ahmet kaya'nın bazı şarkılarının söz sahibidir. zamanında oluşan rizgari hareketinin önemli isimlerindendi. türkiye'de yayımlanmış tek şiir kitabı Gururla Bakıyorum Dünyayadır.
Asi karagahların uğultusudur
Sabahın seher vaktide
ilk tomurcuk çiçeğe durur
Doğrulunca arkadaşlar sığınaklardan
Kıpırdanınca dünya
Ve halklar
Sırtsırta vurunca
Davranırım
Davranırım coşkuyu omuzlayarak.
Hücrelerimde volkanik zelzeleler
Ve gözlerim ışıltısında
Taze bir fidandır yaşamak
Mağrur, ılımlı, taze bir fidan.
Kahrın penceresini aralayarak
Hınçla giriyorum dünyaya
Yaşlı küre çatırdıyor ağırlığımdan
Ve karşı koyuyor bana
Adi masallar anlatarak
Saray artıkları
Oysa anamın ak saçları şahidimdir
Şahidimdir doğumdan giden gelinim
Ve karanlık fatihalarıyla
Çocuk mezarlıkları.
insan yumuşacık cinayetler düşüne bilir
Allahı düşüne bilir
Ve meczup kralları
Mihrapların derin manasına oturabilir
Ama acayip gelir nedense
Gökyüzü böyle sonsuz
Toprak böyle bereketli dururken
Cesetlerle dolu muhaceret yolları
Açlık
Ve insan soyunun sefaleti.
işte oyüzden işgal ordularından çözülen müfrezeler
Kahraman milislere bağlar atardamarlarını
işte bu yüzden korkusuz dolaşır
Militanlar başşehrin sokaklarında
Ve çekilmiş bir hançer gibi ışıldar
Ve bana kanayan yaralarından
Onikiye çakılmış bir kurşun olarak
Devrim
Her günün yirmidört saatinde.
Eyy günahkar dünyanın yüzakı
Sevdalıyım sana.
--spoiler--
ilkokul arkadaşımın amcası olan şair. derin yazıyor, içli yazıyor. imgelerini seviyorum. şiirleri ahmet kaya tarafından yorumlanınca ayrıca tadından yenmez oluyor.
9 Temmuz 1998 tarihinde, Karolinska hastahanesinin ıssız odalarının birinde, hayata veda etmiştir.
Çoğalt gecenin kapılarını
zulmun kasaturalarını
acıyı ve hüznü
ve ihaneti çoğalt
artık kendimizi yargılayabiliriz.
ölümünün 15. yılında eşi mehtap bora kotan'ın (-ki benim de teyzem olur) kaleme aldığı bir yazı ;
"değerli dostlar,
orhan kotanı kaybedeli 15 yıl oldu. bu süre içinde orhan hakkında yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı ve bir dolu dedikodu da üretildi ve ben hep sustum. 25 yıllık evliliğimiz sürecinde yalnızca onun eşi olarak değil aynı zamanda bir dava yoldaşı olarak, hiç kimse onu benden daha tanıdığını iddia edemez diye düşünüyorum.
bizim evliliğimiz öyle alışılmışların da dışında bir şeydi. benimle tüm düşüncelerini paylaşırdı uzun ama yorucu olmayan tartışmaların sonunda (ki orhanı tanıyan herkes bilir) o uzun ve noktasız konuşmalarına başlayınca kapıyı kapatıp odayı terk ettiğim çok olmuştur; çünkü beynim yorulurdu sanki ama o saatler sonra yeniden kaldığımız yerden başlardı... sinirleri yatışmıştır... tez aynıdır... ama sunum şekli başka olmuştur.
orhanın benden gizli hiçbir şeyi olmamıştır. her zaman dürüst, her zaman açık sözlü (acımasızdı o noktada) lafı evirip çevirerek söylemesini hiç bir zaman beceremedi... dobra dobra bu yüzden de gerçek dostları çok azdı.
orhan kotan çok farklı bir insandı. şu 60 yıllık yaşamımda onun kadar dürüst ve yürekli bir başkasını görmedim.
orhan ile beraber yaşamak onu anlayarak yaşamak öyle sanıldığı kadar kolay bir şey de değildi. çünkü gündelik olaylar, çocuk, geçim gibi konulardan kendini soyutlamıştı ve onun için yalnızca ezilen ve sömürülen kürt halkının kurtuluşu bir anlam taşıyordu. onunla yaşamanın bir diğer zorluğu daha vardı: onun yanında hiç kimse hakkında konuşamazdık... çok sinirlenirdi: susun, kendisi burada yok! diye azarlardı bizi. ben ona küçük masum yalanlar da söyletmeyi hiç bir zaman başaramadım; hani şöyle..'' kusura bakmayın bu akşam evde değiliz yarın olabilir mi ? yerine ''yok bu akşam gelme sana ayıracak zamanım yok bu aralar derdi, utanırdım.
orhan çok okur ve çok araştırırdı. bütün ortadoğu tarihini en ince detaylarına kadar bilmesi sayesinde tespitleri ve yorumları doğruydu. o rızgariler o öyle günlük gazetelere ve başkalarının kalıplaşmış tezlerine göre yazılmadı.
orhan kotan tüm varlığını ezilmiş ve zulme uğramış halkların mücadelesine adamış bir insandı.
orhan, öyle günlük sağdan sola esen rüzgârlarla duruşunu, yazılarını ve yorumlarını değiştiren sıradan ve ucuz bir politikacı değildi. aslında ve bence o, hiç bir zaman politikacı da olmadı... olmak da istemedi ve zaten beceremezdi de. çünkü o günlük politikayla uğraşanlar ki ben de onlarda biriyim, şartlara ve duruma uygun laf söylenmesi gerekir... sıkıştıklarında yalan atmayı lafı evirip çevirerek hiç anlaşılamaz bir hale getirmeyi bilmek zorundadırlar (zor bir zanaattır!) işte onun için ısrarla diyorum: orhan kotan bir politikacı değildi.
bence orhan, kürt halkının kurtuluş mücadelesinin gerçek teorisini yazmış ya da yazabilmiş tek insandır.
orhanın geçmişin de bir gılala vardır, bir komal vardır ve bir kürdistan press vardır.
kürdistan press, kürtlerin yurt dışında ortaya koyduğu ve onu tüketen nadide bir oluşumdu.
orhan 18 yıl çok ağır hastalıkların pençesinde yılmadan usanmadan yeter artık demeden hep kürt halkının kurtuluş mücadelesine yurt dışından en iyi şekilde katkıda bulunabilmenin çabasında olmuştur. kürdistan press'te bir çok insanın alın teri vardır. orada yalnızca beş arkadaş değil pek çok insan elinden geldiğince katkıda bulundu. çünkü işin önemini kavramışlardı. bu arada işin önemini başka şekilde kavrayanlar da vardı! kişisel hesaplar... küçücük hesaplar... ben buradan ne çıkarabilirim kendim için hesapları... ve bu insanların arasında çok hasta, çok saf ve dürüst ve tüm çevresindeki insanlarında hep kendisi gibi idealleri olduğunu sanan orhan.
iki böbrek nakli iki kez yapılan açık kalp ameliyatları, yıllarca diyaliz makinesine bağlı yaşamasına rağmen hiç bir zaman mücadele hırsını kaybetmedi. orhanı bitiren onun en yakınım sandığı en çok güvendiği insanların ihaneti olmuştur.
orhanın dayanma ve yaşam gücünü bitiren şey o en çok güvendiği bazı insanların basit para hesapları, bayağı kişisel çıkar paniklenmeleri olmuştur. orhan tükendi en sonunda. ben bunu çok iyi biliyorum. dayanma gücü kalmadı çünkü onun alışık olmadığı mücadele edemeyeceği bir sürü mide bulandırıcı olaylar cereyan etti. ama detaya girmeğe gerek görmüyorum.
bu arada merak ettiğim bir şey var: kürdistan pressin dijitalleştirilmesi çalışmalarında neden yalnızca iki kişinin adı geçiyor? diğer arkadaşların adı neden geçmedi ? bunu merak eden yalnızca ben değilim onu da eklemek isterim.
şimdi gelelim kürt ve kürdistan meselesine ve kendi kendimize soralım: peki şimdi ne olacak? ne nasıl yapılacak ve kimler yapacak? ve işte şimdi orhan kotan olmalıydı diyen çok dostlarım olduğunu biliyorum.
satırlarımı bağlamadan herkesten küçük bir ricam var:
eğer elinizde rizgari 9 var ise onu bu aralar bir kez daha okuyun derim.