lakin durumun bir de yapılmasının zorunlu olduğu haller vardır. şöyle ki; bir erkek otobüse bindiğinde sürekli arka koltuklara oturmak için kendini programlıyorsa, sadece mecbur kaldığında önlerden bir yere, kapının girişinden bir yerlere oturuyorsa, yanında orta yaşlı bir teyze veya amca olduğu halde onlara yer vermiyorsa, o adama aşağıdan yukarıya bakıp da içsesinizle ''vay amk şu gençlikte hiç insana sevgi, büyüklere saygı kalmamış'' demeden önce o adamın ayağa kalktığında kaç kişilik yer kaplayacağını hesap etmelisin azizim.
sana yer ver(e)meyen o kişi saygısız, anlayışsız olduğundan değil, yolculuğun geri kalan kısmı yanındakiler ve kendisi için bir işkenceye dönmesin diyedir.
hala daha anlamadıysan al şurdan bak, nöriyim gadasını aldığım. (bkz: uzun boylu olmak)
kafamı cama yaslayıp gözlerimi kapıyorum rahatsızlık verici bir durum kalmıyor. arada gerçekten uyuyakalıp ineceğim durağı geçtiğim oluyor ama o kadarınada katlanıcaksın.
cam kenarlarına oturmaktır. minibüs yada otobüs kalabalık oldukça ihale yanınızdaki yolcuya kalıcaktır. mümkünse kulaklıkları takıp müzik dinleyin veya en arkaya oturmaya gayret edin. ama ısrar ediyorsa o kişi oturcam diye kavga etmekten çekinmeyin. ***
içinden "bana ne ya, ayakta kalmamak için otobüsün kalktığı durağa kadar yürüdüm.o da yürüseydi otursaydı." diyerek bir nebze olsa da yüreği ferahlatmak.
bir şey yapmak mı gerekir diye düşündüm bir an. yer verilecek yaşlı, ayakta duramayacak olan birileri varsa yer verirsin. yoksa oturursun yerinde. yer vermeyince o yaşlı teyzenin ayakta durması seni rahatsız etmeyecekse o ayrı mevzu tabii. o zaman türlü kombinasyonları deneyebilirsin.
eğer işiniz gereği büyük bir enstrüman çalıyorsanız çok da zorlanmayacağınız eylemdir. hatta aksine yer verilmek istenen insansınızdır. kocaman bir kutu, yanında belki bir çanta..
teyzeler amcalar kıyamaz; 'ver yavrum eşyalarını' cümlesi duyulur ve en azından ayakta kalsan bile eşyaların onlarda olur.
eğer son ses mp3 dinliyorsanız zaten kimse sizin dibinize yaklaşıp, orasıyla burasıyla otobüsün devir hareketlerini bahane ederek sizi rahatsız edemez.* en iyisi kimseyle göz göze gelmemek ve gözler dışarıda sinirli gözükmeye çalışmak.
uyuyormuş gibi yaparak yırtabileceğimi düşünmüştüm ta ki yaşlı amcanın;
"kalksana be serseri bak burada kaç tane yaşlı insan var" şeklinde bağırmasına kadar.
- bana ne lan? terbiyesiz herif yer vermek zorunda mıyım ben sana? belki ayağım çıkık kolum kırık ya da hiç biri, yorgunum, yer bulmuşum oturuyorum sana ne?!
+ terbiyesiz herifler, serseri nolucak. aile terbiyesi de...
- sus lan sana ne benim aile terbiyemden hayvan herif niye uyandırıyosun beni uykumdan?
- buyur teyzecim oturun, kusura bakmayın uyuyakalmışım; görmedim.
(adam göt olur, genç kitleye tam laf edilecekken, aa bak ama çocuk kalktı demek ki adam suçlu gibi bakışların yapılmasıyla daha da çok ezilen yaşlılığını kullanan herif bir durak sonra inmiştir.) *
otobüse binilerek uygun bir yer bulup oturduktan sonra cep telefonu ele alınır ve birisi aranıyormuş gibi yapılır ve karşıdaki hayali arkadaşa, etraftakilerin duyabileceği şekilde şunlar söylenir:
- ya o kadar fenayım ki. hem çok hastayım, bi de sabahtan beri ayaktayım bu ne ya, inanamıyorum gerçekten, bayılabilirim yorgunluktan, midem de bulanıyo zaten, neyse kapatıyorum ben kusmak üzereyim.
telefon kapatılır ve kafa cama yaslanır, etraftaki teyze ve amcaların şefkati kazanılmış, bulunan yer garantilenmiştir. güle güle oturun.