Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl, size derdimi!
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına.
Gönül yarası desem...
Değil!
Ekmek parası desem...
Değil!
Bir dert ki...
Dayanılır şey değil
* * * * *
Sevdiğim insanlara
Kızabilirdim,
Eğer sevmek bana
Mahzun durmayı
Öğretmeseydi.
eşit olmak için başkalarının da eşit olması gerekiyordu. başkalarının eşit olması başkalarının da hür olmasına bağlıydı(...) bunun için o insanları uyandırmak, okutmak, yazdırmak gerekiyordu(...) bu işi başarabilmek için, elbette, elindeki araçların en kuvvetlisini kullanacaktı. o araçta şiir olduğu için toprağına bağlı cumhuriyet devri şairi şiirini kendinin, yurdunun ve insanlığın yararına kullanmaya başladı(...) şiirin özü şirin ödevi oldu.
orhan veli kanık
hüzünlü bir öyküden yaşama düşülmüş çok sade ama anlamlı dizelerin sahibidir.
şiirin liberali olmuştur.
arkadaşı rüştü onur'un öyküsü daha hazindir.
huzur içinde yatsınlardır.
istanbul' a aşık şair. " denizi özleyenler için " şiiri ankara' dayken istanbul hasretiyle yazdığı şiirdir:
gemiler geçer rüyalarımda
allı pullu gemiler damların üzerinden
ben zavallı, ben yıllardır denize hasret
bakar bakar ağlarım
hatırlarım ilk görüşümü dünyayı
bir midye kabuğunun aralığından.
suların yeşili, göklerin mavisi
lapinaların en harelisi.
hala tuzlu akar kanım istiridyelerin kestiği yerden.
neydi o deli gibi gidişimiz
bembeyaz köpüklerle açıklara?
köpükler ki fena kalpli değil,
köpükler ki dudaklara benzer
köpükler ki insanlarla zinaları ayıp değil.
gemiler geçer rüyalarımda
allı pullu gemiler damların üzerinden
ben zavallı, ben yıllardır denize hasret!
Kimse duymadan ölmeliyim
Ağzımın kenarında
Bir parça kan bulunmalı
Beni tanımayanlar
''Mutlak birini seviyordu'' demeliler.
Tanıyanlarsa, ''Zavallı, demeli,
Çok sefalet çekti..''
Fakat hakiki sebeb
Bunlardan hiçbiri olmamalı.
1914'de dogdum,
15'de konustum;
Hala konusuyorum.
Lakirdilarim ne oldu?
Gokyuzune mi gitti?
Belki de hepsi geri gelecek
Tayyare bicimine girip
1939'da.
ALLAH VARSA EĞER
BAŞKA BiR ŞEY iSTEMEM ONDAN
BUNUNLA BERABER iSTEMEM
garip akımının öncüsüdür. türk şiir tarihine kötülüğü; her melankolik gencin eline kalem alıp, bir şeyler karalayarak şair olunacağını sanmasına neden olmuştur. türk şiir tarihine iyiliği; bu şekilde eline kalem alarak şiire benzer şeyler yazan melankoliklerden bazıları şiirle iştigallerini sebatla devam ettirerek şair olmayı başarmıştır.
tüm şiirlerini severek okuduğum tek şair. kafiyesiz şiir yapılabileceğini değil kafiyesiz daha güzel şiir yapılabileceğini göstermiştir. o kadar sade, o kadar kasıntıdan uzak, şiirleri o kadar rahattır ki ne kafiyeli şiirlerdeki kalıplaşmış görüntüyü ne de sırf kafiye olsun diye yerleştirilmiş alakasız kelimeleri görürsünüz. şiirlerinde özgürlük vardır.
türk şiirinin en büyük isimlerinden biridir. o güne kadar olan bütün kuralları yıkarak türk şiirinde bir devrim yapmıştır. ölümü acı olmuştur. bir gece sarhoş evine dönerken bir belediye çukuruna düşüp beyin kanaması geçirmiş ve ölmüştür. istanbul denince akla ilk gelen şairlerdendir.
Birinci yeni diye de bilinen "Garip" şiir akımının öncüsüdür.* Türk şiirini ölçü, uyak gibi sınırlayıcı öğelerden kurtarıp serbest şiire yaklaştırması; sıradan insanı şiire sokması türk şiirinde devrim olarak nitelendirilmiştir. Oysa bir devrim değildir. Şairanelik devam eder şiirlerinde. Kendinden önce bazı önemli şairler, ahenge önem vermekle birlikte konu ve serbestlik bakımından Orhan Veli'nin çok daha üzerinde bir şiir dili oluşturmuştur.* Toplumsal konulardan uzak duruşları da toplumcu şairler tarafından eleştirilmiştir. Bugün Türk şiirinin geçmişini ve ona gücünü veren müzikaliteyi bilmeyen yeni kuşaklar Orhan Veli'yi en büyük Türk Şairi olarak kabul etmektedir. Her şeye rağmen doğal söyleyişi ile yer edinmiştir belleklerde.
(bkz: Deniz Kızı)
''olum allahin emri ,ayrilik olmasaydi '' demiş olan şair.Lisedeyken 1 2 şiir kitabını okumuştum.Hatta okul nöbetçisi olduğum bir gün, hocamın biriyle uzun uzun şiirlerinden konuşmuştuk.Keşke tanıyabilseydiğim dediğim nadir kişilerden...
bilmem ki nasıl anlatsam?
nasıl nasıl size derdimi?
bir dert ki yürekler acısı.
bir dert ki düsman basına.
gonul yarası desem degil.
ekmek parası desem degil.
bir dert ki...
dayanılır sey degil..!
sayıldığında da görülecektir ki, iki şiir de haikunun temel kurallarından biri olan 5-7-5 hece kalıbına uymaktadır. zaten ikinci şiirin adını da şair "haykay" koymuştur. bunun yanında iki şiir de haikunun başka bir özelliği olan farklı okumaya olanak vermektedir. mısraların yeri diğiştirilip yeniden okunduğunda, her seferinde ortaya yeni bir anlam çıkmaktadır. son olarak haikuların doğa olaylarına mizahi-ironik yaklaşımları da şairin şiirlerinde görülebilir. özellikle ikinci şiirde bu durum çok açıktır. çilingir sofrası kurulmuştur, birazdan demlenilmeye başlanılacaktır. tabakta da karidesler yenilmeyi beklemektedir. gelin görün ki bir yandan da karideslerin yaşam kaynakları sayılabilecek yasunların kokuları gelmektedir denizden...
Garip (Oktay Rifat ve Melih Cevdet'le birlikte, 1941)
Garip (yalnız kendi şiirleriyle, genişletilmiş 2. baskı, 1945)
Vazgeçemediğim (1945)
Destan Gibi (1946)
Yenisi (1947)
Karşı (1949)
Bütün Şiirleri (1951, 1975)
öteki dünyada akşam vakitleri
fabrikamızın paydos saatinde
bizi evlerimize götürecek olan yol
böyle yokuş değilse eğer
ölüm hiç de fena bişey değildir.