çoğunlukla mecbur kalınan durumdur.
hele ki aynı mahalleden iki teyze günden falan dönüyorlarsa bitmez laf yetiştirme telaşları. daha yaşlıları rahatsızlıklarını, kullandıkları ilaçların isimlerini ezberletirler, otobüsten inene kadar tus sınavına hazırlanmış olursunuz. amcalar otobüs hareket halindeyken memleketi kurtarırlar ve nedense her durakta susup binenleri incelerler. lise öğrencilerinin sohbetlerine hiç değinmiyorum bile. sevgililerin birbirine naz ve kaprisleri, araya girip barıştırma zorunluluğu hissedene kadar devam eder...
iyi güzel sosyal birikim falan da, her gün olunca bayıyor azizim.
kulaklığımı unutmak suretiyle geçenlerde maruz kaldığım işkencedir.
yanıma oturan hatunun, yanındaki erkek arkadaşının sabır katsayısını deneme çalışmalarına yakından dahil olmak, gerçekten bir felaketti. sürekli aşkım, hayatım' la başlayan öldürücü darbeler ardı arkasına inerken, erkek kişisi her seferinde usanmadan efendim demeyi sürdürdü ya helal olsun diyorum. adam zaten yanında oturuyor, durmadan ona pembe lakaplarla seslenmenin alemi nedir anlayamadım. tabi son yılların 'sondaki harfleri uzatıp ağız bükme salgını' kızımızı da ağlarına düşürmüştü. içimden yükselen "sus be kadın!" nidalarını bastırarak, ineceğim durağın gelmesini bekledim.
dinlemek zorunda bırakılmak daha acıdır. dünyanın neresine giderseniz gidin o ülkenin yabancısı olan kişiler her zaman avazı çıktığınca bağırıp konuşurlar. bizde de doğulu arkadaşların sıkça yaptığı durumdur. yüzünüzden anlıyoruz kardeşim, dile getirmenize ne gerek var, buralara pek bir yabancısınız işte.
ama öyle standart ya da tek düzen süren veya bağırtılı bir sohbet olmamalı.
arada yükselip arada fısıltıya dönüşen bir anlatış olmalı.bir de konu şöyle ilgi çeken bir şey olmalı.sıradan konular hoş olmuyor.
özellikle liseli ergenler ( ergen kız çocukları) ya da tikicanlar (tiki kızlar) konuşuyorsa çok zevkli olan durumdur, zira kimi seviyo, kim kimden ayrılmış kiminki kaç cm( evde yedikleri balıklar) bunlardan öğrenebilirsiniz.
senelerdir * maruz kalmadığım, istem dışı ise çoğu zaman son derece sinir bozucu olabilen, eğer müzik dinlemek gibi bir şansınız da yoksa sabrınızı sınayan eylemdir. **
yolculuğun daha çabuk geçmesine yardımcı olur. hele iki abazan karı kız muhabbeti yapıyorlarsa, daha bir can kulağıyla dinlenilir. en asosyal kişi için bile sosyalleşmeye adım atmak için enteresan olur.
dün 110 numarada (kadıköy- taksim) yaptığım eylemdir. kulaklığımın bozuk olmasından ötürü, dinlemek için sabırsızlandığım bazı şarkılar yerine 2 adet üniversite öğrencisi kızın ibretlik siyasi fikirlerini dinledim.
1.kız: ben napcam biliyo musun, hepsinin seçim şarkısını dinlicem, hangisi en güzelse ona oy vericem
2.kız: hehehe ben akp ye vericem bizim ahmet gençlik meclisinde ido da iş buldular çocuğa
1.kız: neyse ya ülkemiz için hayırlısı*
yolda giderken arkadaşınız ile, arkadaşınızın tanımadığınız bir arkadaşı ile karşılaşıp ayaküstü 5 dakika muhabbetini dinlemek,
hem de o sahte sırıtarak el sıkıştığınız andan sonra;
çok daha zor sanki.