bbc radyo programına çıkıp ''10 yıldır islamcılar ile laikler arasında çekişme var '' diyip oluşturulmaya çalışılan ayrışmaya destek veren yazar. Başkalarının yazarı.
istersen tüm evrenin baş yazarı ol, adam olamadıktan sonra ne fayda..
nihat genç tarafından bir çok kez edebi hırsızlıkla itham edilen ve buna hiç bir şekilde cevap vermeyip kanuni bir takım yollara da başvurmayı düşünmeyen medyanın şişirdiği ve dış güçlerin türkiye aleyhine kullanmak için yetiştirdiği balon. işte adam sana hırsız diyor çıkıp yüreğin varsa cevap versene. doğruları söylemeyi çok seviyodun sen.
"... Nobel Ödüllü romancı Orhan Pamuk, bir siyasi eylem adamı veya bir militan olmadığını, kendisi için önemli olan tek şeyin, ?bugünü, kitaplarına ve eserlerine yansıtmak olduğunu söyledi. Pamuk, siyasi konulara ilişkin açıklamalarının, kitaplarında değil, sadece verdiği mülakatlarda görülebileceğini , gazetecilerin bunları gereğinden fazla büyüttüğünü, aslolan şeyin, edebiyat ve roman sanatında yaptıkları olduğunu belirtti. Pamuk, Türkiye?de laik kesimin kendisini Türk Silahlı Kuvvetleri?nin gücüne yasladığını ve ?son 5-10 yılda yaşanan çatışmanın, Türkiye?yi Avrupa Birliğine yaklaştırmak isteyen ılımlı islamcılarla, silahlı kuvvetlere dayanmak isteyen bu laikler arasında yaşandığını, Türkiye? deki ılımlı siyasi islamcıların, demokasiye laiklerden daha saygılı olduklarını? da kaydetti.
Orhan Pamuk, siyasete olan ilgisinin ve siylai konulardaki konuşmalarının, bir edebiyatçı olarak öne çıkarılmasından rahatsız olduğunu kaydederken, bunların sadece ?çok öfkelendiği zaman yapılmış? ve ?sadece mülakatlarda yeralan? açıklamalar olduğunun altını çizdi.
...
...
...
?Benim için önemli olan, bugünü ve hayatı kitaplarıma romanlarıma nasıl yansıttığımdır. Zaman zaman siyasi konularda ettiğim laflarla başımı derde sokmuş olabilirim. Ama bu, siyasi bir ajandam olmasından değil, sadece aklımdan geçenleri söylediğim için olmuştur. Çünkü kendime ait köşeli düşüncelerim var ve vicdani kanaatlerim var. Bunları söylemişimdir.? "
şimdi oturup orhan pamuk'un edebiyatçılığını konuşalım. çünkü o bir siyasetçi değil. ve siyasi düşünceleri söylemleri kendini bağlar. kamuoyunun onun üzerindeki tasarrufu yazdığı eserlerin iyi olup olmadığını tartışmak olabilir belki. yoksa sizin politik görüşünüzün orhan pamuku bağlamadığı gibi onunki de sizi bağlamaz.
türkiye de en çok tanınan ama bu bağlamda belki de eserleri en az okunan büyük romancı. oğuz atay ve hasan ali toptaş tan sonraki romancı idolüm. edebiyat ödüllerini sevmem,bu konuda sarte gibi düşünüyorum ama nobel vb ödüller ve pamuk konusunda bir şeyler söylenecekse o da saygı duymaktır. vatan haini, bayrak ezan millet düşmanı damgasının çok kolay yendiği bu ülkede pamuk kara para atlamamıştır, makam mevki hırsıyla milleti dolandırmamıştır; o çok övünüp de hakkında bir bok bilmediğiniz doğu edebiyatını,hat sanatını, hattatları,istanbulu, türkün ve türkiye nin dogasını en iyi o yazmış ve en iyi o tanıtıp, dünyayı haberdar etmiştir. marjinal bulduğunuz tanpınar ı yahya kemal i en çok o yüceltmiş ve etkilenmiştir.ben bizzat kar ı okuyunca anladım kars ın nasıl muhteşem bir yer olduğunu, hattatların zorlu çabalarını vs vs.zaten büyük kalem olmak bunda saklı değil mi?
yıllarca nobeli almak için uğraşmış ve sonunda almış olan yazar. almış ama çözememiş olayı nobel denen şahsın bir silah tüccarı olduğunu pek umursamamış. o nobel ödülünün soğuk savaş yıllarında doğu bloku ülkelerine karşı kullanılan psikolojik bir silah olduğunu bilmek pek işine gelmemiştir. aaslında hiçbir işe yaramadığı tüm dünyaca bilinen ödülün halkın istekleri doğrultusunda verilmediğini duymakta hoş değildir onun için o sadece avrupalı olmak önemlidir. ve yine onun için nobeli almak avrupalı olmaktır.
Hayatını garantiye almanın bedeli miydi kukla kalemini kelama çevirme nedenin Orhan? diyesim gelir. Çok mu mustariptin aydınlanmayan gerçeklerden. Soykırımlardan, vahşetlerden. Mevlana'nın gay olması iftirası çok mu meşgul etmişti seni. Uçkur sevdasının bir tezahürü müydü yoksa iftiraların. Çok aydındın ya, görmediklerimiz görendin hani. O zaman senden beklemek hakkım şimdi. Ebugaribi anlat bize, guantanamo'yu ya da ne bileyim Cezayir soykırımını, Libya kasaplarını, Beyrut zindanlarını. Çok mu mustaripsin Orhan insanlıktan feragat edilmesinden. Anlat bize vietnamı, ırak'ı, zengin sofralarında Fransız şarapları içerken afrika'da ölen çocukları anlat bana Orhan. Sonra aydınlık günlerin garantisi olmaya hak kazan. Mevlana sana bile gel derdi şükür(!) o kadar yüce gönüllü değilim. Mümkünse gelme Orhan!
kitaplarını tam olarak anlayabilmek için büyük bir genel kültür mirasına sahip olunması gerekir ki bu da kullanılan imgelerin gerçek manalarını çıkarabilmek için zorunluluktur.
yaratıcı yazarlık kurslarında kitaplarındaki bazı pasajlar; tolstoy, dostoyevski, hemingway, turgenyev gibi isimlerle beraber derslerde örnek olarak gösterilen kişi..
aralarındaki fark ise sayılan diğer yazarlar nasıl yazılması gerektiğiyle ilgili örnek teşkil ederken, orhan pamuk nasıl yazılmaması gerektiği hakkında örnek teşkil eder..
ama ingilizceye çevrilmiş kitapları güzel diyorlar o ayrı..
Türk romancısıdır. Yazarlık serüvenine siyasi ve kültürel erozyonunu da ekleyen yazar olarak da bilinir. Romanlar hakkında bilgi vermeye gerek yok. Dil yanlışlarıyla dolu da olsa kurgusal anlamda kayda değerdir. Kültürel anlayışından bahsetmek daha doğru olur. Sevgili yazarımız "Mario Vargas- Llosa ve üçüncü dünya edebiyatı" başlıklı yazısında ilginç bir kavram kullanır. Buna bazı eleştirmenler dikkati çekmişti. O kavram da "merkez-dışı edebiyat" kavramıdır. Perulu llosa'yı da kendisi gibi bir üçüncü dünya yazarı olarak gören yazarımız bu kavramdaki "merkez" sözcüğünü Batı kültür ve edebiyatını sembolize etmek için kullanır. Elbette "dış"tan kasıt da bizim gibi ülkelerin edebiyatlarıdır. Batı kültür ve edebiyatının merkez olması bir Türk yazarı için nasıl mümkün olur o da ayrı tartışma konusu tabi.
Bakalım ne diyor dahi yazarımız: "insan, Vargas-Llosa'nın o güçlü yazar sesinin arkasında, bir başka kederi, dünya edebiyatının merkezinden uzak olmanın bilincini de hissediyor. Bizim gibilerin çok iyi anlayacağı bir ruh hali... " Kültürel ezilmişlik duygusu bu olsa gerek.
hakkında yapılan eleştirilerin edebi olmaması dikkat çekicidir.eleştiriyle hakareti karıştıran insanlar tarafından kendisine küfredilerek daha da sempatik konuma yükseltilmiştir.bir eleştiri getirmek gerekirse, ki gerekir,''beyaz kale'' isimli romanının iskeletini oluşturan 5-6 sayfanın ''pedronun zorunlu istanbul seyahati'' kitabından, alıntı olduğu gösterilmeden kullanıldığı ortaya çıkmıştır.
ilgililer için:
