pablo neruda

entry164 galeri17
    125.
  1. "bilmek aci cekmektir." buyuran sair.
    0 ...
  2. 126.
  3. - Bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış.

    diyen büyük şairdir. ona dikkatlice bakanlar; evrensel değerlerden asla ödün vermeyen, her türlü baskı ve zulme direnen, yaşama karşı dimdik bir duruş sergileyen, adam gibi bir adam görürler. varın böylesi bir adamda, şairliğin nasıl duracağına da sizler karar verin.
    1 ...
  4. 127.
  5. "halkım ben, sayısızca halk.
    sesimde duru bir güç barınır
    delik deşik etmek için sessizliği
    ve filizlenmek için karanlıkta."
    1 ...
  6. 128.
  7. 40 yıl önce ölen yazarın cesedi zehirlenerek öldürüldü şüphesi ile mezardan çıkarılıp araştırılacak. pinochet darbesinden 12 gün sonra ölen
    neruda`nın şöförünün anlattıklarına göre meksikaya göçmek isteyen neruda yolculuğundan bir gün önce vücuduna hastanede zehir enjekte
    edilerek öldürüldü.
    0 ...
  8. 129.
  9. botanik bilgisi şaşırtıcı, dev şiir adamı.
    0 ...
  10. 130.
  11. sevdigim sair.

    pablo neruda biz orada.
    0 ...
  12. 131.
  13. 'o kadar çok ki ölümüz
    ve o kadar çok ki kızıl güneş önünde setler
    ve o kadar çok ki çarpık kabuklu taş başlar
    ve o kadar çok ki öpücüklerimizi engelleyen
    ve o kadar çok ki unutmak istediklerim'

    sözlerine sahip güzel insan.
    1 ...
  14. 132.
  15. 7 sayfa mıı? ohaaaa!

    amına koyim efsaneler efsanesi marcelo salas'ın başlığında 2. sayfa yazı yokken bu dangalağın adına 7 sayfa mıı?

    utanın, yazıktır günahtır. şair.

    TÜRKiYE.
    0 ...
  16. 133.
  17. "Bütün çiçekleri yolsanız da baharın gelişini engelleyemezsiniz.." sözünün sahibi olan şair.
    1 ...
  18. 134.
  19. "yavaş yavaş ölürler" şiiriyle insanı kendine hayran bırakan şair ama insan... Hep bir yolculuğun arifesinde rastlaşılan bu şiir, sırt çantasının içine bir de "Neruda'sız bu yol çekilmez" lafını kurdurtur insana... Ne de iyi eder...

    Yavaş yavaş ölürler
    Seyahat etmeyenler,
    Yavaş yavaş ölürler okumayanlar,
    Müzik dinlemeyenler,
    Vicdanlarında hoş görmeyi barındırmayanlar.

    Yavaş yavaş ölürler,
    izzetinefislerini yıkanlar
    Hiçbir zaman yardım
    istemeyenler.

    Yavaş yavaş ölürler
    Alışkanlıklara esir olanlar,
    Her gün aynı yolları yürüyenler,
    Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,
    Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,
    Veya bir yabancı ile konuşmayanlar.

    Yavaş yavaş ölürler
    ihtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,
    Tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı
    Görmek istemekten kaçınanlar
    Yavaş yavaş ölürler.

    Yavaş yavaş ölürler
    Aşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,
    Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,
    Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin
    Dışına çıkmamış olanlar.
    Yavaş yavaş ölürler…
    3 ...
  20. 135.
  21. Halkız Biz Yeniden Doğarız Ölümlerde

    halkım ben, parmakla sayılmayan
    sesimde pırıl pırıl bir güç var
    karanlıkta boy atmaya
    sessizliği aşmaya yarayan

    ölü, yiğit, gölge ve buz, ne varsa
    tohuma dururlar yeniden
    ve halk, toprağa gömülü
    tohuma durur bir yerde
    buğday nasıl filizini sürer de
    çıkarsa toprağın üstüne
    güzelim kızıl elleriyle
    sessizliği burgu gibi deler de

    biz halkız, yeniden doğarız ölümlerde.

    Pablo Neruda
    0 ...
  22. 136.
  23. çocukluğun taşrası, romantik balkondan seni yelpaze gibi açıyorum. eskiden
    olduğu gibi sokakların terk ettiği ben, terkedilmiş sokakları inceliyorum.
    düş darbeleriyle dövdüğüm küçük kent, kıpırtısız varlığından
    beliriveriyorsun. köpüğün kıyısında uzun ve ağır adımlarla toprakları ve
    otları çiğneyerek, daha yeni boyanmış bu gök altında büzüşmüş sen, bir tek
    sen geceyi kaçıran taşlar atabilirdin. böyle yarattın kendini, yalnızlıkla
    yoğrulmuş, iç sıkıntılarıyla yaralı, yürüyerek, yürüyerek kederli
    kasabalarda. neye yarar eskilerden söz etmek, neye yarar unutuşun
    çamaşırlarını yeniden giymek? yine de gölgen büyük ve kara, çocukluğumun
    taşrası. büyük ve kara kasaba gölgen renksiz soğukluğun, kuzey rüzgarının
    öpücüğü altında. ve güneşli, beklenmedik, tatlı günlerin de var bir başak
    gibi sallanarak nemden çıktığında zaman. ah! suların yükselmesinin korkunç
    kışı, babaannem ve ben titrerdik aklımızı kaçırasıya titrerdik. her yandan
    yağan, kederli ve savurgan, bitmek tükenmek bilmez yağmur. haykırırlar,
    ağlarlardı ormanlarda yitmiş trenler. rüzgarın çevrelediği tahta evler
    çatırdardı. rüzgar şaha kalkmış ayaklarıyla pencereleri uçururdu, yıkardı
    çitleri; şiddetli, umutsuz, arazi olurdu denize doğru. ancak tertemiz
    geceler de vardı, güzel havanın yaprakları, kusursuz yıldızlar içine
    sokulmuş karanlık gökyüzü. ağır kaldırımlarda, alacakaranlıkta ya da
    unutulmaz sabahlarda genç kızı elinden tutup gezdiren aşık oldum. söylenmiş
    onca sözcük nasıl anımsanmaz? çiçek gibi açılan öpücükler, dalgalanan
    çiçekler her şey bitse de. fırtınayla yüzleşen ve acı kanatları altında
    ağzını güçlendiren çocuk seni destekliyor bugün fırtınadan sonra büyük bir
    ağaç gibi nemli ve sessiz memleket. gizli saatlerin elinden kaçmış, herkesin
    tanımadığı çocukluk taşrası. son yağmurla ıslanmış yapı iskelesine uzanmış
    yalnızlığın bölgesi, bir geri dönüş barınağı olarak öneriyorum seni ömrüme.

    (bkz: çocukluğun taşrası)
    0 ...
  24. 137.
  25. "..Bütün gördüklerim içinde
    yalnız
    sensin hep görmek istediğim
    dokunduğum her şey içinde
    senin tenindir hep
    dokunmak istediğim:
    seviyorum senin portakal kahkahanı
    hoşlanıyorum
    uykudaki görüntünden.."
    1 ...
  26. 138.
  27. "bütün çiçekleri koparabilirsiniz ama baharın gelişini engelleyemezsiniz."
    4 ...
  28. 139.
  29. günümüz ilişkilerine giydiren bir sözü için:

    --spoiler--
    Biten bir aşkın hemen ardından bir başkasıyla başlayan şeyin adı, “ilişki” değil “çelişkidir”.
    --spoiler--
    3 ...
  30. 140.
  31. --spoiler--
    ''Ne yapmalıyım, sevgilim, sevdiğim? Bilmem nasıldır diğer aşklar ya da geçmişteki sevdalılar, yaşarım, izlerim, severim seni, sevmek doğamda var benim.''
    --spoiler--
    1 ...
  32. 141.
  33. bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim

    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu
    Ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
    Şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.
    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
    Sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
    Kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
    Kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
    Sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim
    O durgun, iri gözler sevilmez miydi ama

    Bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
    Yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
    Duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
    Ota düşen çiğ gibi, düşmekle şiir cana
    Ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.
    Gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana
    Hepsi bu. Uzaklarda şarkı söylüyor biri.
    Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
    Gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi
    Yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana

    Artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
    Sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona
    Ellere yar olur. Öpmemden önceki gibi.
    O ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
    Artık sevmiyorum ya severim belki yine
    Ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda
    Böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
    Yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca

    Belki bana verdiği son acıdır bu acı
    Belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona
    2 ...
  34. 142.
  35. gemisiyle seyahat ettirir.

    --gemi--

    Nasıl yürürüz kunduramız olmazsa
    Dünyanın keskin çakıllarında?

    --gemi--
    8 ...
  36. 143.
  37. bir gün bir yerde tekrar karşılaşırsak eğer, benimle yeniden tanış.
    1 ...
  38. 144.
  39. Esinin ismi "matilde" dir.

    Ve tarihin en guzel ask siiri; 'matilde ye sone' dir.
    1 ...
  40. 145.
  41. amber

    uykun
    uykumda dinlensin bir tanem
    aşk, acı, iş dinlensin...
    görünmeyen çarkları üstünde dönen gecede
    uyumuş amber gibi safsın bana sarılıp

    başka kimse düşlerimde uyumayacak aşkım
    gideceksin, birlikte gideceğiz zamanın suyunda...
    ayım, güneşim, ölümsüzüm
    karanlıkta, yanımda senden başka hiçbir kadın yolcuya yer yok

    ellerin açılmış bileklerin narin,
    amaçsız tatlı işaretler indi avuçlarından
    iki gri kanat gibi yumuldu gözlerin

    örsün yazgılarını gece, rüzgar ve dünya
    ben senin içinde yalnızca beni götüren o suyun
    sensiz rüyandan başka hiçbir şey olamam ben

    pablo neruda

    https://www.youtube.com/watch?v=Q_boolagOLo
    0 ...
  42. 146.
  43. şilili ünlü bi şairdir. Çok severim şiirlerini. Yaşasaydı hdp ye verirdi yoldaş.
    3 ...
  44. 147.
  45. " insanlar seninle konuşmayı bıraktığında, arkandan konuşmaya başlarlar..."

    - pablo neruda -
    7 ...
  46. 148.
  47. "mademki her şey çifte biçimlidir yaşamda
    mademki sensizliğin kanadıdır söz
    ve mademki ateşte yarım bir soğuk var
    seni hem seviyorum, hem sevmiyorum

    seni sevmiyorum ben, sevmeye yeniden başlamak için
    sonsuza yeniden başlayabilmek için
    kesintisiz sevmek için
    ve bu yüzden de henüz sevmiyorum seni ben

    mutluluğun anahtarı iki elim arasındaymış gibi
    mutsuzluk da kaygı da elimdeymiş gibi
    seni seviyorum ve sevmiyorum

    iki yüzü var aşkımın, iki varlığı
    seni seviyorum seni sevmediğim zaman
    ve seni seviyorum sevdiğim zaman

    seni sevdiğimi göreceksin sevmediğim zaman,
    çünkü iki yüzüyle çıkar karşına hayat.
    bir sözcük sessizliğin kanadı olur bakarsın,
    ateş de pay alır kendine soğuktan

    seni sevmeye başlamak için seviyorum seni,
    sana olan sevgimi sonsuzlaştıracak
    bir yolculuğa yeniden başlamak için:
    bu yüzden şimdilik sevmiyorum seni.

    sanki ellerindeymiş gibi mutluluğun
    ve hüzün dolu belirsiz bir yarının anahtarı
    hem seviyorum, hem de sevmiyorum seni.

    sevgimin iki canı var seni sevmeye.
    bu yüzden sevmezken seviyorum seni
    ve bu yüzden severken sevmiyorum seni.
    4 ...
  48. 149.
© 2025 uludağ sözlük