Bitirene kadar akla karayi secmistim ama bitirmistim.
Ayrica toplamda 2-3 dakika boyunca alexi suyun altinda tutuyolar. Oyuncu kesin bogulma tehlikesi gecirmistir.
kullanılan dil gerçekçi. anlatıcımız genç ve kötü bir adam ve kitaptaki şuna benzer ifadeyi hiç unutmam ;
iyilik yapan insanları sorgulamıyorsunuz da kardeşlerim , kötülük yapanlarla neden bu kadar uğraşıyorsunuz ?
tabi daha detaylı. mesela iki güdününde insanın içinde olduğu ve seçimlerimize bağlı olduğu gibi.
(bkz: Anthony Burgess)'in enfes eseridir . Her satırı , her sayfası keyifle ve büyük bir zevk ile okunur . Zamanın ne ara geçtiğini , kitabın ne ara bittiğini anlamazsınız .Modernleşme ve değişim sancılarını yansıtırken, bireylerin ne kadar özgür veya baskı altında olması gerektiğini ve sonuçlarını sorgulayan bir eserdir . Okuyun , okutun .
--spoiler--
Tüm hayvanların en zekisi, iyiliğin ne demek olduğunu bilen insanoğluna bir baskı yöntemi uygulayarak onu otomatik işleyen bir makine haline getirenlere kılıç kadar keskin olan kalemimle saldırmaktan başka hiçbir şey yapamıyorum...
--spoiler--
sıkılabilirsiniz. sıkılabilirsiniz derken ''pofff ne yavaş bi film hiç aksiyon yok şekerim'' tarzında değil. içiniz sıkılır. böyle kapatsammı izlesem mi olursunuz. gerilirsiniz. meraklısına güzel bir fildir.
anthony burgess'in yazdığı en önemli romanlardan biridir. 1971 yılında ünlü yönetmen stanley kubrick tarafından beyaz perdeye aktarılmıştır. kitabın baş kahramanı orospu çocuğu alex tam bir suç makinesı olup çetesiyle birlikte tecavüz başta olmak üzere işlemedik suç bırakmazlar. birgün bir yazarın evini basarlar ve yazarın karısına tecavüz ederler; yazarın yazmakta olduğu kitabın ismi otomatik portakal'dır. alex'in çetesi dağıldıktan sonra, çete üyeleri tarafından ihbar edilen alex devletin üzerinde çalıştığı bir beyin yıkama ve köleleştirme projesinde kobay olarak kullanılır. bu proje kapsamında suçlular türlü işkenceler sonunda suçtan iğrenen bir hayvana dönüştürülürler. otomatik bir makine haline gelen alex bu duruma kısa bir süreliğinede olsa itiraz edip '' otomatik portakalmıyım ben.'' sorusunu yöneltir...
Kitabı Dost Körpe çevirisiyle okuyorum çünkü kitapçılarda rahatlıkla bulabileceginiz onun çevirisi. Yeni başladım fakat çeviriyle ilgili bir sorun olmalı diye düşünüyorum çünkü böyle bi sokak jargonu yok. Bu da yapmacıklık katıyor kardeşlerim. Yapmacikligi taa en başından cakozlayip dikizleyebiliyorsunuz kardeşlerim. Bu ne yahu?
kitabı okurken başlarda şimdi bu mu modern klasik eser falan diye kendime sorarken sonrasında gerçekten iyi bir roman olduğunu çakozlayabiliyordunuz kardeşlerim.
1959 yılında ameliyat edilemez bir beyin tümörü tanısı ve bir yıldan az ömür biçilen ingiliz romancı anthony burgess'in tüm bu olanlara sinirlenerek inanılmaz bir şekilde bir yıl içinde yazdığı 5 buçuk romandan bir tanesi. ayrıca stanley kübrick aynı adla bir film çekmiştir : 1971 yapımı 137 dk.'lık. ve belirtmek isterim ki burgess'a konulan teşhisin yanlış olduğu ispatlanmıştır. burgess'in ölüm tarihi 1993tür.
kitap alex adlı kahramanımızın pisliğin içinden, otomatik şekilde işleyen bir portakala dönüşme sürecini anlatır.
stanley kubrick bu kitabı öylesine filme aktarmıştır ki kitabın bir yansıması olarak düşünürsünüz filmi. ( Bazı öğeleri atladığı da inkar edilemez. )
şiddetle okuyun
şiddetle izleyin
not : lütfen dost körpe denilen pezevengin çevirisinden okumayın kitabı
Aslinda burada aşk; çiftleşmek değil, tekleşmektir! hakkinda yazilmis açiklamalar bulunuyordu.
Ancak Internet üzerinde veya herhangi bir basin organinda fikrinizi belirtmenin suç sayilabildigi su günlerde bu açiklamalar size fazla gelebilir, gerek siz gerek ise açiklamayi yazan üyelerimiz "kuvvetli süphe, kaçma veya delil karartma ihtimali" sebebi ile aylar hatta yillarca hapis yatabilir.
Bu sebepten, sitemiz var olan durumu var olan sartlarda protesto etmek için yapabilecegi tek seyi yapip kendi istegi ile kapanmistir.
Özgür, insanlarin düsünceleri ile degil eylemleri ile yargilandigi bir ülkeye sahip olmamiz ümidi ile...
sikimsonik sözlük. aile boyu goygoy mekanı. cellat, desailles, magic bullet gibi sağlam terkipçi yazarları var. ama ben en fazla feminist yazarlara hastayım lan bu sözlükte. ağlak, muğlak, duygusal, hislendiren spinozacı, maybe baby entriler. aşırı kilodan olsa gerek diyor siktirip atıyorum, pardon kestirip. muk muk. hot, sexy, bikinili.