paranoid şizofrenide şüphecilikle ilgili belirtiler baskındır. Paranoid şizofrenlerde sık görülen temalardan bazıları şunlardır: kendisine kötülük yapmak isteyen kişiler veya güçler vardır, bununla ilgili sesler işitmektedir, bu nedenle evde perdeleri kapatıp oturmakta, yemek yerken zehirlenme riski olduğunu düşünerek yemeği kendi
önünde hazırlatmakta veya kendi yaptığı yemeği yemektedir. Odasına dinleme cihazları yerleştirilmiştir, bu nedenle odasında temkinli konuşmaktadır, eşi kendisini aldatmaktadır, v.b. Basit şizofrenide ise toplumsal çekilme, içine kapanma, sosyal aktivitelerde azalma, kendine bakımın düşmesi gibi belirtiler dışında fazla bulgu olmayabilir. Pozitif belirtilerde; şüphecilik, işitme varsanılar ve garip davranışlar sıktır.Hastalarda düşünce ve konuşmada kopukluk görülebilir. Konuşurken konudan konuya atlama, içerik olarak bir anlam ifade etmeyen sözcükleri birbiri ardına sıralama sonucu dinleyenler tarafından bir anlam ifade etmeyen sözcük salatası dediğimiz içeriği boş, anlamsız ve karmaşık konuşma biçimi görülebilir. Bazende hastalar kendileri kelime uydururlar, bu kelimeler kendilerince bir anlam ifade etmektedir.Aslında anlamsız gibi görülen konuşmaya dikkat edilirse çokta anlamsız olmadığı içeriğinin olduğu görülebilir. Bu konuşma biçimi kişinin çağrişimlarının hızlanması ile ilgilidir. Düşüncede bu hızlanmanın yanında duraklamalar da görülebilir.
paranoid hastalar tehlikeli hasta grubu olarak kabul edilebilir. eger siz kendinizi bir an hastanın yerine koyarsanız ne kadar rahatsızlık verici tehdit edici bir dış dünyaya karşı, ne kadar gergin bir iç dünyanız olabilecegini farkedebilirsiniz. bu nedenle bu hasta grubu ani ve ciddi saldırılarda bulunabilir.
bu hastalıgın en önemli özelligi, hastaya mantıklı ve geçerli kanıtlar gösterilse bile hasta sabit ve gerçek dışı düşünceleri olduguna ikna edilemez. hatta çogu kez ikna etme girişimleri ters teperek hastanın size kızgınlık ve düşmanlık duyguları geliştirmesine neden olur.
(populer medikal)
uludag sozluk arkamdan konusuyor/ buna gülüyorsunuz biliyorum
uludag sozluk bana birseyler yapmaya calisiyor / bunu hissediyorum
uludag sozluk birseyler ima etmeye calisiyor / bunu da hissediyorum
uludag sozluk hic birseydir / ben daha mantikliyimdir
uludag sozluk birsey yapamaz / davami actim, sigarami tüttürüyorum
validemin 22 senedir tutulduğu illet. tedavisi mümkün değildir. ancak ilaçlarla (akineton, largactil, vs) beyin de ki nöronları uyuşturarak ve/veya bir kısmını yok ederek, beynin sağlıklı nöronlar üretmesini sağlayarak geçici olarak tedavisi mümkündür, ama salgılanan nöronların da bir süre sonra hastalanacağı kesindir. hastalık belirtileri halisünasyon, olmayan sesleri duymak, olaylara karşı aşırı hassasiyet, hastalığın sebebi herşey olabilir, misal karı kocanın boşanması durumunda, kadının şoktan kurtulamaması sonucu oluşabilir. hastalığın ilerlemiş halinde ve son aşamasında, şahıs kendini veya yanında ki sevdiği kişi öldürür. bu aşamaya gelmemek için düzgün ilaç kullanımı, periyodik olarak doktor kontrolu ve sosyalleşme çabası içinde olunmalıdır. para ve yaşam tarzı çok önemlidir hastanın sağlığı açısından, dar gelirli bir aileye bulaşmışsa, ülkemizde bir çok şizofren dernekleri vardır ve bunlar terapi seansları, geziler gibi sosyal etkinlikleri cüzzi bir para karşılığı verebilirler. durumu iyi olan aileler için, birebir psikolog yardımı almak, mümkünse hastanın isteklerini yerine getirmek, tatillere çıkarmak (haftasonu 1 gün bile olsa) hastalığın son aşamaya gelmesini engellemeye yardımcı olur. uğraşmak zordur bu hastalıkla, aile fertlerine çok iş düşer, sabırlı olmak, her ne söylerse söylesin dışlamamak gerekir, meşekkatli bir iştir. allah hastaya da, yakınlarına da sabır versin.
kucuk yaslarda da zuhur edebilir. kisinin etrafindaki insanlarin ona kotuluk yapacagini; zehirleyecegini, öldürecegini.. vs dusunur. cogu takip edildigini zanneder.
Paranoyaklığın ve şizofreninin beraber bulunduğu psikolojik rahatsızlık. Genelde 40 yaşlarında görülür. Hastalar halüsünasyonlar görür ve hayali bir dünyada düşmanlarıyla savaşırlar. Bir çok bilim adamında topluma yön veren insanlarda görülmüştür.