--spoiler--
Hiçbir Şeyden Çekmedi Dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkarda sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendiye.
--spoiler--
''isanbul un orta yeri sinema
garipliğim mahzunluğum
duyurmayın anama''
diyerek sinemanın türk toplumu açısından önemini belirtmemiştir tabi, mal mısınız siz. olum bakın bu adamı iyi belleyin , iyi ki de her boka karşı çıkmış denilen adamdır , melih i oktay ı falan siktir edin , garip akımının hası bu adamdır. garip garip de ölür lan , sen ankarada yürürken belediye nin açtığı çukura düş amınakoyim , melih gökçek olsaydı şimdi itin götüne sokardım da o zaman kim vardı bilmiyorum. dur daha sen dur , çukura düşmüş , düşmüş de nasıl çıkmış bu adam. daha sonra çıktıktan 4 gün sonra arkadaşında kalıyo , kafalar güzel tabi karı kız muhabbeti orhan a bişeyler oluyo. (bkz: olaylar gelişir)
neyse arkadaşı hastaneye götürüyo falan , acı haber i veriyolar tabi , beyin kanamasından ölüyo. garip bi adamdır , sen bi gün boğaz köprüsüne çık bağıra bağıra ''eyyy rüüzgaaar bi kızın eteklerini dahi açamıyosan ne sikime esiyon amünüüm'' tarzı bişeyler söylemişliği vardır.
eserleri
şiirler: garip, vazgeçemediğim, yenisi, destan gibi,karşı
düz yazı: la fontaine in masalları, nesir yazıları
kendisiyle raki masasina oturup sohbet etmeyi isterdim. kadinlardan, hayattan, işten gucten konusup yazarlari cekistirmek isterdim. o anlatir ben dinlerdim. kadehleri tokusturup kim o kadin derdim ismini soylemedigin edebiyat tarihcilerine biraktigin su kadin kim derdim anlatirdi ismini de hikayesini de.
.....
.....
Gelelim sonuncuya.
Hiçbirine bağlanmadım
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
insanları sevmesini bilir
Yaşamayı sevdiği kadar.
--spoiler--
Bugün toprağındaki çiçekleri kokladım
Bugün başucunda cesaretimi topladım
Bugün geride kalanlara özür diledim
Seni yaşamak istedim, öldüm bugün
--spoiler--
"Sokakta giderken, kendi kendime gülümsediğimin farkına vardığım zaman, beni deli zannedeceklerini düşünüp gülümsüyorum." diyen üstaddır.
Şu sıralar derdim başka şiiri hayata bakış açımı özetliyor diyebilirim.
"Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden?
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha âşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka..."
Anne baba demeden önce cımbızlı şiirini ezbere bildiğim adam... Bir Garip Orhan Veli. Hatırlamak isteyenler için ;
Ne atom bombası,
Ne Londra Konferansı;
Bir elinde cımbız,
Bir elinde ayna;
Umurunda mı dünya!
Sanma ki derdim güneşten ötürü;
Ne çıkar bahar geldiyse?
Bademler çiçek açtıysa?
Ucunda ölüm yok ya.
Hoş, olsa da korkacak mıyım zaten
Güneşle gelecek ölümden
Ben ki her nisan bir yaş daha genç,
Her bahar biraz daha aşığım;
Korkar mıyım?
Ah, dostum, derdim başka...
ahmet haşim'in süslü ve sanatlı diline karşı çıkarak onun imgeli şiirini eleştiren şair.
haşim'in "canan ki gündüzleri gelmez, akşam görünür havz üzerinde" dizesine karşılık "canan ki degustasyona gelmez, balık pazarına hiç gelmez" diyerek alacı bir şekilde yermiştir.
yine haşim'in "göllerde bu dem bir kamış olsam" sözüne "bir de rakı şişesinde balık olsam" diye dalga mahiyetinde karşılık vermiştir.
tabi bunun gibi mizahi eleştiri içeren şiirleri çoktur.
misal; "neler yapmadık şu vatan için
kimimiz öldük,
kimimiz nutuk söyledik" bunlardan bazıları.
orhan velinin en sevdiğim yönü şiiri olmadık bir şekilde bitirmesidir.
"dağ başındasın
derdin günün hasretlik
akşam olmuş
güneş batmış
içmeyip de ne halt edeceksin?"
en büyük türk şairi. sırf şu dizeler için bile sevilebilir:
Uzanıp yatıvermiş sereserpe
Entarisi sıyrılmış hafiften
Kolunu kaldırmış kolluğu görünüyor
Bir eliyle de göğsünü tutmuş
içinde kötülük yok biliyorum
Yok, benim de yok ama
Olmaz ki
Böyle de yatılmaz ki
tüfeğini depoya koydular,
esvabını başkasına verdiler.
artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
ne matrasında dudaklarının izi;
öyle bir rüzgar ki,
kendi gitti,
ismi bile kalmadı yadigar.
yalnız şu beyit kaldı,
kahve ocağında, el yazısıyla:
"ölüm allah'ın emri,
"ayrılık olmasaydı."
ilgiç tepitleri olan garip bi şaiir birde bedava yaşıyoruz bedava der ve insana tokat atar.
Orhan Veli'nin dehasının en büyük göstergesi belkide ilk okunduğunda şiir yazmak çok kolay bir hedeymiş gibi hissettirmesiydi. o kadar halkın içine girip yazmış ki süleyman efendinin nasırını bile konu edinmiştir kendine.
36 yaşında bir trafik kazası geçirmesi ve ertesi gün dengesel bozukluktan çukura düşerek ölmesi henüz 36sında ve cebinde 28 kuruşuyla hayata gözlerine kapamasını ilk duyduğumda lisedeydim . boğazıma bi şey düğümlenmişti , elimi cebime attım kuruşlarıma baktım ve büyük adammışsın bir garip orhan veli dedim..
edit : ayrıca geçen gün 99. yıl dönümüydü saygıyla andım.
Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki
Vazgeçmek mümkün olmasın
diyen şairdir ve bugün 99 yaşını bitirmiştir. Tam 99 yıl önce bugün doğdu "Süleyman Efendi'nin ayağındaki nasırı şiirine dert etti" diye dışlanan Orhan Veli ve bugün hâlâ onun dizeleri yaşıyor. Siz de bugün en azından bir tane Orhan Veli şiiri okuyun ve bir "garip"in doğumgününü kutlamış olun.
ne duruyorsun be at kendini denize
geride bekleyenin varmış aldırma
görmüyor musun her yanda hürriyet
yelken ol, kürek ol, dümen ol, balık ol, su ol
git gidebildiğin yere.
uludağdayım karları seyrediyorum,
donu çözülmüş karıları,
masamda birAM,
hani YA RAKIM,
herkesin sky var skyle kayıyor,
benim ise skym kırık,
orhan veli kanık.