"Üzerinde kopan bütün tartışmalara rağmen hâlâ en büyük, en prestijli edebiyat ödülü olan Nobele beni layık gördüğünüz için teşekkür ederim fakat neden şimdi? " diye tüm dünyaya sorması.*haşmet baboğlu dan alıntıdır.
"bu topraklarda bir buçuk milyon ermeni ve otuz bin kürt öldürüldü" sözlerinden sonra, resmi tarih eğitimiyle beyinleri alınmış insanların bir edebiyatçıdan bekledikleri saçma sapan davranış. ermeni ve kürt sorunları hakkında yaşar kemal de aynı çizgidedir ama o dingiller, "yaşar kemal varken orhan pamuk" kim ki cehaletine bile soyunmuşlardır. bu adamlar hayatları boyunca devletin ve çoğunluğun sözcülüğünü yapacaklarsa, neden sanatçı olmuşlardır? daha önemli soru, onlara dil uzatanlar neden hiçbir bok olamamışlardır?
hadi ordan denilip inanılmayacak olay. üstüne türklere biraz daha iftira atar sonra nobel barış ödülünü alır. onuda reddetmez, biraz daha iftira atar ve nobel fizik ödülünüde alır bu hikayede böyle sürüp gider...
etkili, haklı sebeplere dayanan bir basın açıklamasıyla birlikte: nelson mandela'nın, atatürk barış ödülünü reddetmesinden çok daha fazla ilgi uyandırabilirdi. muhalif duruşu; hem kendisi, hemde ülke adına çok daha iyi bir reklam olurdu kanımca.
20 yıl sonra hatırlanma ihtimali sıfıra yakın olan bugüne mahsus polemiktir. ama 20 yıl sonra nobel edebiyat ödülü alanların listesinde hala bir türk'ün isminin görülmesi mümkün olabilecektir.