geceyse,eğer yanında mp3 çaların ve kulaklıkların varsa bir de iyi bir firmayla gidiyorsan cennettir.bir tür psikolojik terapi yaparsın kendine,beynin yavaşlar ve kendini şarkıların ritmine vurursun.
eğer gündüzse,kötü bir firmadaysan ve yolculuk 10 saatten uzunsa,cehenneme hoş geldin demektir bu.
şehirler arasıysa güzel şarkıların varsa ya da yanına oturan hoş sohbet insansa çok tatlı geçecek ve belki de bir arkadaş kazanacağın bir yolculuktur. yanına oturan aşırı derecede konuşkan ve meraklı bir hanım teyzemizse yolculuğun zehir olur uyuyamazsın kulaklığı taksan bile konuşur teyzemiz neyse ben susayım sen uyu der 3 dakika sonra başlar tekrardan vay haline...
şans meselesidir evet evet şans, nasıl mı? şöyle; eğer koltuk numaranız iyi bir yere düştüyse yanınızda seyahat eden kişi iyi biriyse tamam yolculuğunuz şahane geçer ama yanınızdaki kişi dallamanın teki olur da sürekli horul horul horlarsa o zaman yolculuk dönüşür kabusa birde yol uzun yolsa ve yerinizde cam kenarını değilse, tamam o yolculuk hepten çekilmez oldu demektir.
yanında güzel tatlı hos bı bayan oturursa hıc bıtmesın dedıgın andır ... sısman gozluklu bırı oturursa sürekli '' mına godumun adamı az yye bırazda zayıfla '' diye sövdügün an ...
bir dönem en sevdiğim aktivitelerden (pek aktif olunmuyor aslında yolculuk esnasında) birisiydi otobüs yolculukları. cam kenarında, annemin yanına oturup telefon direklerini saymak, bir sonraki trafik levhasında ne yazıyor diye meraklanmak, yolun kenarında otlayan ineklere "aa! ne büyük koyunlar bunlar anne!" diye hayretle bakmak, kuşları seyretmek, bir sonraki mola yerine kadar çişini tutmak zorunda olmak...
artık yalnız başıma yolculuklar yapıyorum. hiç birisinde aynı tat yok. keşfedilecek ne devasa koyunlar kaldı, ne de farklı bir trafik levhası galiba. kalan tek şey bel, omuz ve boyun ağrıları.
önde oturanın koltuğu sonuna kadar yatırması, mide bulantısı, kıç ağrısı, uyumak için şekilden şekile girmek, bele soğuk girmesi ve akabinde gaz depolama gibi katlanılması gereken unsurları vardır.
uykunuzun en derin yerinde iğrenç sesli muavin anonsuyla irkilir Afyon Aqx dinlenme tesislerinde molaya davet edilirsiniz. hava soğuksa dışarı çıkmak berbat bir duygudur. yanındaki herif horul horul uyursa ne yapacağını bilemezsin. neyse uyanırsa bi şekilde aşağı inersin. bacakların tutulmuş, gözler kızarmış, uykulu sersem bir halde tuvalette pis kokularla açılırsın. konforsuz bir firma ve tesis ise esnafın gözleme, çay, tost, çorba bağırışları sabahın 3ünde pek hoş anılar bırakmaz.
türkiyede güneye doğru gidilirken sevdiğim, batıya doğru gidilirken hiç hoşlanmadığım eylemdir.
en batıda olmak bu yüzden biraz kötü sanırım. batıya ve kuzeye yolculuk yapamıyorum.
12 ile 14 saat arası yolculuklarlarda ağzınızı cama dayarsınız bi uyanırsınız ki salyalarınız akmiş. iğren. bi durumdur otobüs yolcuğuluğundan sonra ancak 3 gün içerisinde kendinize gelirsiniz.