ermenilerden özür dileyenlere aşşağıdaki metin ile cevap vermiştir siyasi lider:
"olmayan şeye özür dileyen" özürlüler…
1877–1878 (93 harbi) türk rus savaşı'ndan itibaren doğu anadolu'da dış destekli ve örgütlü, devlete karşı silahlı ermeni isyanlarının ardı arkası kesilmedi.
biz, birinci dünya savaşında (1914–1918) yedi ayrı cephede harbe girdik. bu cephelerden biri de doğu anadolu'ydu. ermenilerin taşnak ve hınçak siyasi örgütleri de askeri tertiplerle rus orduları ile birlikte bölgeye girdiler. işgal ettikleri yerlerde bulunan diğer ermenilerle birlikte türklere yaptıklarını, rus subayları: "yüzümüz kızardı, anlatılamaz şeyler oldu" diye anılarında yazmışlardır.
savaşın koşulları, coğrafyanın sertliği, dönemin tıbbi yetersizlikleri, önü alınamayan salgın hastalıkları, zamanın hükümetini hem müslüman türklerin hem de osmanlı tebaası ermenilerin yine osmanlı toprakları içerisinde yer değiştirme mecburiyetinde bırakan karara götürmüştür.
bir tarih araştırmacısına ilk öğretilen ilke: "tarihi olayları yaşanılan dönemin siyasi, kültürel, sosyal ve askeri koşulları çerçevesinde ele alıp inceleyeceksiniz. yaşadığınız zamanı dikkate alarak sakın geçmiş devirleri yorumlamaya kalkmayınızdır."
gelelim "ermenilerden özür dileyicilere", siz osmanlı hükümetinin temsilcileri misiniz? o dönemi yaşayan halk mısınız? bugün türkiye cumhuriyeti'nde yaşayan halkın savaş döneminde alınan kararlarda ne derece sorumluluğu var? neyi? kime kabul ettirmeye çalışıyorsunuz? bu tezgâh kimin? ermeni diyasporasının dünyada neler çevirdiğini ve sonunda oyunun türkiye'den toprak talebine dayanacağını niçin kafanız almıyor? siz kimsiniz? aydınlarmış! neyin aydını? kim verdi size bu unvanı? halk size böyle bir sıfat takmadan bu hakkı nereden alıyor ve kullanmaya kalkıyorsunuz? siz sadece kendinizsiniz ve o kadarsınız…
türk tarihini yargılamak ve hüküm vermek sizin gibi haddini bilmezlere düşmez bu uysal milletin sabrını zorlamayın.
vicdan noktasında pek bir sorumluluğu doğası gereği olmayan ve özür dileme erdemine sahip erdemli insanlara saldırmayı konumu itibariyle yapan ve sanki türm türkiye halkının umrundaymış gibi bir de halkın sabrı adına konuşan kişi.
diğer partilerin başkanlarının herhangi bir sorunu çözebilme ihtimali dahi olmadığı düşünülürse, terörü yok etme ihtimali için bile bir şans verilmesi gerektiğini düşündüğüm kişi.
insanların tanımadan emekli asker imajına haddinden fazla takılıp eleştirdikleri kişi. kimse ona süpermen demiyor ama şu yığınla prensipsiz politikacılar arasında bağımsızlık savunucusu prensip sahibi bir insan olarak yüz akıdır.
Askerlik hatıralarını önce şöhrete, sonra paraya çeviren emekli generalimiz. Kitaplarının daha sonra bol miktarda taklitleri çıkmış olup, ilk seçimlerde MHP den aday olmayı düşünen emekli paşa.
bir zamanların efsane koutanı, şimdinin teşkilatlanmasını tam tamamlayamadığı için yerel seçimlere giremeyen Hak ve Eşitlik partisi'nin genel başkanı.
aslında partinin seçimlere girmesini pamukoğlu'nun diyarbakır büyükşehir belediyesi için kimi aday göstereceğini görmek isterdim. bence akp ve dtp'nin yanında iyi bir altarnatif olabilirdi...
hürriyet'teki röportajını bir ninja hikayesi ile bitirmiş üstün insan. okuyamayanlar vardır belki, hemen copy-paste edeyim.
"derecik karakolu'nda bir gece karyolada uyuklamaya çalışırken başıma doğru büyük bir kan basıncı hissettim. o güne kadar hayatımda ne iğne bilirim, ne ilaç, ne hastalık. ayağa kalkıp duvara tutunarak kendimi yandaki uyduruk tuvalete zor attım. yüzümü yıkadım, geçer gibi oldu, sabah bir baktım ki alt ve üst çenelerimdeki sapasağlam dişler sallanıyor. idare edeyim diyorum ama konuşmada zorlanıyorum, kahvaltıya indik. kimse fark etmeden önümdeki tuzluğu bir peçetenin içine boşaltıp cebime koydum. şemdinli'ye gitsem dişçi bulurum ama, oradan ayrılacak saniyem yok. hemen yukarı çıkıp lavabo aynasının karşısında sallanan iki dişi elimle tutup çıkarttım. alt çenedekileri tuttum, bir türlü çıkmıyorlar. sen misin çıkmayan, komando bıçağımı baldıra bağlayan ipi çıkarttım, o da kalın geldi. kafaya koymuşum, o iş bitecek, ipi ortasından keserek incelttim. dişlere sıkıca bağlayıp hızla çektim, lavabo kan içinde kaldı. peçeteye boşattığım tuzu kanayan yaralara bastım, yıkadım yine bastım. sonra birkaç sigarayı parçalayıp tütünleri yerleştirdim ve masaya geri döndüm."
efsanevi komutanlardandır hakkaride,şırnakta,k.ırakta askerleriyle beraber korkusuzca çarpışmıştır ayrıca kara tohum,ey vatan,unutulanlar dışında yeni bir şey yok vs... daha birçok güzel eserleri vardır son olarak siyasete atılmıştır
Askerliğini bilmem ama siyasette zorlanacak kişi, zira hatipliği çok kötü. Çabuk sinirleniyor, sonra da öfkeyle saçma sapan şeyler söylüyor. Karşısında artık kendi emrine uymak zorunda olan, zorla toplamış canon fodder (bkz: mehmetçik) olmadığını artık öğrenmeli. en kısa sürede öfke kontrolü ve diksiyon kursun aktılmalı bence.
yazdığı kitaplarla siyasete gireceğinin sinyallerini vermişti. netekim girdi. güneydoğu'da verdiği hizmetlerin hakkı ödenmez de, siyasete girmeseydi keşke.
emekliye ayrıldıktan sonra artistliğe başlamış eski tsk mensubu. trt şeşle tavla oynatacakmış, askerken hem herkese havasını basmış, hem erken emekli edilmiş, sebebi pkknın kökünü yüce komutan pamukoğlunun kazıyacak olmasıymış.
pkkyı 365 günde bitireceğim iddiasını ortaya kayan adam, "pkk sayemde ayakta, istersem bitiririm" çağrışımı yaptırır haberi olsun.
ortağı sarızeybeğin bu konudaki sicili hala tartışılıyor zaten.
tsk lerinin güney doğuda verdiği azimli ve karalı mücadelelerin her bireyine de kendisi kadar değer vermesi gereken ama bütün tv programlarında bir kaçtane şahit olsun tastiklesin diye çıkarılan eski askerler haricinde hep kendi yaptıklarını anlatan bunlarla övünmeyi meziyet sanıp verdiği mücadelede yanında olan er,çavuş,uzman çavuş,astsubay ve subaylarından bahsetmeyen (pkk ya verdirilen ağır kayıplar varki bunlar bizimde göğsümüzü kabartıyor) o dönemde güney doğuda verilen şehit sayılarını söz konusu etmemeye çalışan yaptığı herşeyi mükemmelmiş gibi göstermeye çalışan emekli bir askerdir. insanın yücesi kendisini öven değil yaptıklarıyla gurur duyarak susmasını bilendir. osman pamukoğlu değerli bir komutandır ama parti kurup amacını belli etmiştir.önemli olan bu mücadele siyasete alet etmeden saygınlığı korumaktır. yinede verdiği hizmetlerden dolayı türk insanın minnet duyduğu eski bir komutandır osman pamukoğlu.
acilen ve acilen bir birim açılıp başına getirilmesi gereken büyük ve efsanevi komutan. görevde iken yaptıklarını kendi ağzından anlatan kitaplarının yanısıra birebir tanışılmasını tavsiye ettiğim bir komutan bir abi. ben generalim rütbeliyim çatışma planı çıkarır geri çekilirim diyen değil ben generalim çatışmada en önde olmalı öleceksemde ilk önce ölmeliyim diyen komutandan öte bir vatan evladı.
çin' i işgal edebilecek kalibrede bir insandır. ama çinlilere acımıştır. uygurlara biraz daha sataşılırsa her an işgal edebilir. sağı solu belli olmaz, osman bu.
hey allahım! altan tan tarafından çok ilginç bir ayar almıştır. kendisi kürtler dişçi olamıyor mu olabiliyor, başbakan olabiliyor mu olabiliyor şeklindeki klasik söylemi dillendirmiştir.
altan tan da hepsini tekrar edip "zaten bunlarda sorun yok, kürtler bu ülkede kürt olamıyor" demiştir.
bu adam bir askerdir. hem de çok iyi bir askerdir. zaten kötü bir asker olsa, general kılığında bir masabaşı bürokratı olsa, şu an genelkurmay başkanı idi. şu an konuştuğu sansürsüz isimli programda da, terörle mücadelenin ne şekilde yapılması gerektiği konusunda askeri alanda cok doğru ve mantıklı söylemler vermektedir. fakat iş siyasete geldiğinde, askerlik ve siyasetin ne kadar farklı alanlar olduğunu kendisine bakarak anlayabiliriz. askeri dehasına rağmen siyasi zavallılığı, askerlerin siyaset sahnesinde asla bulunmaması gerektiğini tekrar tekrar kanıtlıyor.