leyla ile mecnun'da ali atay'ın elinde oğuz atay'ın kitabını görünce "lan acaba bir akrabalık var mı?" diye düşündüğüm kıymetli yazarımız. sanırım bir bağ yok aralarında.
lisede okuduğum adam. bunun bir kitabı vardı tutunamayanlar diye kap kalın birşey hocam önermişti şiddetle. başta çok sıkmıştı ama olric benim karakterim oldu çıktı sonradan . bu tarzı sevdim dedim baktım kitabı kalmamış bitirmişim kitaplarını sonra yusuf atılgana geçtim evet .
Postmodern Türk Edebiyatı'nın en kallavi ve delidumrul yazarıdır.(şahsımca)
Maalesef ki çoğu iyi yazar gibi ölümünden sonra kitapları daha çok ilgi görmüştür, günümüzde kanal d'de yayınlanan "poyraz karayel" isimli dizinin senaristinin kendisine çok büyük hayranlık duyduğu da bilinir.
(bkz: tutunamayanlar)
(bkz: bir bilim adamının romanı)
(bkz: tehlikeli oyunlar)
Fakat Allah kahretsin! insan anlatmak istiyor albayım,
Öyle budalaca bir özleme kapılıyor.
Bir yandanda hiç konuşmak istemiyor
Tıpkı oyunlarda ki gibi çelişik duyguların altında eziliyor.
Fakat benimde sevmeye hakkım yok mu albayım?
Yok.
Peki albayım.
Bende susarım o zaman,
Gecekondumda oturur anlaşılmayı beklerim.
Fakat albayım, adresimi bilmeden nasıl bulup anlayacaklar?
Sorarım size, nasıl kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı?
Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek.
Bir yandan da gözucuyla ölümümün nasıl karşılacağını seyretmek istiyorum.
Tehlikeli oyunlar oynamak istiyor insan,
Bir yandan da kılına zarar gelsin istyemiyor.
Küçük oyunlar istemiyorum albayım.
Kelimeler, kelimeler albayım, bazı anlamlara gelmiyor.
ey fakir milletim! aslında seni anlatmıyoruz. sefil ruhlarımızın korkak karanlığını anlatıyoruz. işte onun için sana yanaşamıyoruz. senin yanında bir sığıntı gibi yaşıyoruz. hiç utanmıyor muyuz?
hiç utanmıyoruz.
''Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli...''
bedenini kendisi ayırmadıysa da hayattan, her kelimesi ile kafasına bir mermi yollamış, boktan şehirlerin ve boktan insanların pek acınası anlarını güzel gözleriyle görmüş, bizi mahrum etmemiş selim ışığımız, hikmetimiz.