muavinler birligi genel baskanligi tarafindan standartlari vardir. verilen seminerlerde bu hesaplamanin nasil yapilacagi anlatilir. dudak payi; yolun kasisli olma katsayisiyla,otobusun o anki hiziyla, amortisorlerin sertlik sabitiyle, kişinin mal olabilme ihtimaliyle ve soforun ne kadar kotu surme derecesiyle dogru orantili olarak artar.*
yeni başlayan bir muavine denk geldiyseniz, ya üzerinize içecek döküleceğinin, ya da korkudan yarım dolan bardaktaki bir yudum içeceğin anısına küfürler saydıracağınızın habercisi olan ölçüttür.
ortamda yarılmama, gülmekten kalp krizi geçireceğimi sanmama neden olan dudak payıdır.
nedir bu?
arkadaşlarla oturmuş muhabbetimiz yanında iki kez rektefiye edilmiş içilebilecek düzeye dek sulandırılımış saf alkolü yudumlanırken *, ortam başından itibaren bardak boşaldığında doldurucu yardımsever arkadaşımızın bardaklara dudak payı bırakmasına anlam veremeyen diğer dostun yorumu:
- bu ne ak? 1 oldu 2 oldu bir şey demedikte iyice as bayburt muavinlerine döndün, utanmasan boş bardak bırakacaksın önümüze. *
otobüs hareket halinde bir nesnedir, üstünde bir sürü enerji rol oynamaktadır, insan üzerine sıcak kahve döküp dağ başında bacaklarını haşlamasın diye öyle yaparlar. yoksa bir gram kahveden kar etmeyi düşünecek kadar pinti olacaklarını açıkcası hiç sanmam. otobüste pantolona kahve döksen, bi sürü kadın vardır, pantolonu çıkaramazsın, çıkaramayınca da bacağın iyice yanacaktır, tam bir rezillik olur yani. en iyisi bi bardak kahveyi iki sorti de içmektir.
90 derece, yakar, şeklinde bir açıklama ile karşılaştığım pay, rutin konya-ankara yolculuklarının birinde. 90 dereceydi ve yakıyordu zira, bir teyzenin bacaklarına döküleni ve yarattığı çığlıklardan sonra, ben payıma razı oldum.