padişah en basitinden yakın bir yere sefere gittiğinde bile ayaklanma çıkıyordu. kaldı ki uzak bir yere ordusunu istanbulda bırakıp hacca gitmek topuğuna değil sıkmaktır. orduyu para dağıtıp kendine bağlamak çok kolay. e o zaman ordusuyla gitsin diyeceksin sen şimdi o da olmaz orduyla yola çıkmak masraftan başka birşey değil ordunun ihtiyaçlarına bir gamyon akçe gider amk.
KOLTUK SEVDASINDANDIR, KENDINI BUYUK GORMEKTENDIR. SEHZADE OLDUKLARI DONEM DE MI GIDEMEMISLER, GiDEMEMiŞLER CUNKU iSTEMEMiŞLER, ZATEN HALIFEYIK BIZ DEMISLER, SEFERE CIKARKEN YERLERINE VEKIL BIRAKIYOLARLARDI, SEFER DEDIGIN 2 GUNMU KI HEMEN DONSUN, ISYAN CIKMASIN FALAN FILAN, HATTA MISIRA KADAR GITMISLER! BOSLAF EDIP KI BAZI AHMAKLAR ATATURKE BURDAN LAF SOKMAYA CALISMIS, HATTA OSMANLI PADISAHLARINI PEYGAMBERLERLE BIR TUTANLAR VAR. MIRAC FALAN. YOL COK UZUNMU? OKADAR MUSLUMAN NASIL GIDIYORDU OZAMANLAR PEKI. SU ULKEDEKI CEHALETLE BU YUZYILDA NASIL DEVAM EDIYORUZ SASIRIYORUM.
kemalistlerin ve ingiliz ve yahudilerin yazdığı tarihi okuyup osmanlı'ya çamur atma hevesindeki arkadaşlar.
siz müslüman değil misiniz?
peki ya hz muhammed efendimiz'in miraç olayına inanıyor musunuz? elbette inanıyorsunuz.
osmanlı padişahları da hz muhammed efendimizin temsilcileri, ardıllarıdırlar ve hepsi de mübarek zatlardır.
emin olunuz ki allahü teala onları miraç olayındaki gibi birkaç kez kabe'ye götürüp getirmiştir.
abdülhamid han'ın bir sabah namazını kabe'de kıldığını google'da aratıp bulabilirsiniz. müslümansan inanacaksın. bu saçma ve yalan tarihe itibar etmeyeceksin.
halife olan osmanlı padişahlarının hepsi hacca gitmiş, kabe'de namaz kılmışlardır.
allah'ın ve hz muhammed efendimizin hikmetlerinden sual olunmaz.
#22641618 konu nasil mustafa kemal'e gelir anlamam aciklamada yapalim : devlet otoritesinin bos kalmamasi gerek cunku aylarca devleti basi bos biraktiginizda yapilan en ufak isyan bile saltanatin zedelenmesine sebeb olabilir.
dönemin şartları, merkezi idarenin sekteye uğraması gibi nedenler olabilir. böyle bir konuda da atatürk'e laf dokundurdunuz ya pes. mustafa kemal gibi keyfi nedenler değilmiş! adamın boş vakti vardı sanki.
duyulduğu zaman insanlarda merak uyandıran konudur. ben de araştırmıştım bi aralar. aklımda kalan sebepleri sıralayıp, mantık süzgecinden geçirmeye çalışayım:
-ulaşım şartları müsait değildi. aylarca sürecek bi ziyaret devletin başıboş kalmasına sebep olurdu.
-padişahı korumakla görevli askerler de padişahla gitmek zorundaydılar, ki bu koca bi ordunun masrafı demek. kişisel mesele olduğu için o masrafları devlet hazinesinden karşılayamaz. padişah da olsa bu kadar geliri olduğunu sanmıyorum.
-kendileri adına vekil gönderdiklerini duymuştum her yıl ama ayrıntılarını bilmiyorum.
şimdilik aklıma gelenler bunlar. kaldı ki bunların hepsi geçersiz olsun yine de ben şahsım adına bunu karalama kampanyası olarak kullanmam. çünkü şartlar elverdiği halde yerine getirmemişlerse bu onların şahsi günahı olur. benim kapasitem ne ki birilerini ibadetinden dolayı yargılayayım?
hacca gitmenin en önemli vasfı insanın "hür" olması imiş. söylentiye göre padişahlar kendilerini "milletin kölesi" olarak gördükleri için "hür" olmuyorlarmış, ve bundan dolayı da hacca gitme durumları olmuyormuş. bir keresinde bu manaya gelen birşeyler okuduğumu hatırlıyorum. doğruluk derecesi nedir, bilinmez.
hanedandan bir cem sultan, bir de tahttan indikten sonra vahdeddin gitmiş. isteseler giderlerdi, en azından şehzadeyken gidebilirlerdi. enteresan, vardır bir sebebi hikmeti, ama ne?
Benim kişisel kanaatim biraz mantık dışı görünebilir size: Osmanlı padişahları sanki kendilerini hac gibi yüce bir iltifata layık görmüyorlardı! Bu davranışlarını, Ertuğrul Gazi ile Osman Gazi'ye ortak olarak atfedilen şu Kur'an-ı Kerim'in bulunduğu odada uyumama tavrıyla irtibatlandırıyorum. Burada adeta kendilerini günahkâr addettiklerinden o yüce vazifeye layık görmeme tavrının kokusunu alıyorum ben. Dediğim gibi bu tamamen kişisel bir yorum.
Padişahların, Peygamber Efendimiz'e (sas), Ehl-i Beyt'e ve mukaddes beldelere duydukları derin saygıyı ve bu saygının gereğini yerine getirmek için neler yaptıklarını bir hatırlayalım. Kanuni'nin Mescid-i Haram'ın minarelerini yenilettiğini ve oğlu Selim'e Ciddeye su getirmeyi vasiyet ettiğini hatırlatmak yeterlidir. Yüzyıllar boyu Mekke ve Medine halkına Sürre alayları ile birlikte her yıl hiç aksatmadan son derece değerli hediyeler yolladıklarını biliyoruz; yine her yıl iskat-ı hac için kendi yerlerine birilerini mutlaka hacca gönderdiklerini de. Bu saygıyla yetişmiş insanların hac gibi bir farzı ifa etmek istemediklerini düşünmek anlamlı olmaz.
o dönemde bilindiği üzere uçak,otobüs gibi vasıtalar olmadığından atla gitme zorunluluğu vardı. padişahın atına binip günlerce süren hac yolculuğunu yaptığını bir düşünün. ülkeyi bok götüreceğini tahmin edebilirsiniz.
