parti işine girmesi yerine (helal hoş olsun oyum onundu yine onun olur) istanbul'dan ya da izmir'den bağımsız olup ilk önce kendisini meclise sokup orada samimiyetini ve neleri vaad ettiğini halkımıza gösterip sonrasında bir siyasi oluşum içine girmesini isterdim. paşaların hasıdır, hası!
şu zamana kadar gelmiş geçmiş en iyi terörle mücadele taslağını ortaya atan kişi, bir operasyonda 300 e yakın terörist öldürmesi ve basından gelen "askerlere cesetleri toplatında, bir resmini çekelim" önerisine "ben askerime leş toplatmam" şeklinde cevapta bulunacak kadar açık sözlü kişi.
"siz oralardaki insanların hallerini biliyor musunuz?" diyerek terörü, terörizmi haklı çıkarma çabasındaki kişilere karşı, oradaki mehmetçiklerin hallerini görmüş bir komutandır kendisi. savaş çığırtkanlığı yapmak gibi bir niyetim yok ama, olayların sadece kendi işine gelen tarafını görenlerin bir de savundukları pkk' nın kime, ne çektirdiğini görmeleri açısından bu adama kulak vermeleri gerektiğini düşünüyorum.
1990-1992 yılları arasında 42.Piyade Alay Komutanlığı, 1993-1995 yıllarında Hakkari Dağ ve Komando Tugayı ve Hakkari Güvenlik Komutanlığı yapmıştir. Hakkari'deki görevi sırasında PKK'ya karşı yapılan en büyük harekât olan Çelik-1 Operasyonu'nu yönetmiştir. Çelik-1 harekatı 19 Mart 1995 günü başlamış ve toplam 37 gün sürmüştür. Operasyona 6 Tugay'dan 35 bin asker ve 10 bin korucu katılmıştır.
Güneydoğu görevinden sonra KKTC Paşaköy'de 28.nci Tümen Komutanlığı'nı üstlendi. 2000- 2001'de Piyade Okul Komutanlığı görevinden sonra 4 Ağustos 2002 tarihinde emekli olmuştur. Pamukoğlu Türk Ordusunda 5 tane Üstün Birlik Yetiştirme Nişanı'na sahip tek kişidir.
keşke bizim milletin şu deneme olayı osman pamukoğlu için de olsaydı.yeni hangi parti geldiyse deneyelim mantığı var hâlâ bizim millette.erdoğanı da hadi bi de bunu deneyelim diyerek seçtiler 2002 seçimlerinde.hatta bir diğer yeni parti olan genç parti de iyi sıçrayış yapmıştı o seçim.daha önce de ilk kurulduğu seçimde iktidarı alan partiler de yok değil.demokrat parti,adalet partisi,anap,akp aklımda kalanları.
bir kaç defa tartışma programlarında seyrettim.
türkiye'nin hiç bir problemi hakkında derinlik sahibi olmayan şahsiyet.
iyi askerdir, kötü askerdir orasını bilemem.
araştırmacı bir üniversite öğrencisinin bilgi düzeyinde de olduğunu zannetmiyorum.
türkiye'deki sorunu sadece terör sanan adam. sadece bu konu hakkında konuşabiliyor, işsizlik diyorsun "ıııı", eğitim diyorsun "ııı", yoksulluk diyorsun "ıııı". yani olmaz böyle, zira bir insan hem siyasetçi, hem asker, hem overlokçu olmak zorunda değil.
siyasetçi olarak başarısız ama asker olarak çok başarılı bir emekli tsk mensubu. bu ülkede konusunda kolay yetişmeyen insanlardan. bakmayın onun şimdi siyasi sahnede söylediklerine, yazık etti kendine o hepar şeyiyle.
iyi bir komutan olduğu tartışılmaz. fakat, siyasete atılmasıyla beni üzen kişidir. kötü siyasetçi olduğundan değil siyaset: yalandır, pis bir iştir. keşke kahraman bir komutan olarak çekip gitseydi buralardan. çünkü, hakkettiği değeri bulamaz.
Daha önce hakkında entry yazmadığım insan. Şimdi tarafsız olarak yazıyorum. **
Her neyse. Bu adam; askerlerinin deyişiyle efsane komutan, yine askerlerinin * anlattıklarına göre 1993-1995 yılları arasında teröre büyük darbe vurmuş hatta ve hatta terörün bitme noktasına gelmesinde öncülük etmiştir.
Her neyse, gelelim günümüze. Bu paşa*, **hepar isminde bir parti kurdu. * Gerçekten büyük ümit başlanmıştı fakat, seçimlerde belki yüzde on barajından korkulduğu için, belki de mhp'nin oylarının bölünmesinden korkulduğu için belkide doğru parti ve doğru kişi olmadığı düşünüldüğü için yüzde bir oy bile alamadı. Lakin her kesim tarafından seviliyor bu insan. Sevmeyenler için bakınız;
(bkz: kürtçü)
(bkz: vatan haini)
(bkz: bihaber)
(bkz: ya da)
(bkz: siktir et) * her neyse. Bu adam hakkında bir de terörden başka konu konuşmaz, ne cahil adam falan derler. Fakat kimse bilmez ki çıktığı programlarda kendisine yönetilen soruların yüzde doksanı terör ve askerlikle ilgili. Siz iç eğitimden, sanattan, sosyal hayattan soru sorduğun mu lan? Her neyse, konuşması da tabii ki diğer siyastçiler gibi değil, çünkü bu konuda özel dersler almıyor, printer yani okuyucudan okumuyor bazı şeyleri.
Printer değil miydi lan o aletin adı? Neyse işte, türkçesi okuyucu.
He, bir de parti için 500.000 bin lira borç yaptığı dedikoduları yayılmıştı bir ara. Ne kadar doğru ne kadar yanlış bilemem. *
partisi kapanmadı, hakkari ve kuzey ırak ta onlarca pkk kampına operasyon yapmasına rağmen tam hatırlamıyorum ama toplamda 15 kadar şehit vermiştir, bunların da bir kısmı çığ düşmesinden. onun zamanındaki diğer şehitler ise karakol baskını sonucu oluşmuştur.
az önce izlediğim bir videosunda "pkk askeri mücadele ile bitmez" diyen akademisyenlerden birine fena ayar vermiş paşa. siyasetçiliğini bilmem, her iyi insan iyi siyasetçi olacak diye bir şey yok en nihayetinde. ama askeri anlamda çok şey bildiği ve milliyetçilik ile insan sevgisini iyi harmanladığı çok belli. askeri mevzularda sahip olduğu bilgileri aktarmasını da iyi biliyor üstelik.
pkk ile mücadelede akademisyenlere fazla bel bağlıyoruz. onlar da vay efendim askeri operasyon bir seçenek değilmiş, iş demokraside bitiyormuş gibi fikirlerle çıkıveriyorlar. önemli olan dağa çıkışları engellemekmiş. doğudaki vatandaş gecenin bir yarısı evinin pkk tarafından basılması ihtimali ile karşı karşıyayken, çok afedersiniz ama kim takar demokrasiyi? seçim zamanı pkknın halk üzerindeki baskısını görüyoruz, duyuyoruz. tulum çıkaran köyler hatta şehirler var. bu nasıl mümkün oluyor? ondan sonra da askeri operasyonların gereksizliği, anlamsızlığı konuşuluyor.
tamam ben de biliyorum. askeri alıp kandile türk bayrağı dikelim demiyorum ki ben de. hatta bunu neredeyse kimse demiyor. ama karşında silahlı bir terör örgütü dururken barıştan demokrasiden bahsetmek de komediden başka bir şey değil. umarım osman pamukoğlu gibi pkk ile yüz yüze gelmiş, birebir tecrübesi olan kişilerin tecrübelerinden daha çok faydalanılır.
"...imza alan genç bir kadından sonra elindeki kitabın kapağını açtı, generalin önüne sürdü. general çiğdeme baktı. çiğdem gülüyordu.
adınız? dedi general.
çiğdemin gülüşü soldu. bir ân ne diyeceğini bilemedi. gözlerini kapattı. general ona bakıyordu, yanındakiler de. çiğdem derin bir nefes aldı. sonra ağabeyinin adını, soyadını söyledi.
generalin yüzündeki merak birden parladı. ayağa kalktı. ellerini çiğdemin yanaklarına uzattı. çiğdem kendini bıraktı.
yoksa siz diyebildi general, kalktı, yanına gitti.
birbirlerine sarıldılar.
evet generalim, ben kız kardeşiyim!
general, merak ve heyecanla seyredenlere tek tek baktı.
benim şehit askerlerimden birinin kız kardeşi! dedi. şehit çavuşumun kız kardeşi!
elinden tuttu, yanına oturttu çiğdemi. çiğdem, önceden hazırlamıştı. kimliğini çıkardı, masanın üstüne koydu. ağabeyinin kendisiyle çektirdiği fotoğrafları, gönderdiği mektupları, generaliyle çekilmiş bir fotoğrafı da.
bakın generalim! dedi çiğdem.
general sigara yaktı. kimliğe, mektuplara, fotoğraflara baktı. yanındakilere de gösterdi.
abin senin için çok çiğdem topladı! dedi ve ilk sayfayı imzaladı.
tarih olarak çavuşunun şehit olduğu günü, ayı ve yılı yazdı.