Az önce yaşadığım olaydır. Olay ne diye sorarsanız;
Sigara içmek için cama çıktım. Karşıdaki parktan gelen ışıklar, ağaçların arasından evin dış cephesine çarpıyordu. Üflediğim her dumanda o ışıkları ayrı ayrı görüyordum. Nedense acayip zevk verdi bana, her fırttan sonra daha bi heyecanla üfledim dumanı...
yazın herkes uyurken uyanıp sahilde bisiklet sürmek, tahta iskeleye gidip sessizliği dinlemek,durgun denize ayaklarını sokmak, kahvaltılık bir şeyler alıp eve dönmek.
Dondurmalı baklava yemek. Baklavanın çıtır çıtır parcalanırken dondurmaya karışması. Dün gömdüm iki dilim. Hayatim da yemek yemekten baska fiziksel ruhsal bi mutluluk yok resmen. Sonra niye kilo aldim.
çok yorgun olduğunuz bir haftada cumartesi sabahına uyanmak; ilk önce yine mi diye ağlamak isteğinin ardından gelen aha bugün cumartesi yatabilirim uyuyabilirim duygusu.
sabah işe giderken cadde size doğru yüreyen güzel bir hatunla , göz göze gelinmesi sonucu yüzde oluşan gülücük der, cool takılırım ama bende yalan yok. çok uzun süre bekledikten sonra yapılan çiştir insanı alır götürür bir kuş gibi hafifletir.
Yeni doğan evladınızı ilk kucağınıza aldığınız an (olmalı diyorum çünkü daha kedi yavrusu dışında bi şey kucağıma alabilmiş değilim, bir tahmin sadece).