o da sessizlik aniden ses çıkıyor falan ondan hani. kalkıp popüler şeylere bok atıp artizlik yapıyorlar diyenlere de hayret ediyorum lan iki dakika rasyonel düşün neyinden korktunuz bunun, size böh desem altınıza sıçarsınız herhalde.
sinama açısından beni pek tatmin etmedi.ama son 10 dakikasını gözümü mısır kutusuyla kapatıp izledim sadece okadar.
ama sinemadan çıktığımda ise paramı veriiin paramı veriiin diye bağırasım geldi.
Paranomal Activity, yeni bir tekniğin denendiği büyük umutlarla iznenip muhtemelen beğenilmeyecek filmdir.1.Zaten korku teması yöreseldir.Çünkü Cadı madı korkutmaz her milleti yani.Bu mantıktan yola çıkarak Avrupalıların korkmuş olmasını muhtemel bulunabilir.** Mamafih reklamı iyi yapılmış filmdir.
konu seçimi başarılı ama gerisi yalan olan bir film. tek kamerayla çekilmesine laf atmıyorum çünkü yine tek bir el kamerasıyla çekilen rec adlı film gayet başarılıydı. amerika'da büyük bir hasılat yapması şaşırtıcı. yok yok düşündüm de şaşırtıcı değil aslında, amerikan vatandaşlarının ne kadar ödlek olduğunu hatırlamış oluyoruz.
pek bir numarası olmayan vasat bir film.
diğer gerilim örneklerinden farkı kamerası.gerisi fasa fiso.
edit:kutsal damacana da bile daha çok korktuğumu belirtmekte fayda var sanırsam.