otobüste yaşlılara yer vermenin yarattığı karizma

    14.
  1. antalya' da yaşayan yazarlar bilir. yazları sabah karga bokunu yemeden bazı yaşlılar denize gider. ben gece 00:00 a kadar çalışmış, gece 01:00 de anca yatmış, saat 6:30 da tekrar iş için kalkmışken; gözlerimin altında oluşan morluklar ve halkalarla beraber uykusuzluktan şişmiş gözlerimin verdiği karizmanın yanında o kırışmış suratına bi kilo boya sürmüş kokoş teyzeye yer vermenin karizması devede kulak kalır. Ama karizma için olmasa da hastaya, hamileye, özürlüye ve güzel kızlara yer verilmesi gerekir.
    2 ...
  2. 1.
  3. karizma için yer vermeme duygusuyla yer verdiğinde oluşan karizmadır.
    1 ...
  4. 2.
  5. william wallace'ın iskoçyayı kurtardıktan sonraki karizmasıyla hemen hemen aynı olan karizmadır.

    biri hatunu kaybeder, diğeri koltuğu.
    ama binecek birşeyler her daim vardır.
    1 ...
  6. 9.
  7. başkasına yardım etmenin verdiği mutluluktur aslında.
    1 ...
  8. 4.
  9. eğer bir insan bir yaşlıya yer verdiği için karizma yaptığını sanıyorsa, sahip olduğu herşey bu kadar neden kısa veya çabuk bitiyor diye düşünmelidir.

    bir yaşlıya yer vermek bir gencin görevidir. görevini yaptığı için herhangi bir beklentisi olmamalıdır. sandığı herhangi bir karizması da..
    1 ...
  10. 6.
  11. avcılar-söğütlüçeşme metrobüs hattında asla göremeyeceğiniz eylemdir.
    1 ...
  12. 17.
  13. Ani bir frenle son bulacak olan karizmadır. O an bir çuval inciri berbat etmenin yarattığı hüzünle otobüsten inilir ve kalan yol yayan olarak devam edilir.
    0 ...
  14. 8.
  15. aynen yaşlılara yer veren erkeklere sempatiyle bakıyorum.
    0 ...
  16. 5.
  17. yaşlılara yer vererek otobüste hoşlandığımız kızların dikkatini çekebilecek karizmadır. uyku taklidi yapanlara gelsin. uyku taklidi yapan gençler inşallah yaşlanınca otobüse binmek zorunda kalır ve inşallah ta yer bulamazlar.
    0 ...
  18. 3.
  19. olmayan karizmadır. akşama kadar çalışıp eşşek gibi yorulduktan sonra yer vermenin oluşturduğu hiç bir işe yaramayan karizmadır.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük