iyi bir yazardır, nobel'i haketti mi dersek, nobel hakedilen bir şey değildir, bir güruhun toplanıp şuna verelim dediği bir ödül düzeneğidir, ödül denilen şey zaten başlı başına bir olaydır, nobel orhan pamuk un sadece daha fazla insana ulaşabilmesi için geniş çaplı bir tanıtım projesi haline dönüşmüştür. hee iyi yazarın reklama ihtiyacı var mıdır, yazar bunu dert etmemelidir tabi ama tercih meselesi. yaşar kemal nobel almadı, ne kaybetti dersek hiç birşey tabi ki de, ona ulaşamayan okur kaybedecektir, edebiyat pazar sergileri gibi sergiler açarak ürün satmamalı, nadide bir eser gibi aranıp bulunmalıdır,
yazar okurun peşinde değil, okur iyi metinin peşinde koşmalıdır.
kazıp çıkarmalıdır nitelikli metni, keşfetmelidir.
yazar da bir andan sonra okur ve metin arasında devredışı kalarak görevini tamamlamalıdır.
sözün uzunu kısası buraya kadar; orhan pamuk nitelikli bir edebiyatçıdır, eserlerine eğilip bakıldığında görülecektir bu.
kar adlı romanını okuduktan onra bir daha kendisini okumamaya karar verdiğim son derece başarısız bir yazar.
kar, benim okuduğum ilk eseriydi, tanışma kitabıydı. güzel bir tanışma olmadı. çok sıradan, gereksiz tasvirler ve sama sapan diyaloglarla konuyu boğan ve bütün kahramanların deli olduğunu düşünmeme neden olan bu tarzı hiç ama hiç beğenmedim. belki diğer romanları güzeldir ama bu riske giremem, ilk defa bir roman bana eziyet etti okurken.
bundan sonra kitaplarını okumayacaksam bunun nedeni kar adlı sevimsiz romandır.
ha bir de türkiye'nin bunca büyük romancısı varken bu adama bunca kötü yazmasına rağmen nobel verilmesi olayın tamamen politik olduğunu daha güçlü düşündürdü bana.
binboğalar efsanesi gibi bir yeni zaman destanı yazmış yaşar kemal'e, bazen e postalarla birbirimize girip sonra karşılıklı özürler dilediğimiz mutluluk'u yazmış zülfü livaneli'ye, ihsan oktay anar'a layık görülmemiş bu ödülün bu kadar kötü yazan birine verilmesine bir anlam veremiyorum.
cumhuriyet gazetesi cumartesi ekinin mizah sayfasında, Elif Şafak'ın " iskender " adlı yeni romanının kapağından esinlenerek Orhan Pamuk'a etek giydirdi. altına da :
Elif Şafak'ın kapağında erkek kılığına girdiği iskender adlı romanının 250 bin satması üzerine 15 dakikalık bir kıskançlık krizi geçiren Orhan Pamuk acilen yayıncısını aradı ve bunun altında kalmamaları gerektiğini anımsattı.
Nobelli yazarımızı telefonda sakinleştiren yayıncısı, kendisinin zaten bu iş üzerinde çalıştığını ve az önce matbaaya verdiği yeni Orhan Pamuk romanının kapağıyla en az 1.5 milyon satışı şimdiden garantilediklerini söyledi. Bu güzel haber üzerine oldukça rahatlayan Pamuk'a da küçük bir ricada bulundu: " istersen kapağın içini dolduracak sayfalar için bişeyler karala yolla, hemen dizgiye verip kitabı piyasaya sürelim. " dedi.
benim adım kırmızı romanında annesini bu derece pornografik remsetmesine inanamadığım yazar.
bir anne ile babanın cinselliği normaldir. hatta dünyandaki en normal şeylerden biridir. ama orhan pamuk annesinin üvey babasına yaptığı oral seksi falan resmedince, insan gayet anlıyor ensestliği ve pornografiyi...
ensest yazar.
(ensest yazar ne la) (anladınız siz onu)
ezilen halkların yanındaki muhteşem edebiyatçı (!)
söz konusu sözde ermeni soykırımı olunca derhal sahalarda gördüğümüz tuğla kalınlığında kitaplar yazan ve zavallı halkların özgürlüğünü savunan o müthiş yazar, israil'in ne mavi marmarasında ne de filistin'e yaptıkları konusunda * değil roman falan yazmak, tek bir satır bile kaleme almamış götün tekidir.
onun amacı "gerçeklere ışık tutmak" değil ermeni lobisinin götünü yalamaktır.
fethullah gülen ile aynı amaca hizmet ederler. ikiside abd'nin köpeğidir fetoş: "mavi marmara konusunda israil haklıydı" der. pamukçuyan: referanduma "yetmez ama evet" diyeceğini açıklar.
neticede olan filistin'e, ırak'a oldu.... geçmiş olsun.
kendisini eleştirmek için onu okumak gerekmez.
biz orhan pamuk'un kitaplarını eleştirmiyoruz çünkü.
orhan pamuk: yaptığı röportajlar, söyleşiler ve medyatik yönüyle kişiliğini açıkça sergilemektedir. biz onun kişiliğini ve düşüncelerini eleştiriyoruz ki.
düşünceleri eleştirmek bir özgürlüktür, tabii ki müdahale edilmediği sürece. herkes kendi düşüncesine sahip olabilir.
orhan pamuk hakkında -nasıl ki o türk'ler hakkında istediğini düşünebiliyorsa- biz de istediğimizi düşünebiliriz. bundan dolayı eleştirilebiliriz fakat yargılanamayız.
mesela ben onun şerefsiz olduğunu düşünüyorum, o da benim hakkımda aynı şeyi düşünebilir. bunun sonucunda size de afedersiniz b*k yemek düşer. olay bizim aramızda. size ne?
59 yıl önce bu gün, peçeteden kendi çabalarıyla doğmuş yazar.
ruhu her daim liseli kaldı ve kalacak...
keşke doğmamış olsaydın... ve vatanını beş kuruş para uğruna satmasaydın...
okurken yahu bu adamın romanları kesinlikle film,dizi olmalı diyordum. bazı romanları filmlere konu oldu ama dizi olması pek hayırlı olmayacak gibi.
(bkz: cevdet bey ve oğulları)
çoğu romanı filme diziye çevirmelik zaten. yakında kar'ı da bekliyoruz. hem aşk da var.