izlediğim en iyi en özgün dizidir. filmdeki her karakter başrol potansiyeline sahip. net bir olayı olmayan çok yönlü bir dizi. sizi fazla merakta bırakacak bölüm sonları yok ama buna rağmen bir şeyleri merak ediyorsunuz. ilk izlediğinizde bir prison break değil diyebilirsiniz. ama 2. sezon 3. sezon derken prison break dizisinin bile çoluk çocuk dizisi olduğunu fark ediyor ve başka dizi beğenemeyecek hale geliyorsunuz. eyy oz! tek kelimeyle baş yapıtsın. bu dünyaya senin gibi bir dizi daha gelemedi malesef.
Lise son sınıfta izlemeye başlayıp, sonrasında yaşadığımız gezegenin vahşiliğini anladıktan sonra psikolojimin o dönem alt-üst olmasına sebebiyet vermiştir. Herkes izlememeli. izleyen izlemeyeni uyarmalı.
filippo gramatica nın toplumsal savunma kuramından etkilenmiş bir eleman olan tim mcmanus a sahip dizi. toplumsal savunmanın asıl amacının toplumu suçlulara karşı korumak olmayıp tersine suçluları yanlış tanıyıp onu anlamak istemeyen topluma karşı savunmak olduğunu benimsemiş bir karakterdi tim mcmanus. ayrıca ceza hukuku çalışırken sürekli akla gelen dizidir. izleneli yıllar olmasına rağmen karem said i adebisiyi müdür leo glynn i tabi ki o reily kardeşlerin unutulamadığı dizidir. şunla ya da bununla mukayese edilmesi mümkün olmayan dizidir. ardından da the wire gelir ki yine hbo dedirtir insana.
şu an itibariyle başladığım dizidir. yaptığım araştırmalarda the wire, six feet under , ve oz'un efsane diziler olduğunu duydum. the wire'ı bitirip bu diziye başlıyorum. umarım benimde efsanelerim arasına girip 1. veya 2. olma başarısını sağlar.
tartışmasız şekilde gelmiş geçmiş en iyi dizidir. tek eksiği müslümanların ibadet sahnelerinin çok yapmacık olmasıdır. en güzel yanı hikayenin belli bir karakter üzerinden değil birçok karakter üzerinden devam etmesidir. benim favorim tabi ki irlandalı.
prison break ile karşılaştırılması dahi hata olan başyapıt.
bir yanda michael sikkofield denen bir adam, bu adamın bütün planları rast gider kaçar da durur başka da bir halt yok. bir yanda ise hapishane gerçeğini buram buram yansıtan, belli bir başrol oyuncusu olmayan, bütün oyuncuların oscarlık performans gösterdiği, zencilerin, müslümanların, aryanların, italyanların bilimum çetelerin bulunduğu bir dizi.
prison break bu dizinin yanında çoluk çocuk işi kalır en fazla. eğlenmek isteyen ve sert sahnelere gelemeyen bünyelere hitap eder. prison break'in en has karakteri t-bag'tir ama oz'da t-bag'i sikebilecek milyon tane adam bulursunuz.
yaşayan ölüleri görmemizi sağlayan dizidir. oradaki insanlar diptedir, sondadır, depresyondadır.. öhöm neyse işte bol ekşınlı, atraksiyonlu ve hayatın gerçeklerini utanmadan, sıkılmadan yüzümüze vuran dizidir.
amerikan dizi sektörünün tam anlamıyla miladıdır. oz dizisi döneminde çok daha hazmedilebilir diziler (bkz: the sopranos) çıkaran abd dizi sektörü, oz dizisi ile bir metamorfoza girmiştir. oz ile birlikte sektör çok daha sert, gerçekçi, izleyenlerin sistemi sorguladığı, ırkçılık, dini inançların yaşanış şekli, suçlunun iç dünyası gibi etkileyici ama alelade tasvir edilemeyen alanlara kaymıştır.
senarist hapishane ile dünyayı ve sistemi simgelemeye çalışır. zaten dizide gruplarda vardır; italyanlar, zenciler, müslümanlar, naziler vs. olarak. bu hapishane de ırkçılığı, insanların bir gruba aidiyet duygusunu, suç kavramını, inançların yaşanabilirliği sorgulanıyor. mesela hiç bir gruba ait olmayan kişiyi tıpkı dünyada olduğu gibi kimse sevmiyor ve geleceği belirsizleşiyor. polisten kaçarken yüksek kattan atlayıp, sakat kalan bir zenci ise hapishaneden örnekler ile bize gerçek dünyayı açıklamaya çalışıyor. bu karakter dünyada doğru bildiğimiz yanlışları yüzümüze tokat gibi vurup sırıtmakla mükellef.
eğer dikkat edersek yaşanan her olayın bir derinliği, özünde bir açıklaması var. mesela; miguel alvarez'in bebeği olur. alvarez bebeğini görmek için yoğun güvenlik önlemleriyle birlikte hastaneye gider. yanında rahip ray mukada vardır ama yeni doğan bebeği doğumdan sonra fazla yaşamaz. aklını kaçırmak üzere olan alvarez , rahiple din hakkında tartışır.''ben böyle bir yaratıcıya nasıl inanabilirim ? bebeğim ölürken nerdeydi bu tanrı ? rahip cevap verir; ''kendi oğlu çarmıha gerilirken nerdeyse orada.'' diye.
çoğu zaman prison break ile karşılaştırılır ama çok farklı dizilerdir. prison break; çok iyi çekilmiş bir aksiyon, macera dizisi. oz'un durumu çok daha farklı ve derindir. ikisini karşılaştırmanın saçma olduğunu düşünenlerdenim. oz'u izlemeyenlere kesinlikle tavsiye ederim.
gamalı haç ya da svastika diye duyduğumuz döngüsel sembolün türkçe adıdır. kadim dönemlerden beri tamga olarak kullanılan bu işaret ahmet yesevi türbesinde de, konyada karatay medresesinde de görülebilir. evrenin ve her eşyin döngüsünden haberdar olan atalarımızın bu döngüyü haberdar etmesi için çizdiği bir işarettir. dönerek göğe yükselmek anlamındaki "oz-"nin sıfat fiil eki almış hali de "ozan"dır. sema ve semah da bu duygudan kaynaklıdır.