Dizelerinden biri sözlük adım olan şair. Pek bi severim. Hikayemizde sait faik ne ise şiirimizde de orhan veli odur benim için. Şiire yeni bir ufuk kazandırmıştır.
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar;
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allahın adını,
Günahkar da sayılmazdı.
Yazık oldu Süleyman Efendi'ye
Mesele falan değildi öyle,
To be or not to be kendisi için;
Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi.
Aldılar, götürdüler.
Yıkandı, namazı kılındı, gömüldü.
Duyarlarsa öldüğünü alacaklılar
HAklarını helâl ederler elbet.
Alacağına gelince...
Alacağı yoktu zaten rahmetlinin.
Tüfeğini depoya koydular,
Esvabını başkasına verdiler.
Artık ne torbasında ekmek kırıntısı,
Ne matarasında dudaklarının izi;
Öyle bir rüzigar ki,
Kendi gitti,
ismi bile kalmadı yadigâr.
Yalnız şu beyit kaldı,
Kahve ocağında, el yazısiyle:
"Ölüm Allahın emri,
Ayrılık olmasaydı."
dizelerini yazan yegane şair.
Şiir sevenlerin çoğunun sevdiği kalem ustası
Süleyman Efendi ve nasırı ile hayatıma girdi Orhan Veli… Bir de babamın ara ara mırıldandığı bir kaç mısrası ile. Bir tarafta nasır, bir tarafta sokak kedisi ile ciğercinin kedisi, bir tarafta ise gözlerimi kapattığım anda dinleyebileceğim istanbul. Küçükken Orhan Veli’ye aşık olmak yerine istanbul’a aşık olmayı tercih etmiştim, şimdi işler değişti desem yeridir. Geçen yıl ilk kez istanbul’a gittiğimde ağzımdan ister istemez şu cümleler dökülüverdi “Seni mavi gözlü, kirli yüzlü sokak çocuğu seni… Hani, nerede sahiplerin?” Gitmişlerdi. Benim için biri olsa yeterdi ama o ilk gidenlerdendi…
uyuşamayız, yollarımız ayrı;
sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
senin yiyeceğin, kalaylı kapta;
benimki aslan ağzında;
sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.
ama seninki de kolay değil, kardeşim;
kolay değil hani,
böyle kuyruk sallamak tanrının günü.
Orhan Veli, Ankara'da bir gece sokakta bir belediye çukuruna düştü ve başından yaralandı (10 Kasım 1950). iki gün dinlendikten sonra istanbul'a gitti. istanbul'da bir arkadaşının evinde öğle yemeği yerken fenalık geçirdi ve hastaneye kaldırıldı (14 Kasım 1950) . Alkol zehirlenmesi teşhisiyle tedavi edildi, ancak beyin kanaması geçirdiği sonradan anlaşıldı. Aynı gün akşama doğru komaya giren Orhan Veli, geceleyin saat 23.20'de hayata gözlerini yumdu.
isim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.
Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir bas düşünürüm basımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne halt edeceğimi bileme
Hakkında bilinenlerin genelde yanlış olduğu yazardır. 46 Yaşında ölmüştür 36 değil. Yaş 35 yolun yarısı eder deyip 46 sında göçmüştür dünyadan.
(bkz: orhan veli kanık)
beyin kanaması sonucu gen yaşta vefat etmiş,serbest şiirn en güzel şairlerinden.hayatı olduğu gibi yaşamayı ilke edinmiş,rahat adam izlenimi veriyor şiirlerinde.
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
içinden geldiği gibi yazan şair.imkansızlıklara rağmen hep umut doludur.bu yıl öğrencilerime ona olan sevgimden dolayı 6 şiirini ezberlettim.ölümü çok acı olmuş.genç yaşta aramızdan ayrılmış ,türk edebiyatının en iyi şairlerinden.