yahu anlamadığım özür dileseler ne olacak ülkemi yıkılacak.Böyle haydi yallah diye saldırmanın ne alemi var.Maşallah herkes 3 günlükken ata binmiş, beş günlükken ok atmış cengaver türk.Siz bu kadar ayaklanma başlatmasanız aslında hiçte gürültü koparmayacak bir site.Bana bu ülkede farklı düşünenlerde varmış dedirten sitedir.Çokta bir önemi yoktur.Bırakınız yapsınlar , bırakınız etsinler dedirten bir site işte ,hepi topu bir site.
kanunun ilgili hükmünce suçu ve suçluyu övme kapsamında bir katilin ismi ile kayıt olmaya çabalayan gariban arkadaşların ip takibi ile hakkında gerekli işlemin yapılacağı kampanyadır.
madde 215- (1) işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." biçimindedir.
"gerekçe:
madde metninde suçu veya suçluyu övme suçu tanımı yapılmıştır. buna göre suçun oluşması için, failin işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu bir suçtan dolayı bir kişiyi alenen övmesi gerekmektedir. işlenmiş olan bir suçun failini veya kanuna uymayan kişiliğini, sırf suç işlemesi sebebiyle övme hâli de cezalandırılmaktadır. suç işlemiş olan kişinin övülmesi hâlinde, aslında bu kişi aracılığıyla işlenmiş olan suç övülmektedir. "
Türkiye'de Ermeni Soykırımı adında bir şeyin olamayacağını çünkü "soykırım" kelimesinin icad edilmediği bir dönemde soykırımdan bahsedilemeyeceğini söyleyen değerli bir kaç yazarımız da dahil olmak üzere oluşturulan web sitesidir.
Hrant Dink'i koruyamadığımız için özür dilerim ama "soykırım" kelimesini 1940larda öğrenmiş bir dünyadan, savaş nedeniyle, strateji için yapılan zorunlu göçlerden dolayı, devlet iktidarının halkını korumaya dahi yetmediği bir dönemde, bir grup insanın yaşadığı yerin değiştirilmesini hiç bir şekilde, hiç bir zaman ve hiç bir koşul altında kabul etmem. Bunu kabul edersem, 1914'te Kocaeli'nde kasaba basarak, büyük dayımı kesenlerin hesabının da verilmesini isterim. Benim gibi nice Osmanlı Müslüman tebasından gelen insanların da o dönemde nice kayıpları olduğunu bilirim, ama biz bunları savaşın kötü yüzü olarak gördük. Böyle görerek elele verip, Cumhuriyet'i kurduk. Böyle gördüğümüz için Yahudi, Ermeni ya da Osmanlı kökenli diye düşünmeden yıllarca üniversite kapılarında 60 için haykırdık, Yankee'leri protesto ettik. Böyle düşünerek 80i yapanları kınadık, PKK terörüne karşı omuz omuza vuruştuk.
Böyle düşündüğümüz için sinagog patlamalarında beraber ağladık, beraber yas tuttuk. Hrant için yürüdük, çünkü biz aynı sistemin içinde Abdi ipekçileri, Uğur Mumcuları, Hrant Dinkleri yitirdik. Onların Osmanlı'da ne oldukları değil, dostumuz, arkadaşımız, sevgilimiz, kocamız, babamız, aydınımız olmalarından dolayı ayağa kalktık.
Kaldı ki, Sözde Ermeni Meselesindeki en büyük hatamız Yıldız Sarayı'nda bulunan milli arşivi uluslararası incelemeye geç açmış olmamızdır.
Kırmızı kitabın asılsız olduğu yönünde çıkartılan bir sürü tarihi kanıt olmasına rağmen, diaspora kültürünü Amerika'da yerleştirememiş olmamızdan dolayı, diplomasiyi beceremeyen hükümetler nedeniyle çok değerli elçilerimizi yarı yolda bırakan politikalar nedeniyle kesilecek bir faturayı Türk Ulusunun ödemesi doğru değildir, çünkü bu kabullenme aynı zamanda basit bir aklanmayı da getirecektir: Hitler'in aklanması...çünkü tarih kurgulanırken, iyileri ve kötüleri de yaratır.
Kötülüğü dünya hafızasından yeni yeni silinen bir lider ve ari ulus fikrinin yerine Türk kimliğini de kültürünü de koymak mümkün değildir. Ulusumuzun hoşgörü içinde, inançlara saygı ile bir araya gelenlerin torunları olmadığını düşünmek mümkün değildir, ki, bunun en net örneği; sinagog patlamalarından sonra değerli sanatçılarımızdan birinin verdiği demeçle hatırlatılmıştır: "Üzerimizde oynanan oyunu biliyoruz, ama biz bu toprakların çocuklarıyız ve bu topraklarda öleceğiz, bu toprakları bizlere terk ettiremezler." diyordu bir ressam Radikal gazetesinin haftasonu eklerinden birinde.
Biz milletten ulusa dönüşen toplumlardan biriyiz.Hafızamız televolelerle, spor programlarıyla, vahşi olduğumuz yönünde yapılan vurgularla, dizi çıkmazlarıyla, siyasi demogojiler üreten politikacıların mahalle kadını edasındaki ağız dalaşlarıyla, "değerli" milletvekillerimizin yumruklarıyla günlük olarak silinip, yapılan bir kurguya dönüştürülmeye çalışılsa da, hafızamızın kiminle nasıl dost olduğumuzu unutmadığı gerçeğini "aydınlarımızın" görmesi gerektiğine inanıyorum.
Gramsci der ki: "Geçmişten gelen değerleri, bugünün değerleriyle yoğurup, geleceğe aktarmazsak, oluşacak şey "Yamalı Bohça"dır."
ve yine Gramsci bu kültürel aktarımın en temel kaynağının Aydınlarımız olduğunu söyler.
Maalesef Türkiye'de 80 süreci yamalı bohçalı kimliklerle bezenmiş 90 aydınlarını çıkarmış, ve şimdi Gramsci'nin bahsettiği bu rol Türkiye'de gençlerde..tabi üniversitedeb mezun oluncaya kadar yamalı bohça olmazlarsa, sonrasında da yamalı bohça olmamaya direnirlerse...
edit: "dr. cürekli batur ve bay arkın"a teşekkürle, metnin içinde geçen kırmızı kitabın mavi kitap olduğunu belirterek, yanlış anımsamamdan dolayı okurlarımızdan özür dilerim.
- amma çok insan özür dilemiş lan!
+ abi sana bi' şey söyleyeceğim ama kimseye söyleme. birden fazla isimle özür dileyebiliyorsun, ondan kabarık bu sayı. tecrübeyle sahiptir?
- yani şimdi sen bana "en azından iki farklı isimle özür dileyerek sitenin bu açığını buldum" mu diyorsun.
+ evet abi!
- o'lum millet özür dilemesin diye yemediğin bok kalmadı, iki kez özür dilemişsin!
+ doğru lan! ama vatan için yaptım!
- siktir lan! hrant'ın cenazesindeki 200.000 kişi de hologram mıydı peki?
+ evet abi tecrübeyle sabittir!
- nasıl yani?!
+ oraya da arkadaşlarla birlikte gittim abi.
- !?!
ne yazık ki, sosyal ve kültürel coğrafyamızdan geçen fay hatlarını biraz daha derinleştirmekten başka bir işe yaramayacak olan * gereksiz atraksiyon entelliği...
metinde gecen osmanlı ermenilerinin basına gelen sözü beni ayrıca yaraladı, bahes konu osmanlı ermenileri ama tehcir osmanlı kararı degil, it cilerin aldıgı bir karar ve mesulu asla osmanlı degil.
ülke gündemimden, toplumsal sorumluluktan ancak bu kadar uzak olunur. ne özürü arkadasım ne özürü? kimden ne için özür diliyorsun? birinin ayağına falan mı bastın? ermenilere karşı soykırım yapıldığı ve ermeni halkının zorunlu göçe tabi tutulduğu konusunda kafam net. ama osmanlı döneminde yapılan ve kendimin hiç bir payı olmayan bu durumdan ötürü ben kimseden özür dilemem. bu yarayı kaşımak emperyalizme hizmet etmekten başa bir şeye de yaramaz.
sayın aydın;
kriz bahane edilerek işlerinden atılan insanlar için,
muhalif bir dergi sattıyor diye sırtından vurulup felç bırakılanlar için,
işkencede katledilenler için,
dur ihtirarına uymadı diye vurulanlar için,
dini inançları, düşünceleri yüzünden okuluna gidemeyenler için,
örgütlenme hakkını savunup tutuklananlar için,
ülkenin topraklarını işgal edip üst kuranlar için,
.
.
.
ne yaptın? bi bok yapmadın sayın aydın, bi bok yapmadın ve sustun. şimdi yine en iyi yaptığın şeyi yap ve sus!
daha önce hiç örneğine rastlanılmamış site. yapılmamış bir eylemden dolayı neden özür diler ki insan? buna kompleks denir. üstelik özür dileme gevşekliğinde bulunanlar aydınmış. cehalet aydınlığı. illaki özür dilenecekse yıllardır türkiye'nin üzerine yapışmış bu kara lekeyi temizlemeye çalışmadığımız için tarihten, hocalı'da, van'da zeve köyünde canice katledilen şehitlerimizden özür dilenmeliydi. şimdi bu aydınlarımız! ermenilerin ekmeğine yağ sürmüş oldular. 'bakın onlarda bunu kabul ediyorlar' demeyecekler mi? sağolsunlar aydın olarak geleceğimizi kararttılar...
anlayışla karşılama deneyimimizdir bir nebze bu site.ermeni soykırımına inanmak ya da inanmamak dert değil aslında. bu site bile bizim anlayış deneyimimiz oldu, inanmıyor olabilirsin ermeni soykırımına inanan birisiyle akılcı tartışmak yerine kofti aydın, her boktan özür dileyen aydın demek ne kadar akılcı? ilk sayfada imzası bulunanlardan yarısından fazlasıyla çoğu konuda aynı fikirde olmasam bile en azından eserlerini biliyor ve saygı duyuyorum. ortada soykırım var mı yok mu hala muallakta olabilir. ama var diyenin yok diyene yok diyenin var diyene saygısı olmadıkça düşünce kırımı devam edecektir.
Samatya Surp Kevork Ermeni Kilisesi, Mektebi ve Mezarlığı Vakfı ile Yedikule Surp Pırgiç Ermeni Hastanesi nin AiHM'de Türkiye aleyhine açtığı dava bugün karara bağlandı. Mahkeme vakıfların mülkiyet haklarının ihlal edildiği hükmüne vardı.
iki vakıf da, Türkiye'nin Avrupa insan Hakları Sözleşmesi'nin mal ve mülkiyetin korunmasıyla ilgili protokolünü ihlal ettiğini ve devletin bazı taşınmaz mallarına haksız yere el koyduğunu savunuyordu.
kimilerinin "allah belasını" versin diye dua ettiği insanların imzalarını sunduğu sitedir.
bu durumda duası kabul olunsa allah belamızı verecek. ne için? bu topraklarda ittihadcılar 1,5 milyon ermeni'nin kesilmesine olanak tanıdığı, kendi topraklarından insanları sürüp bunu abuk bir mazeretle meşrulaştırabileceklerini düşündüğü için.
allah beni kahredecekmiş. neden? abdül hamid "ermeni sorunu ermeniler bitmeden bitmez" dediğinde "atalarımızdır elbette keseceklerdi" demediğimiz için.
ermeniler hâlâ bu toprakların parçasıdır, bizden daha önce buradaydılar. hayvan kolonileri ya da emperyalist köpekler gibi fetihçi ruhumuzla övünecek sığılıkta insanlar olmadığımız için allah bizi kahredecekmiş.
allah inancı olup bu katliamı savunan kişileri gördükçe taşlar daha net oturuyor yerine. bi' de "allah belanızı versin" deniyor. vermiş zaten, siz varsınız ya!
şimdi burda afedersiniz bu siteyi bi yerlerine takan pek az insan olduğundan ve de olacağından dolayı bence artık gündemden uzaklaştırılması gereken konu olmalıdır. yani bir kaç amerika sempatizanının açmış olduğu ve sadece ermenilerin destekleyeceği bir oluşumla biz ancak dalga geçeriz ve geçiyoruz da zaten.(burdan öpüyorum sizi)
benim dedemin mesela çok sevdiği, ikinci dünya savaşında tertiplik yaptığı ermeni bir arkadaşı vardı. hep onu anlatırdı bize. süper adam derdi. ermeniler genelde iyi niyetli ancak çabuk gaza gelen ve dolayısıyla kışkırtılmaya müsait insanlarmış. biz de ermeni kardeşlerimize saygı duyuyor, gözlerinden falan öpüyoruz işte. neyse. burda önemli olan, bir kaç baydın* ay pardon aydının, kendi çaplarında yapmış oldukları bu çırpınma esasında bizim onlara pay çıkartmamamızdır. zaten biz onlara pay attıkça, yani siteleri hakkında konuştukça, onlar bundan rant elde edecekler. yani biz olmazsak afedersin, bi pok elde edemezler. hani kraker atarsın havlar, atarsın havlar, atarsın havlar ya. aynen o işte, bi farkı yok. atmayalım krakerleri arkadaşlar, susar yani bir müddet sonra. hem o krakerler daha çok lazım olacak bize. daha ne havhavlar gelecek kapımıza.
benim için pkk nın yayın organı olan bir takım sitelerden daha önemli olmayan sitedir. yalan, dolan iftira; hepsi bu sitededir. rezilliktir, hainliktir. bir de oraya ismini yazdıran falan bir takım şov insanları vardır; kendi adıma hepsinin cemil cümle allah belasını versin diyorum.
baskın oran denilen sözde insanın, dtp desteğiyle milletvekili adayı olduğunu, dtp desteğini çekse bile, seçimlerden sonra milliyetçiliğe karşı olarak dtp grup toplantılarına katılarak dtp ye destek verdiğini hatırlatmak istiyorum.
bildiğimiz pkk yanlılarının ermenilerden özür dilemesini esasında hamidiye alaylarının öldürdüğü ermeniler adına olumlu buluyorum; ancak özürün türk milleti adına dilenmesini mantıksız buluyorum.
millet ve ulus kavramlarına kökten karşı bir enternasyonalistin ise ; türk milleti adına giriştiği bu işin manyakça bir propagandadan öte olmadığını bilsem de, midem bulanıyor, tiksintime engel olamıyorum.
bir de bu adamlara entelektüel veya aydın diyen şaşırmış insanlar vardır, komiktirler; ilk medrano sirkine katılıp gitsinlerdir bu ülkeden.
işi gücü olmayan bir güruhun haksız mı haksız serzenişinin kanıtı olan sitedir.
sırf provakasyon amaçlı yapıldığı ''özür diliyoruz'' adı altında yazılmış cümlelerden dahi belli olmaktadır. fake isimler ve tarihi bilmeden haykırışlar... ben utandım ey ahali, ben! sözde soykırımı savunan sözde türkler. aynı ırktan olmak istemiyorum bunlarla ve aynı topraktan.