osmanlı, iyisiyle kötüsüyle bizim ezeli tarihimizin bir parçası, belki de en büyük parçalarından birisi.
tarihte bir olayı yahut olaylar silsilesini yorumlarken günümüz şartlarını değil, bu olayların yaşandığı dönemin şartlarını baz almak ve buna göre yorum yapmak gerekir.
osmanlı tarihin görmüş olduğu en büyük devletlerden yalnızca biriydi, bu devletin de kendi çıkarları, menfaatleri için izlediği politikalar oldu.
osmanlı devleti, dünya tarihinin diğer büyük devletleri gibi büyümek ve gelişmek için fetihler gerçekleştirdi ve bir süre sonra artık yeryüzünün en büyük imparatorluğu haline geldi. daha sonra o da diğer devletler gibi hasta düştü, yaşlandı ve öldü...
Bu osmanlıya bok atıcam diye kasan adamlara sadece "Gladyatörlük" nedir ne değildir diye sorun bakalım ne diyor.
Dünyanın o zamanki dinamiklerine göre hareket edildiğini görmek bu kadar mı zor yoksa derdiniz görmek değil mi?
Ikinci şık olduğu o kadar bariz ki!
Barbarlık olarak bahsedilen her şey dünyanın yüksek kültürlü devletlerinde var; mesela roma gibi. Fakat roma'nın eski bakiyelerince hala sevilmesi ve avrupanın avrupa birliği adiyla hala roma geleneğini sürdürmesi osmanlıyı ise salak sallazort türkler dişinda kimsenin sevmeyip hatta nefret etmesi bazı şeyleri açıklıyor.
1. osmanlı savaşlarla büyümüştür. evet bu doğru bir yargı ama dönemin koşulları düşünülecek olursa ya savaşıp kazancaktınız ya da bir ülke tarafından işgale uğrayıp esir düşeceksiniz. savaşmama gibi bir şansınız yoktu. yani o zaman ki dünya konjektürü düşündüğümüz zaman savaşmak ve ayakta durabilmek için toprak işgal etmek kaçınılmazdı. bu devir de bu olay ortadan kalkmış ve günümüz dünyadı yerini daha barışçıl bir ortama bırakmıştırır. fakat irailin fisitin topraklarını işgal etmesi abd nin ırağa demokrasi götürüyoruz deyip kapitalist petrol şirketlerinin petrolü hortumlaması ve ya abdni afganistana girip bölgedeki madenleri sömürmesi hiç konuşulmaz. neden acaba biraz da bunların üzerinde kafa yormak gerekir.