iran'daki gibi yaşamayı reddeden kitle.
madem beğenmiyorsunuz iran orada lan.. ha tabi yemez her gün 5 vakit namaza gitmekten, sözlükte yazamaz paşam mazallah.
öyle bir kitledir ki zihinleri opera dinlemekten açılmıştır. ya da kalpleri şarap içmekten yumuşamıştır herhalde ki babasının tecavüz ettiği kızın doğurmasına, a vitamini içerikli ilaç içilmesi sonucu %95 bedensel ve zihinsel özürlü insanların birkaç ay yaşamak üzere dünyaya gelmesine, 45 yaşındaki şeker hastası kadının doğumda ölmesine gönülleri el vermez, mantıkları dil vermez.
bu kitleye tam olarak toplumun hiçbir halt bilmeyenlerinin kurban olmasını temenni eder, symrna marka beyaz şarabımı yudumlarken arşın mal alan dinlerim.
karısının kızının bedeni üzerinden siyaset yapılmasına karşı çıkan, ayrıca din sömürücüsü olup halkıyla dalga geçen başbakan ve bakanlara prim yaptırmayan kitledir.
Hayatını, farklı beyinlerin gündelik söylemleri ışığında yaşayan ve sadece fikir üretenlerin ürettiklerine hayatı algılayan kitlenin, belki " muhalif " kelimesinin anlamını bile 2002' den sonra öğrenmişlerin eleştirdiği kitle.
Edit: insanları rahatsız eden opera, şarap ve kürtaj üçlemesinin manasizliginin ekseninde gelişen olaylar değil, mesele söylemlerde ve bu söylemlerin hangi makamlarda söylendiğinde. Kürtajı eleştiren başbakanın ağzından "korunma" kelimesini duydugum an, 2. Editi aynı gecikmeyle yapacagım hiçbir önemi olmayacağını bilerek.
bi kere de ayrımcılık, sanatı, tercihleri ötekileştirmeden konuşabilelim. bi kere de düşmanlık gütmeden düşünebilelim. noldu bize böyle? hepimiz kafayı yedik, herkes birbirinin başını ezmeye çalışıyo, çıkarcı ve bencil tutumdan başka bişey değil ki bu. opera da izler, şarap da içer, gerektiğinde yapılması gereken kürtaj yanlısı da olurum; Kur' an okuyup, namaz kılıp, tüm ibadetlerin gerekçelerini de bilirim. Ne inkar ederim ne de taraf tutarım. Bunlar tamamen hayat tarzı, tamamen tercih meselesidir. Bi rahat bırakın insanları ey sevgili milletim !