https://galeri.uludagsozluk.com/r/1948268/+
Hitler de feodal düzenden kaybetmişti rahmetli. Halbuki meselam şimdi o dönemler rusya'da ingiltere'de filan bi feodalite olmasaydı ruslar
entschuldigung diye özür dileyecekti.
Adam 600 yıllık imparatorluğun gücünü diğerlerinin feodal düzensizliğine bağladı lan. Deniz hakimiyeti, ticaret yollarının sahipliği, henüz bozulmamış tıkırında işleyen bir askerlik sistemi, düzgün yönetim vs. hepsine siktiri çekti herif.
Yok bir şeyin düşmanı da olsan sezar'a hakkını vereceksin.
imparatorluğun son devirlerinde, bilhassa Sultan ikinci Abdülhamid zamanında ve Meşrutiyet'te, memur maaşları her ay düzenli olarak verilmezdi. Maaş çıkması bir mesele, memurlar için adeta bir bayramdı ; memurların çoğu maaşlarını sarraflara faizle kırdırır, sıkıntı içinde yaşarlardı. En küçük bir katipten vezirine kadar sarrafa borcu olmayan memur yok gibiydi ; devlet ricalinin özel sarrafları vardı ki hepsi ayrım yapılmaksızın gayrimüslim, Rum, Ermeni ve Yahudi olan bu sarraflar muazzam servet ve malikaneler, kaşaneler sahibi olmuşlardır...
Sultanların ve şehzadelerin tahsisatı da memur maaşları gibiydi. Maaşların düzenli bir şekilde verilmesi TBMM hükümetiyle başlamış ve Cumhuriyet devrinde de, Atatürk'ün asil bir direktifiyle, bir adım daha ileri gidilerek peşin maaş usulü uygulanmıştır, bu da muhakkak ki devlet idaresinde bir asaletin ifadesidir..
ikinci Abdülhamid zamanında, bir ara, iki büyük ve eski savaş gemisi, üç ambarlı "Mahmudiye" gemisi ile bir askeri nakliye gemisi olan "Taif" vapuru kadro dışı edilmiş ve tersanede bozularak ahşap ve demir enkazı ayrılmıştı. Bahriye Nazırı Hasan Paşa da o devrin nüfuzlu simalarındandı, maliye hazinesinde para olmadığı için bu iki geminin enkazını, bir müddet, bahriye erkan ve zabitanının çıkmayan maaşlarına karşılık olarak kullanmıştı. Zamanımızın maaş bordroları yerine maaş kağıtları kesilir, Nazır Hasan Paşa da bu kağıtların altına mesela, "Maaşıma karşılık Taif vapurundan 500 okka enkaz verile" diye yazardı. Nazırdan bu emri koparanlar sevinçten adeta uçarlardı. Hemen enkazcılara koşarlar, maaş kağıdını derhal paraya tahvil ettirirler, o adamlar da tersaneye gelerek, topladıkları maaş kağıtlarının tutarında "Taif" ve "Mahmudiye" enkazını kaldırırlardı !..
▪︎ Kaynaklar:
(REŞAD EKREM KOÇU, "Tarihimizde Garip Vakalar").
(HACI ŞEYHOĞLU AHMED KEMAL BEY, "Görüp işittiklerim").
Osmanlı imparatorluğu veya Osmanlı Devleti (Osmanlıca: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye,
13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş bir devlet. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır.
En geniş sınırlarına 1683 yılında ulaşmıştır (5.200.000 km2)
Padişahların müslüman olmadığı etrafında müslüman tutmadığı, genellikle hacca gitmeyen kişiler tarafından yönetilen, hiçbir yardımcısı, önemli pozisyonlarda müslüman çalıştırmazken sırf halkı disipline edebilmek için müslüman olduğu var sayılan devşirme devletidir.
balkanları feth ederek başladığı imparatorluk sürecini yine balkanları kaybederek kapatan padişahlarının çoğu devşirme olan bizans imparatorluğunun isim değiştirmiş halidir.
Osmanlı imparatorluğu veya Osmanlı Devleti (Osmanlıca: دَوْلَتِ عَلِيّهٔ عُثمَانِیّه Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye[1][2]), 13. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar varlığını sürdürmüş bir devlet. Doğu Avrupa, Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'ya kadar topraklarını genişletmiş ve 16. yüzyılda dünyanın en güçlü imparatorluğu halini almıştır. En geniş sınırlarına 1683 yılında ulaşmıştır (5.200.000 km2[3][4][5]).
Ele geçirdigi yerleri asimile etmek veya müslüman yapmak gibi bir derdi yoktu derdi Türklük ve islam da değildi Osmanlı hanedanı cebine bakıyordu bu kadar basit
Ermenileri,yunanlıları,yahudileri,sırpları, Hırvatları, Bulgarları,makedonları müslüman yapmamış niye yapsın savaşa giden türk zaten var hem vergiyi dayıyor hem savaşa çağırıyor bu müslüman olmayan halklar cizye veriyor savaşa gitmiyor müslüman olsa cizye vermeyecek boşnaklar,çerkezler,gürcüler ve arnavutlar niye müslüman oldu vergi ödememek için
Osmanlı'nın türk olduğu da aklına balkanlarda tekmeyi yiyince aklına geldi bir baktı Yunan isyan ediyor Sırp isyan ediyor Osmanlı'nın kalan topraklarında kim var Türkler var hadi bizde türküz
turkleri kullanip atmis, gaza diye cihat diye 30 yasina gelmeden olmus, dini egitimden baska egitim gorememis, kucuk koylerde bir goz evlerde genelde fakir yasatmis devlet. turkler de pek sikayet etmemis, emre itaat etmis asirlarca.
Ataları iran Safevi Tarikatı'nda devşirilerek Osmanlı'ya döndükten sonra Şahkulu ve Celali isyanını yapan bir insanı tanımak mı istiyorsunuz?
Sadece Osmanlıya 'Türk değildir' diyerek karalamasından bunu rahatlıkla anlayabilirsiniz.
Hatta nefret ve kinleri o kadar tazedir ki, kökeni iran Safevi Tarikatı'ndaki Şii Türkmen bir ataya dayanan Merdan Yanardağ, hala ölüp bu Dünya'dan geçip gitmiş Abdülhamit'e saldırma gereği duyar.
E dile kolay, o kadar yıl boyunca dağlarda akraba evliliği yaparak çoğalmak zorunda kalan atalardan geliyorsa bazı insanlar, kendileri bir iran Devşirmesi mantalitesiyle Osmanlıya da, tüm padişahlarına da nefret duyar.
Lütfen sizler Osmanlı'ya iftiralar atan birileri olduğunda atalarınızın Şahkulu, Celali benzeri isyanlara katıldı mı katılmadı mı bunu düşünerek yorumlar yapın.
Çünkü atalarınız Osmanlı için şehit düşerek şüheda kanıyla toprağını onurlandıran biriyken, bazılarının ataları Şahkulu isyanını, Celali isyanlarında atalarınızı şehit etmiş olabilir.
Anladınız mı? Umarım anlamışsınızdır. Ümidim yok ama neyse...
türkiye cumhuriyetinin devamı olduğu (öyle olmasa bütün borçlarını ödemezdik) imparatorluk.
iyisiyle, kötüsüyle kendine türk diyenlerin eski ülkesidir. kendi aramızda eleştirisini yaparız ama bizden olmayanlara karşıda savunduğumuz, tarihimiz.