bilimin, kanuni döneminde iken önceki padişahların dönemlerine görece olarak yavaşlaması ve bazı konularda ilerleme gayretini göstermemesi
(bkz: denizcilik)
(bkz: hint deniz seferi)
matbaanın icadının geç kalması
şehzadelerin sancak sistemi yerine kafes usulü ile yetiştirilmeye başlanması.
ekber ve erşed sistemidir kuşkusuz. böyle bir sisteme geçilince tahta en büyük kardeş geçmekle birlikte sancağa çıkma geleneği de ölmüştür. onun yerine bir odaya kapatılan şehzadelerin bir kısmı delirmiş ve çoğu bilgisiz tecrübesiz bir şekilde padişah olmuşlardır ne acıdır ki.
osmanlıda bilim hiç bir zaman geri kalmamıştır. (rasathaneyi kapatmış matbaayı getirmemiş gibi cumhuriyet efsanelerle vurmaya çalışırlar. ) ekrem buğra ekincinin makalelerini okuyabilirsiniz bu konuda. vede ekmeleddin ihsanoğluyla fuat sezginin kıymetli çalışmaları vardır okumanızı öneririm.. bakınız Osmanlı astronomi literatürü tarihi (2 Cild)
Osmanlı askerlik literatürü tarihi (2 Cild)
Osmanlı matematik literatürü tarihi (2 Cild)
Osmanlı tabii ve tatbiki bilimler literatürü tarihi (2 Cild)
osmanlı yıkılana kadar bir ilim devletidir üniversite reformundan sonragelen batılı öğretim üyelerinin sözlerine bakınız isterseniz. Ayrıca IRCICA, Osmanlılarda ilim tarihi ile alâkalı pek çok kitap neşretti. national Syllogisms and the History of Arabic Logic, 900-1900, Boston: Brill, 2010). IRCICA tarafından cildlerce neşredilmiş, Osmanlı ilimler tarihine dair bibliyografik eserlerde, binlerce ilim adamı ve eserlerinin tanıtımı yapılmaktadır.
(Mesela Emin Paşa tarafından fransızca olarak 1840 senesinde neşredilen roket teknolojine dair kitaptan günümüzdeki çoğu bilim tarihçilerinin bile haberi yoktur)
Osmanlı'nın son zamanlarında da medreselere paralel olarak yeni eğitim müesseseleri kurulmuş; bunların eğitici kadrolarının mühim bir kısmı yine medreselerden temin edilmişti. Sene 1930'a geldiğinde, Üniversite Reformu adında, Türkiye'de geçmiş miras ile irtibatı bir nebze kurabilecek ilim adamları üniversitelerden atılmıştır.
En mühimi ihtiyaç duyduğunuz zaman, bir aleti veya silahı hızlı bir şekilde yapabilirsiniz. Ancak ictimai bir meselenin analizini veya ciddi hukuk problemini çözemezsiniz. Çünki bunlar oturmuş çok ciddi ilmi bir altyapı isterler. Bundan dolayıdır ki Osmanlı ilim hayatında da, dil, hikmet ve hukuk üzerinde yoğun çalışmalar yapılmıştır. Günümüz dünyasının en büyük ihtiyacı, meselelere derinlemesine nüfuz edecek mütefekkir/filozoflardır. Mevcut mirasımız devamedegelseydi, ülkemiz hem hukuk hem de felsefe sahasında belki parmakla gösterilen ve dünyaya ışık tutan bir mevkide olacaktı.
Reddi miras yapmayın ecdadınıza sahip çıkın nankör olmayın.
Kanımca osmanlı bilime daha da önem verseydi Piri Reis gibi adamları asmasaydı Çok daha önde olabilirdik.Bide kadın düşkünlüğü Batırdı bu imparatorluğu koskoca osmanlıyı kaç sene tek başına kadın yönetti resmen.dÖNEMiN SONUNA AĞIR VERGi KOŞULLARI GÖZE ÇARPIYOR ZATEN.
kardeş katlini kaldırdıktan sonra tahta çıkacak şehzade bulunamadığı vakitler yıllardır bir odada tutsak kalan dünyadan bihaber eğitimsiz şehzadeler tahta çıktıklarında ülkeyi iyi idare edemediler.
matbaanın şeytan icadı denilerek reddedilmeside ayrı bir hatadır.
öncelikle anadoluya değil balkanlara sonrada şam a önem verilmiş ve anadolu geri bırakılmasıda gelecek açısından büyük hatadır.
Sultan Ahmet döneminden sonra gelen Ekber ve ersad sistemi. o döneme kadar devleti ayakta tutmak için yapılanlar her ne kadar çok mantıklı olmasada (kardes katli). bu dönemden sonra herşey daha berbat olmuştur. başa geçen padişahların bir kısmının ömrünü zindanlarda geçirmiş olmasından, yeterli eğitimi alamamasindan, zindanda aklı dengesini yitirmiş olmasından dolayı tarihte aklı başında bir insanın yapmayacağı hatalar yapılmıştır.
(bkz: deli mustafa)
sistem gereği ortaya çıkmadan önce her şehzade padişah olacak gibi yetiştirilir, şehzade çocuklarına aynı şekilde olurlardı. sonuç itibariyle başa geçen kişi her şekilde bilinçli ve eğitimli padişah olurdu. nitekim güçlü olan diğer kardeşlerini eleyerek padişah olur, devleti mantıklı bir şekilde yönetirdi.
her ne kadar kardes katlı doğru olmasada, Osmanlı devletinde iyi bit yönetimin ortaya çıkmasına sebep vermiş, Ekber ve ersad olayı ise hatalardan başka birşey getirmemiştir.
halkını kul olarak gördüğü yetmezmiş gibi ermeni rum ve yahudilerin zenginleşmesine neden olacak bir sistemi sürdürmesi. devşirme diye devleti türk olmayan paşalara yönettirmesi. en sonunda türkçü paşalar tarafından yıkılmayı haketmiş
takiyüddin ibn manıf gibi bilimle uğraşan nice insanın faaliyetlerine "günah" diyerek, "allah'a meydan okuyor" diyerek engel olan kafirlerin sözlerine kulak vermek.
En büyük hata sarı saçlı, mavi gözlü, ilik gibi yavruların peşinden Balkanlara dalmalarıdır. birini üçünü beşini siktin de tüm balkanları sikecem diye bu kadar hırs nedir. Sikinin doğrultusunda cihada koşmak en büyük hataydı.
Sıklıkla osmanlı'nın türkleri dışladığı yazılmış. Doğrudur. Ancak o dönemki bütün türk ırkı istanbul beyefendisi, 6 dil bilen, halı sahada 10 numara oynayan insanlar değil bozguncu ve yağmacı olanları vardır. Yörüklerin bir kısmı Avrupa'ya göç ettirilmiş bir kısmına da Anadolu da yuva vermişlerdir. Ayrıca osmanlı öncesinde selçukluların sunni(islam) inancına sarılması sayesinde şu an kendimizi Türk olarak nitelendirebiliyoruz. Gazneliler, Fatimiler, Gazali vb. üzerine 11 yy. okumaları yaparsanız ekşi tipi din cahilliğinizden kurtulursunuz.
Hata olarak ise bazı çıkar gruplarının( matbaa vs. hattat sınıfı) menfaatlerini korumak adına Osmanlı' nın kendini güncellemesine müsaade edilmemesinden bahsedebiliriz.
eğitim sisteminde beşik ulemalığına geçerek ayağına sıkmıştır. beşik ulemalığı yani alimin oğlu alim olur anlayışını uygulayarak alimlerin gerizekalı çocukları da alim sayılıp medreselerde eğitim verirdi. bunun sonucunda müspet (pozitif) ilimlerin okutulması gerilemiş dini ilimlere ağırlık verilmiştir. imam hatipler kapatılsın
16. YY'da islami Roma olma hayali peşinde, imparatorluğunun bizzat kurucusu, en büyük ve temel nüfusunu oluşturan Türkler üzerinde anormal bir baskı kurması, Sırf imparatorluğunu genişletmek hayali ile Türklüğü yok etmeye çalışması, bu bağlamda islam adı altında Vahabi/bedevi örf, adet, gelenek, yaşam biçimi, düşünce biçimi dahil Türkleri Araplaştırarak asimile etmeye çalışması, Vahabi/Bedevi yobazlığını cehaletini Türk milletine zorla aşılamaya çalışıp Türkleri devşirmeye çalışmasıdır.
Kısmen işe yaramış ve bizzat bu nedenle Osmanlı imparatorluğu çökmüştür. Sonuç olarak da 2. Viyana kuşatması denemesi ile başlayan rezalet bütün Avrupa'nın bundan cesaret olarak birleşmesine var gücü ile Türklere saldırmasına, ta Çanakkale önlerine kadar gelmesine neden olmuştur.
Tabi burada tıpkı "Ergenekon Destanında" ortaya çıkan bozkurt gibi sarı saçlı mavi gözlü bir Bozkurt çıkmış alayını Çanakkale'nin senin suların gömmüştür. Buna rağmen bayta imparatorluğu yöneten KOYUN gene gidip bütün Türk (Osmanlı imparatorluğu) topraklarını içinde marabalarla beleşe köy satar gibi itilaf devletlerine hibe etmiş, işgali kabul etmiş, Düşman bu sefer Ege, Akdeniz, Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu, Marmara, Karadeniz'in Bütün Doğusu dahil olmak üzere Türkiye topraklarının % 70'den fazlasını almış ta Ankara'ya dayanmıştır!
Ancak Çanakkale'de ortaya çıkan Bozkurt gene durmamış, tekrar sürüsünü toplamış ve bütün bu gelenleri bu topraklara gömmüştür.
Sonuç olarak Osmanlı'nın en büyük hatası Türklükten vaz geçmek, yerine islam, Vahabi/Bedevi Araplığını bol bol körüklemesidir. En büyük hatası budur.!
(bkz: devşirme sistemi)
sadece asker olarak kalsalardı belki bu kadar sorun çıkaramazlardı ama devletin ger kademesine yerleştirildiklerinden haliyle götleri kalkmış ve devlet içinde devlet olmuşlar.