her şarkısını en ince ayrıntısına kadar dinlediğim, sözlerinden çok müziğini beğendiğim, her biri ayrı bir dehayla yapılmış bestelere sahip adam. dinliyorum, yabancı müzik de dinliyorum dinleyebildiğmce, türk müziğinde ki diğer üstadların eserlerini de dinliyorum, objektif olmak adına, hafızamda 1500den fazla eser var, en az 500den fazla esere eşlik de edebilirim, aşinalığım var. lakin husus müzik ve enstrumantal doyum olduğunda yok abi diyorum yani orhan gencebay bi tane.
bi eser düşün, bağlama ile başlıyor, alt yapıda bass gitar bariz hissediliyor, bateri bariz hissdiiliyor, bongo bariz hissedliyor, sonra saksafon devreye giriyor, keman keza olmazsa olmaz, ara nağmeye geliyosun olay değişiyor, 70 lerde 80 lerde anadolu rock müzikte de sıklıkça kullanılan klasik davul zurna olaya müdahil oluyor dehşet bi şekilde. enstrumanlar rastgele kullanılmıyor, kullandığı her yer kullanıldığı müzikal formlara uygun. yoksa al bir eseri milyon tane enstrumanla unison çal, bu değil zenginlik, anlatmak istediğim 5:30 dakikanın içine sıkıştırabildiği müzikal formlar.
karanlık renksizdir rengini arar,
ışıksa saf aşktır, rengarenk yanar.
renksiz bir gönülde sevgi ne arar,
acele bir renge bürünmen lazım.
asıl adım insan, sanma her şeyim,
en zordan daha zor kıldan inceyim.
gencebay dedi ki hiçten zerreyim,
hakka aşksız varılmaz bize aşk lazım,
yolumuz hak yoludur bize hak lazım...
ayrıca kendisi, şahsım gibi kırım tatarlarındandır. zaten o bıyıklar başka hiç kimsede öyle çıkmaz. türkoğlu türktür.
ömrünü arabeske falan değil türk müziğine sebil etmiş dünya çapında sanatçı. zira gencebay arabesk denen bilhassa 80'lerden sonra tamamen yozlaşan müziğin değil, kendi yarattığı, gencebay müziğinin temsilcisidir. bu gencebaya büyük bir hakarettir. gencebayın müziğine arabesk demek büyük bir cahillik, bunun da ötesinde müzikal bilgiden yoksun olma durumudur. gencebay 45 küsür yıl önce konservatuvardan özgür müzik yapamadığı gerekçesiyle ayrılmış, kendi müziğini yapmak adına, nida tüfekçi, ruhi su gibi hocalarını karşısına almıştır.
gencebay türk müziğine orkestrasyon ve partisyon mantığını sokmuş, az sazlı türk müziği geleneğini yıkmış, türk müziğinde çok sazlı ve çok sesli bir orkestrasyonun temelini atmıştır. türk müziği makamlarını , blues, cazz, rock, rapsodi türleriyle harmanlamış, monoton devam eden makam ve melodi arızalarının içine farklı dünya müziklerinin, batı gamlarının, rock rifflerinin geçkilerini eklemiştir. bu armonik yapıyı, değil türkiyede, dünyada dahi yakalayabilmiş müzisyen sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdır.
gencebay müziğine hakim olan, çoğu konservatuvar mezunu olmak üzere pek çok müzik insanı, gencebay müziğinde dünyada benzeri olmayan yeni makamların kullanıldığını, türk müziği makamlarında arızaların içine göçürülmüş arıza ekleyebilmek gibi yüksek müzikal beceri gerektiren bir donanıma sahip olmak gerektiğini bilirler. zira türkiye'nin ilk türk sanat müziği profesörü, ege üniversitesi türk müziği bölüm başkanı prof hakan cevher, gencebay bestelerini sanat müziği formunda düzenleyip, türk müziği saz ve korolarıyla yorumladığı ve şefliğini yaptığı konser sırasında gencebay müziğini şu şekilde tanımlamıştır: "bir geleneksel türk sanat musikisi korosunun neden orhan gencebay eserlerini seslendirdiği enteresan bir soru olarak aklınıza takılabilir. tek cevabı var, cevabı orhan gencebay'ın müziğinde gizli. gencebay doğu ile batının uyumunu mükemmel bir armoni yakalayarak sentezlemiş, farkındalığı yıllar sonra oluşacak türk müziği makamları üretmiştir. evet türk müziğinde gencebay makamı vardır. biz gencebay rifflerini derslerimizde zaten etüt ediyorduk, üniversitemiz olarak bu makamsal yapıları da ele almaya başladık, bu müzikal yapıları bizden sonraki kuşağa da ileteceğiz. "
velhasıl kelam, gencebay müziği; müslüm, ferdi falan gibi tiplerle kıyaslanacak, aynı kulvarda yarışacak bir müzik değildir . bir bestesinde 2 dakikalık introlar, 2 dakikalık introlara, 5-6 farklı makam, 3-4 farklı usül, 10 larca farklı melodi sığdıran, birbirini 10 saniyeden fazla takip eden melodileri olmayan, müziğinde insanın beynini yoracak derecede yoğun varyasyonlar olan bu müziği, bu gibi vasifsiz isimlerle kiyaslamak saygisizlik ve cahilliktir.
ayrıca hakkında onlarca tez zaten yazılmış, başta abd, israil, mısır olmak üzere onlarca üniversite tarafından montu merit müzik doktorasıyla şereflendirilmiştir.
bindiğim bir minibüste o minibüsü kullanan şoförle sarılmış resmi olan abi.lakin minibüsçünün yanında arnold gibi kalıyordu bu abimiz şaşırtıcı olan ise minibüsçü de yarma gibi bir herif lakin orhan babanın yanında küçük hüsamettin gibi kalıyor fotoda.çıplak gözle kendisini görmüşlüğümüz yok lakin bu adam baya pazulu bişey olsa gerek bu mukayese itibarı ile.ha boyunu bilmem foto boy fotosu değildi pek uzun boylu değilmiş diyorlar görenler zaten.biz de görürüz belki lakin vaktimiz yok orhan peşinde koşmaya lakin.
bazilarina göre müzigi arabesk olmasa da, sözleri arabeskdir.
"ben dogarken ölmüsüm"
"batsin bu dünya"
"yazan acimamis, cektiren acir mi? Kime uzandi ise bos kaldi elim".
--spoiler--
zeki müren daha arabesk o zaman dememe sebep veren adam ve hakkında yazılanlar.
bu tür sözler batı müziğinde de geçer hint müziğinde de. sözlerine bakarak müziğe arabesk diyecek kadar bilgi fakiriyseniz, öncelikle arabeskin ne demek olduğuna bir bakmanız gerekecek.
müziğine arabesk diyenler ya müzik bilgisinden yoksundur, ya DA GENCEBAyın 3-5 şarkısından başka şarkısını bilmiyordur.
gencebay müziğinin ne olduğu diriliş adlı bestesinde, yıllarca yazdığı güftelerin özeti ise seveceksin eserinde yer alır. sözlerini baz alıp arabesk yaftası vuranlara ise şunu söyleyeyim. halk müziğimizin güftelerinin yüzde 70'i, sanat müziğimizin yüzde 80'i sevgiliden ayrılma, sevip de kavuşamama, yazgıya sitem vs konularını işler. çarşambayı seliN aldığı, bir yar sevip elin aldığı türküye arabesk mi diyORUZ, "ALNıMA YAzılmıŞ BU karayazı KADER BÖYLE imiŞ AĞLARıM BAZı" MESELA ARABESK Mi BU TÜRKÜ? yA DA MAKBER ARABESK Mi? ayrılmayı, yalnızlığı bi hayli işlemiştir eserlerinde, iyi de yapmıştır, çünkü sanat her duyguyu içinde barındırır ve sanatçı duygu insanıdır. bu duyguda aşk da vardır, ihanet de, terkedilmişlik de... ayrıca gencebay'ın yazdığı sözler müzisyenliğini değil, şairliğini bağlar, bu da müzisyenlerin değil, sosyologların inceleyebileceği bir husustur. ama sen dersen ki; gencebay sosyal mesaj vermedi, hep acıyı anlattı git işine be derim sana.
""nerde boynu bükük bir garip görsen hor görme kim bilir ne derdi vardır"" diyen kim,
""gönlün evet der de aklın yok derse, barıştır onları kendin gibi ol, bir hiç olduğunu sakın unutma, bütünde zerresin dostum payına razı ol"" diyen kim,
""mevsim bahar olunca yaşamak ne güzel"" diyen kim,
""herkes ben haklıyım diyor , haksız olan kimdir, herkes en çok bana diyor razı olan kimdir, bu nasıl hak aranışı bu nasıl hak dağılışı herkes farklı farklı ister, bu nasıl fark yanılışı"" diyen kim,
""sebil hayrat mı bu, dal babam dal, hiçbir şey vermeden al babam al, insanın hakkını çal babam çal, gel de bozulma"", diyen kim,
""asıl adım insan, sanma her şeyim, en zordan daha zor kıldan inceyim, gencebay dedi ki hiçten zerreyim, hakka aşksız varılmaz bize aşk lazım."" diyen kim,
""nefreti yok edelim, gel sen de katıl bize intikam eşkiyası, sevgiyle gelir dize"" diyen kim,
"" ey gönlüm sen benden neler istiyorsun, mutluluk yetinmektir bunu bilmiyorsun"" diyen kim,
""insanız, insanca yaşamaktır gayemiz, ne şiddet ne de isyan, haktan yana derdimiz""
""bir kapıdan gireceksin, neler neler göreceksin, her çileye göğüs gerip, hayat budur diyeceksin, gün gelecek isyan edip, niye doğdum diyeceksin, gün gelecek isyanına, kahkahayla güleceksin, seveceksin, çok seveceksin"" diyen kim,
""ezberle yaşarsan anlayamazsın, cahili kamilden ayıramazsın, gönülden bakmazsan tat alamazsın, aşksız yaşanmaz, yaşaman lazım."" diyen kim,
""karar verdim ben bugün, savaş açtım kendime, yeneceğim kendimi, geleceğim kendime."" diyen kim,
Ben Toprağın Sinesinde insan Denilen Bir Canım, Hem Düşünür Hem Severim Budur Taştan Farklı Yanım, Her Maddenin Zerresini Bedenimde Taşıyorsam, Ben Ne Bir Taş Ne Bir Ağaç, insanlığımla insanım. diyen kim?
sana yüzlerce hayatında pusula olarak kullanabileceğin gencebay sözü yazabilirim. evet yüzlerce ama sen görmek istemiyorsun. hem sanatçı sadece iyiyi ve güzel olanı anlatmak zorunda değil. mozart kilise gospelleri yazdı, bach; tanrıya ölüm karşısında düştüğü çaresizlik üzerine feryat ettiği besteleri var. mozarta da mı arabeskçi diyeceğiz. mozarta arabeskçi diyemeyeceğimiz gibi, gencebaya da arabeskçi demek hata olur. gencebay doğu ile batının sentezini mükemmel denecek seviyede gerçekleştirmiş evrensel bir müzisyendir. hem de sanatı hem halk için hem de sanat için yapan az görülür bir tarzı da var. acılı, kederli diye bahsettiğiniz sözlerini 2 keman 1 darbuka bir bağlama ile de çalabilirdi, onu seven halk onu yine dinlerdi. ama o, müziğinin altını mükemmel bir orkestrasyon ile zenginleştirdi. klasik türk müziği icra eden arkadaşlarımızın zamanında gencebaya büyük bir kıskançlıkla baktığını, onu hiç yokmuş gibi göstermeye çalıştığını çok iyi biliyoruz. haklılardı da, gencebay türk müziğine o güne dek girmemiş enstrümanalrı müthiş bir armonik yapı içerisinde entegre etti. işte bunun için diyorum doğu ile batı sentezi diye. gencebaya kadar bağlama ile kontrbas hiç yanyana gelşmemiştir.
bir efsane, bir idol, bir kahraman, bir baba, bir üstad, en leziz sözlerin yazarı, en güzel sazın tellerine vuran, en güzel şarkılar sahibi türk müzisyen. Bir hayranlık kişisi.
anlamanın gerektiği bir müzisyen, bir duayendir kendisi. hemende anlaşılamaz, şöyledir ki:
cem karaca başta rock'n roll ardından anadolu rock ile devam etmiştir müzik hayatına, ikisi de arabeske tersdir başlarda en azından, o da kendi çevresi gibi arabeski görmeden, dinlemeden yerden yere vurur, fakat sonradan tükürdüğünü yalamak zorunda kalır ve bir ropörtajında bu şarkıları keşke önceden dinleseydim, en azından orhan gencebayın müziğinin nasıl batı ve doğuyla harmanladığını anlaması uzun sürmemiştir vede önceki düşünceleri yıkılıp dökülmüştür. ayrıca orhan gencebayın da cem karacanın ilk plağının (bkz: emrah)ikinci şarkısı olan karacaoğlannın bağlamasını orhan gencebayın çaldığı düşünülmektedir. https://galeri.uludagsozluk.com/r/292997/+ bu resim dolayısıyla, bahsi geçen şarkı da
dünyada dahi muaadilinin zor bulunacağı komple müzisyen.
gencebay 50 yıllık sanat hayatında kendi bestelerinden başka beste seslendirmemiş, aranje dahi ettirmemiş bir müzisyen. bu özelliğiyle türkiye de emsalsiz. dünya da bile belki benzeri yok. bir sanatçı düşünün ki 50 küsür yıldır kendi besteleriyle ayakta ve zirvede. şaşmamak elde değil.
ferhan şensoy ile birlikte hemşehri olmaktan gurur duyduğum güzel adam.
şimdi buradan icra ettiği sanata 'arabeskçi' 'ıyy kro kro müzikler' diyenlere çemkirmek isterdim ancak cümlelerimi ona methiyeler düzmek için kullanmayı tercih ederim. orhan bencegay diye anaokulu öğrencisi zekası espirileri yapanları zaten görmezden geliyorum.
müzikalitesi tartışılmaz ve insanlığı da en az müzisyenliği kadar samimi, doğal. adı söylenince akla ilk gelen 'batsın bu dünya' olsa da benim için o dilenci'dir, akşam güneşi'dir, ilk göz ağrım'dır.
çekindiğimden bir türlü gidemediğim evine bir gün geleceğim ama korkuyorum orhan baba... içim ürperiyor, ya evde yoksan?
salt, arabeskçi olarak itham edilmemesi gereken. türk müziğinin ekol isimlerindendir. ansiklopedik düzeyde müzik bilgisine sahiptir. müziğin evrensel ilkelerine oldukça da haizdir. efsanevi ingiliz rock gruplarından led zeppelin'in, bazı müziklerinde kendisinin ritm ve riff alt yapısını kulladıkları rivayet edilir.
bazen en kültürlülerin bile "ama orhan gencebay kaliteli müzik yapıyor. diğerlerinden farklı."
diyerek dinlediği akpli arabeskçi. arabesk in kalitelisi mi olur be?
dinliyosan dinle. ne diye kılıf uydurmaya çalışıyosun?
4 Ağustos 1944 yılında Samsun'da dünyaya gelen Orhan Gencebay daha çok küçük yaşlardan itibaren, klasik batı müziği, Türk sanat müziği ve Türk halk müziği eğitimleri almıştır. Mandolin ile başladığı saz sanatçılığını, keman, obua, buziki, gitar gibi enstrümanlar ile süslemiştir. Fakat halk kendisini bağlama sanatçısı olarak tanımaktadır. Bir röpotajında sorulan ''hangi enstrümanları çalmayı başarabilirsiniz''gibi bir soruya,''telli tüm çalgıları çalabilirim''diyerek cevap vermiştir. Gencebay meşhur olmadan önce bir çok filmde müzik direktörlüğü yapmış, aynı zamanda Yılmaz Güney, Nuri Sesigüzel, Ahmet Sezgin gibi isimler ile çalışmıştır. 1968 yılında kaybettiği bir tavla iddiası sonunda yapmış olduğu ''Başa gelen çekilirmiş'' isimli albüm ile aktif ses sanatçılığına başlayan deneyimli müzisyen, daha sonra çıkarmış olduğu Bir teselli ver albümü ile esas patlamasını yapmıştır. Yüksek bir başarı ile kazandığı TRT sınavları sonucunda bir dönem Ankara ve istanbul Radyoları icra heyetinde bulunan Gencebay,''Müziğin özgür olmaması ve kısıtlandırılması'' sonucunda kendi isteği ile bu kurumdan ayrılmış, daha sonra yıllarca TRT'de yasaklı isimler arasında bulunmuştur. Kendisine dolmuş sanatçısı diyenlere albüm satışları ile cevap vermiş ve reel anlamda ülkenin en çok albüm satışı yapan sanatçıları arasında başı çekmiştir. Örneğin o dönemde 14.000 dolmuş bulunan istanbul'da 450.000 albüm satışı yaparak kendisini eleştirenlere gönderme yapmıştır. Orhan Gencebay bugüne kadar 1.000 üzerinde beste yapmış ve bunların 500 e yakınını kendisi seslendirmiştir. Bu güne kadar çıkarmış olduğu albümlerde ki bestelerin tamamını kendisi yapan değerli müzisyen, sözlerin de büyük bir çoğunu kendisi yazmıştır. Bazı dönemlerde ise Cemal Safi, Ali Tekintüre, Turan Saydam gibi değerli şairler ve söz yazarları ile çalışmıştır. Bugüne kadar 35 filmde başrol oynayan sanatçı,90 civarında filmde ise direktörlük yapmıştır. Gençliğinde vücut geliştirme, güreş, boks ve atıcılık yapan Orhan Gencebay eski Türkiye güzeli Sevim Emre ile evlidir. Sanatçının ilk eşi Azize Gencebay'dan Altan isimli bir oğlu bulunmaktadır.