otobüste yaşanan dumur olaylar

entry741 galeri5
    641.
  1. otobüste değilde, molada tuvalettiyiz. yanda ki kabinde muavin osurunca ben birden kahkaha attım.
    yol boyunca su istemedim adamdan utancımdan.. ben ne utanıcam lan o utansın!
    2 ...
  2. 640.
  3. önünde durduğum yaşlı amcanın dürttükten sonra bir anda "kanser olacaksın" demesi. anlık bir korku, amcanın devamını "bu teknoloji hepinizi kanser edecek. kaç saat elinde duruyo o telefon?" diyerek getirmesi. filmlerde öleceksiniz diye ortalarda gezen medyum kadınlara gidiyor tabi insanın aklı.
    1 ...
  4. 639.
  5. tacizcilere karşı sessiz kalınmadığı zamanlar da yüzlerinde ki ifadenin has tanımı. az bile.
    1 ...
  6. 638.
  7. otobüste yaşanan ve dumur eden olaylardır. (allah'ım, bu ne süper tanım!)

    olaya gelince...
    ben otobüslerde, buz pistlerinde, uçaklarda zor ayakta duran bir insanım. şöför de ani fren konusunda iddialı bir bey amcamız olunca ne olur? dengem şaşar, yanımdakinin üstüne domino taşı gibi devrilirim. bu ani devrilme sonucu, yanımda bulunan ev arkadaşım, diğer ev arkadaşımızın üstüne devrilir. o da diğer ev arkadaşımızın üstüne... (evet, dört ev arkadaşı otobüste yan yana hesabı.)

    peki, yanında üstüne devrilecek başka bir ev arkadaşı olmayan son ev arkadaşı ne olur? devrilmemek için tutunacak bir dal arar. o hışımla yan koltukta oturan kel amcanın kafasına yapışıverir.

    adam şaşkın, bizimki şaşkın...

    o anı yaşamak için üniversiteye geri dönerdim. o kadar diyeyim!
    (bkz: gülme krizi)
    2 ...
  8. 637.
  9. şuan yanımda iki eliyle birden sıksık sıkan birisi var. bence yeterince dumur.
    2 ...
  10. 636.
  11. otobüse bindikten sonra cüzdanda kağıt 50 TL den başka bir şey olmadığını görmek ve muavinin parayı bozamaması. Ardından duyulan 3 günlük vicdan azabı.
    (bkz: paramızla rezil oluyoruz)
    2 ...
  12. 635.
  13. yüzü çok güzel olan kızla inene kadar kesişirsiniz, o kadar kafaya takarsiniz ki indiği durakta inip bi bahane bulup konuşayım dersiniz. inmek için yerinden kalktığında roberto carlos bacaklarını görünce usulca kafanızı indirirsiniz.
    2 ...
  14. 634.
  15. otobüste yer verdiğiniz ninenin meğerse otobüsten iniyor olması. e iyi madem oturayım da diyemiyorsunuz.
    3 ...
  16. 633.
  17. otobüsün tavanında ayakkabı izi görmek. gördüm de yazıyorum.
    3 ...
  18. 632.
  19. a şehrinden istanbul'a gidilmektedir. ama önümde oturan marul kafalı oğlan, koltuğunu öyle bir yapar ki, hani otobüs ani bir fren yapsa koltuktaki tutunma yerleri ağzıma gircek. önce yanımdaki adam'a söyledim bak bak ne kadar terbiyesiz diye, düzeltmedi. sonra muavine söyledim, düzeltmedi. en son o kadar sinirlendim ki, koltuğu tekmelemeye başladım. ardından düzeldi tabi. hayatımın en berbat yolculuğuydu.
    0 ...
  20. 631.
  21. Özellikle Bağcılar, Esenler gibi eğitim kalistesi düşük ve niteliksiz insanların bol olduğu yerlerde bir bayana (yaşlı olması şart değil) yer verirsedniz kesinlikle teşekkür beklemeyin. Sanki kendilerinin kanuni bir hakkıymış gibi saol bile demeden kalktığınız yere otururlar, suratınıza bile bakmazlar. Her seferinde "şu tiplere bir daha yer vermeyeyim" deyip toplum baskısı nedeniyle yer vermek zorunda kaldığım tiplerden birisi bu gün yanında 10 yaşında bir çocuğu ile otobüse bindi. Yanımdaki adamla tesadüfen aynı anda yer vermek için kalktık. Kadın bir teşekkür bile etmeden hemen adamın yerine oturduğu gibi,10 yaşındaki çocuğunu da benim kalktığım yere oturttu. Dakikalarca bekledim, çocuğa "evladım sen kalk ta abin otursun demesini." Toplumumuzdaki karacehaletin ve saygısıslığın trajikomik bir örneği...
    5 ...
  22. 630.
  23. otobüsteki orta yaşlı bir adamın eline hapşurması ile eline balgam bulaşması. "e ne var bunda, insanlık hali" diyebilirsiniz, fakat adamın hemen ardından hüp diye çıkarttığı balgamı içine çekip yutması.

    daha iğrenci var mıdır bilmiyorum.
    3 ...
  24. 629.
  25. kalabalık bir arkadaş grubuyla güneye yapılan otobüs seyahati vakit geceyarısı. otobüste herkes uyumaktadır. ama arka koltuklardan elektronik bir ses gelmektedir. böyle "dirülülup" gibi bir ses. buradan sonrası bana anlatılıyor, netekim uyku dolayısıyla hiçbir şey hatırlamıyorum.

    - tetris oynayan kimse, kapatsın. (arkadaşlar kopar)

    on dakika sonra: (sesler hala devam etmekte)

    - o ses bir daha gelmeyecek.!

    bütün otobüs kopar. ses fren hidrolik sisteminden kaynaklanmaktadır.
    3 ...
  26. 628.
  27. iğrenç bir şekilde soğan, sigara, sarımsak kokan birinin yanına oturması.
    0 ...
  28. 627.
  29. bu da son olay. bu sefer olayın baş kahramanı benim... akşam iş çıkışı arabam bakımda ve otobüsle en az iki saatlik yol gideceğim. bu yol böyle çekilmez deyip, kulaklıklarımı kulağıma takıp, kitabımı açıyorum. bir yandan yalnızlığın çaresini bulmuşlar bir yandan katil maktülünü önce bir kurşunla şah damarından öldürüp, daha sonra da kırık bir viski şişesi ile 14 defa boğazını kesmiş.

    sonra iki adet dünyaya ne amaçla geldiklerini anlayamadığım ve demo ürünü olduklarına karar verdiğim iki kadın biniyor. tam arkamdaki koltuğa oturuyorlar. müthiş ses tonlarıyla hararetli bir şekilde konuşmaya başlıyorlar...

    + ama şekerim Can'da az değilki nazcığımın ömrünü çürüttü valla
    -ya sorma naz iyi dayandı bu güne kadar.

    yalnızlığın çaresini arayan zararlı kimse çıksın ortaya sekiz yerinden kırk kere bıçaklıyım. bulamasın yalnızlığın çaresini. zira hiç tanımadığım nazla canın ilşkisini beni hiç ilgilendirmiyor diyorum içimden.

    +sonra bende naza dedim ki güzelim yalnız değilsin istediğin kadar kalabilirsin bende
    -ayy iyi etmişsin canım yaa. ee can ne tepki bu duruma
    + ay şekerim sorma gecenin bi körü zil zurna dayandı kapıya...

    allahım istediğim tek şey şu lanet olası otobüste, lanet olası müziğimi dinlerken, lanet olası kitabımı okumaktı. çilesi bitmeyecek yolculuğun çilesi bu iki kadını da nerden çıkardın başıma???

    +öyle işte şekerim. nazada çok kızdım ama. madem dönecektin neden ayrıldın değil mi ama?
    -öyle deme ama yaaa seviyor ne yapsın...

    tamam buraya kadar... artık bu olaya bir son vermek gerek deyip kulaklıklarımı kulağımdan çıkartıyor, kitabımı kapatıyor ve arkama dönüyorum.

    ben: aaaa ama olmaz ki böyle şimdi. o naza deyin ki... otobüste, 100 desibel sesimizle, senle canı çekiştiriyoduk ki, müziğini dinlemek ve kitabını okuyabilmek için sadece biraz otobüs sessizliğine ihtiyacı olan kız dediki; naz yanlış yolda o candan bi köy olmaz. derhal ayrılsın naz bu çocuktan. vatanda kurtulsun otobüstekilerde dedi deyin.

    önce bir kaç kıkırdama duyuyorum. sonra derin bir sessizlik. vee... ister inan ister inanma, yalnız dedektif gurney katilin son cümlelerini tekrar gözden geçiriyor. ''boyanmış bir gül kadar kırmızı şarap için.''
    2 ...
  30. 626.
  31. ben bu geçtiğimiz yaz bir rahatsızlık dolayısıyla saçlarımın tamamını kaybetmiştim. baya bildiğin kel oldum. yazın evden dışarı çıkmadım baya bir moralim bozuldu. yani bir kız saçlarının değerini kaybetmeden anlayamazmış onu fark ettim. neyse velhasıl kelam saçlarım uzamaya başladı, 3 numara oldu, 5 numara oldu ben bigün istanbuldan şehir dışına gidicem, artık kendimle biraz daha olsa barışığım, herkes saçlarımın yakıştığını söylüyo, nispeten makul bir uzunluğa geldiler, kalktım gittim otogara.

    esenler otogarda geçti bu olay. biletimi aldım, gittim oturdum koltuğuma, koridor kenarına. yaşlı bi teyze geldi biletine bakıyo, koltuğa bakıyo, bana bakıyo. azıcık geri gitti, önlerdeki koltuklardan birinde kadının birine sordu "şu 11 numarada oturan erkek mi?" diye. başımdan aşağı kaynar sular döküldü. derin bir nefes aldım, sakin ol dedim kendi kendime "teyze 12 numara burası sizin koltuğunuz mu?" dedim. teyze başladı bağırmaya, bütün otobüse rezil etti beni or*spu bunak "bana erkek yanı mı vermişler? ben erkek yanında oturmam! baksana muavin bana erkek yanı vermişler. erkek misin kız mısın sen?" dedim şuna bir yumruk atsam acaba başıma ne gelir. neyse tuttum kendimi dik dik baktım kadına. hayır sanki erkek olsam yicem seni, pörsümüş koca karı. dar da giyinmiştim o gün baya kız gibi duruyorum yani allahı var fiziğim de yanıltacak türden değil. teyze memelerimi görmüyor musun? diyecektim iyice rezil olmayayım dedim. neyse teyze oturdu ama bitmedi tabii. kucağımda sırt çantam var durup durup teyze eliyle bacağımı ittiriyo. "bacağımdan ameliyat oldum aman dokunma, çantanı yukarı koy, hatta bagaja ver, durmasın burada, bacağım acıyo değerse kızarım bak" diyip duruyo. ya sabır dedim "teyze merak etme sahip çıkıyorum ben" dedim. yol boyunca susmadı kadın. arkada adamın biri uyumuş hafif bir horlama sesi geliyor, teyze başlıyor "cık cık cık" adam 1 dakika horladı horlamadı. neyse adam sustu arkada bir bebek başladı sızlanmaya, teyze hemen sanki fırsat kolluyor başladı "cık cık cık cık cık" bebek de sustu teyzeye malzeme kalmadı. yolun bitmesine 1 saat kala biraz içim geçmiş kafam omzuma düşmüş, ama hiç bir yere değmiyorum, teyzenin sınırları içinde bile değilim. otobüste çok usturuplu uyurum biliyorum senelerce gittim geldim neler neler, neyse teyze beni uyandırdı, "kızım kalk üstüme düşücen valla hiç çekemem şimdi" demez mi? "teyze sen zahmet etme ya 2 saat yol gidicez şurada sıçtın içine, otobüse bindiğinden beri susmadın, bela mısın nesin?" dedim kalktım yerimden, muavinin yanına gittim, "abi ben şu bi saat buraya bi yere otursam, ya da boş koltuk varsa oraya geçsem" dedim, adam acıdı muavin koltuğunu açtı oturdum, kendisi merdivenlere oturdu. hayatımın en berbat yolculuğuydu lan. teyze hasta olmasa çok ciddi bi yumruk sallamayı düşündüm ama neyse.
    9 ...
  32. 625.
  33. otobüs tıklım tıklım... 25 lerde oldukça güzel bir bayan hafif dekolteli ve dar gömleği ile ayakta kalmış. kalabalıktan bunaldığı her halinden belli... bir de gariban öyle bir noktada ki tam önünde tüyü daha yeni terlemeye başlamış çapsız bi ergen var. gözleri feci halde dekoltede... kızın bu durumdan rahatsız olduğu her halinden belli ama olay çıkarmak istemiyor. genç eşekliğini anlasın diye dik dik gence bakıyor sadece. gençte bir anda o delici bakışların farkına varıyor ve gözgöze geliniyor. işte ne oluyorsa ondan sonra oluyor...

    + ee sonuçları ne zaman alırım?
    -nasıl yanni anlamadım?
    +mamografi sonuçlarını diyorum, ne zaman alırım? teşhis koyacak kadar çok baktında!

    ben kopuyorum. çocuk hiç sesini çıkarmadan arkalara doğru ilerliyor.
    6 ...
  34. 624.
  35. adamın birinin önündeki kişi horladığı için önündekinin boğazını keserek ağır yaralaması.

    http://www.hurriyet.com.t...ndem/11580548.asp?gid=229
    0 ...
  36. 623.
  37. sıkça yaşanan olaylardır. bazen kulak misafiri olunan olaylar kırar geçirir gülmekten.

    mesela:
    otobüs çok kalabalıktır. çok hoş, ama bir o kadarda boş, 20 li yaşlardaki bir kız yeni binmiştir ve arkalara doğru ilerler. her halinden fırlama bir tip olduğu belli olan 20 li yaşlardaki gencin oturduğu koltuk hizasında durur ve olaylar gelişir...

    kız güzelliğinin bilincinde olacak ki gence, bak ben bayanım, narinim, zarifim, üstelikte güzelim, şimdi bana yer vermen gerekiyor bakışları atar ama genç oralı olmaz. bunun üzerine sinirlenen kız söylenmeye başlar...

    + off amma da kalabalıkmış yeaaaa. hayır bir de oturanların hepsi genç ve erkek.
    genç duymamakta ısrarlıdır. kız bunu reddedilme olarak algılamış olacakki iyice sinirlenip direkt sataşmaya karar verir.
    konuşma aynen şöyle geçer.

    + pardon ama görüyorsunuz ki eziliyorum. normal şartlar altında otobüslerde bayanlara yer verilmesi gerekmiyor mu sizce de?
    -iyi de etrafımdaki tek bayan sensin ve gördüğüm kadarı ile ayakta yolculuk yapablecek kadar sağlıklısın. hamileye de benzemiyorsun?
    +bilmem farkında mısın ama sonuç olarak bayanım
    -eee?
    +hey allahım ne insanlar ne yobazlar var yaaa.
    -hımmm... sana yer verirsem benimle aynı durakta inecek misin?
    +ne saçmalıyosun sen be.
    -pekii bana telefon numaranı verecek misin?
    +akşam akşam çattık yaaa. senin gibi görgüsüzle ne işim olur.
    -hımmm. benimle aynı durakta inmeyeceksin ve telefonunuda vermeyeceksin. yani sana yer vermem bana hiç bir şey kazandırmayacak. söyler misin o zaman. bu kadar bayan aslanlar gibi ayakta gidiyor ve gıkını bile çıkarmıyorken neden özellikle sana yer vermem gerekiyor?

    otobüs falan dinlemedim. bastım kahkayı.
    23 ...
  38. 622.
  39. bu hikaye otobüs değilde ucakda geçiyor .
    1998 yılında kıtalar arası bir uçuşta zenci bir adamın yanına oturan kadın aşalarcasına hostese sürekli beni başka bir yere oturtun der. hostes sürekli boş yer arar fakat bulamaz bunu gören diğer yolcular şaşkın şaşkın olayı izler . hostes kadına biznesa bakar orada bir tane boş yer görür ve kaptan dan izin almaya gider kaptan hostese "o kadın olduğu yerde otursun herkesi rahatsız eder " der . hostesde kadının yanına gelip "siz olduğunuz yerde oturun" zenci adama dönerek sizi biznesa alalım der bu olaydan sonra ucaktakiler hostesi ve pilotu tebrik eder ve o yıl onlara plaket verilir .

    saygılar.
    2 ...
  40. 621.
  41. yer:izmir bornova

    515 ile bucaya doğru yol alınırken otobüsün ani bir hareketiyle yanımdaki amcayı avuçlamamdır. sonra kızarmalar renk değiştirmeler. amca çok sallamadı gerçi. beni avuçlasalar ne yapardım diye düşünmedim de değil.
    3 ...
  42. 620.
  43. sabah saat 6. konya otogarına girilmek üzereyken hostes uyuyan yolcuları tek tek uyandırmaktadır. ön koltukta mışıl mışıl uyuyan dayı, hostesin dürtmesiyle birden uyanarak:
    çay alayım ben.
    diyerek hostesin ve duruma şahit olan yolcuların bütün yol yorgunluğunu almıştır.
    1 ...
  44. 619.
  45. 2012 avrasya maratonuna giderken maratona ulaşım amacıyla tahsis edilmiş otobuslerden biri kırmızı ışıkta durur ve yolculardan bir "kaptan orta kapııı" diye bağırır.
    2 ...
  46. 618.
  47. Bolca başımdan geçen olaylardır.

    ilk olarak iki buçuk saatlik yol için otobüse binilir, oturulur. Tatil için ailenin yanına gidecek olmanın heyecanı vardır. Yolculuğun ilk bir saati geçtikten sonra yanda oturan teyze poşet açar ve içinden haşlanmış karnıbahar çıkartıp yemeye başlar. Şaşkın şaşkın bakışlar ve karnıbahar kokusu içinde yol devam eder. Karnıbahardan bir yarım saat sonra aynı teyze bir poşet daha çıkartıp bir defa kavun yemeye başlar ve aynı şaşkınlık ve bu defa kavun kokusuyla yol devam eder. iki buçuk saat içinde canım teyzem bildiğin piknik yapar.

    ikincisi ise her gün okula giderken kullanılan 330da geçer. Bornova hükümet konağına kadar tuhaf bir koku eşliğinde gelinir ve hükümet konağının hemen orada ansızın durulur. Şoför yanıyoruz diyerek herkesi indirir ve otobüse atlatyıp hemen metroya gider. Geride kalan yolcular şaşkınlık içinde yanan bir otobüsle kırk dakika yolculuk etmenin dumurunu yaşar.

    Yine başka bir gün 330da okula gidilirken teyzenin teki durakta inmek için kalkar ve tam inmişken kapılar kapanır, otobüs tam gaz yola devam eder. Ancak teyzenin yarısı içerde yarısı dışarıda kalmıştır. Herkes bir yandan teyzeyi tutar bir yandan şoföre bağırır ancak bir on beş dakika öyle gidilir.

    Bambaşka bir günde ise Turan'ın orada, tam o yoğu trafiğin ortasında koskoca otobüs durur ve şoför ile onunla atışan yolcu in lan aşağı diye diye aşağı inip kavga etmeye başlar. Hem de yanlarından geçen hızlı arabalara aldırmadan.
    0 ...
  48. 617.
  49. SICAK BiR GÜNDE iLERLERKEN GÖZE ÇARPAN PENCERE AÇILIR, DERiN BiR NEFES ÇEKiLER ARDINDAN O LANET OLASI SES GELiR EVLADIM KAPAT ŞU PENCEREYi !
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük