+muck.
-aaa ne oluyor ya.
+sen burada inmiyormuydum yavrum?
-kardeş neden öpüyorsun.
+bu duraktamı indiriyim gelecek duraktamı?
-ya ne indirmesi neyi indiriyorsun sen?
otobüs bir anda loş ışıklar dolar bütün kadınlar iner ve dıt dırıt dıtdıtdııııııt el bimbo çalmaktadır.
Neredeyse başıma gelecekken son anda yırttım ben bu "günaydın öpücüğü"nden. Benim yolum uzundur. Çok uzaktır okulum ile evim arası mesafe. Ankaralılar bilir, bir yol düşün: en kuzeydeki esenboğadan taa beytepeye. Neyse sonuçta yine olağan davranışımı sergileyerek o uzun yolda yapılabilecek en iyi işi yapıyorum: uyuyorum. Gözümü açtığımda ise oturduğum semtin bilinmeyen yerlerine kadar gelmiş buluyorum kendimi. Otobüste tek allahın kulu kalmamış. Neyse bir telaş gidiyorum "şoför abi" nin yanına. Sağolsun pek sevecen , pek sıcak davranıyor. "Tamam endişelenme, şimdi son duraktan tekrar harekete geçen bir otobüsle gidersin ineceğin durağa. Duraktakilerle de konuşayım kartının 75 dakikası dolmuşsa yeniden kart bastırmasınlar." ben tabi hem karşımda anlayışlı birinin olmasının sevincini yaşıyorum, hem de "bu devirde bu kadar anlayışlı insan olamaz ya!.." diye düşünerek hafiften tırsıyorum. Ama şoför abi gerçekten iyi niyetli, hani son zamanlarda az bulunan insan türlerinden çıkıyor ve ineceğim durağa kolayca gitmemi sağlıyor. Sağol şoför abi! *
(bkz: bu da böyle bir anımdır)
Başına "tanım" yazılmaması gereken tanım: otobüste uykunun dozunu kaçıran kişinin şoförün merhametine ve şevkatli ellerine mahkum kalmasıdır.
-muckk... bebeğim uyan hadi ataevler durağındayız.
+ımmhhh... 2 durak daha uyuyim lütfeeen.
-ama bitanem geç oldu hadi artık. yarın yine binersin söz.
+off... tamam aç arka kapıyı lanet olsun en tatlı yerinde uyandırdın.