yağmurlu bir kış gecesinde, istanbul'un herhangi bir semtindeysen ve elinde bir fincan kahve ile cama çarpıp aşağı doğru yarışan yağmur damlalarını izliyorsan eğer; dinleme. din-le-me. dinlersen ölürsün.
düşünürsün. camdan dışarı bakarken geçip giden yüzlerce insana, arabaya bakarak, onu düşünerek düşünürsün. ne kadar içsende o'nu düşünmene engel olamazsın. en yakın arkadaşlarınla gülüp eğlenirken birden içine düşen o sızıya bir anlam veremezsin, kaybolur gidersin yokluğunda, varlığım dediğin o'nun. ama o seninle değildir artık, elleri ellerine dokunmayacaktır sonsuza kadar, gözlerinin içine dalıp gidemeyeceksindir. gözyaşların ne bir çare ne de bir faydadır bundan böyle sana, radyoda bu şarkıyı duyduktan sonra salıversende onları.
zilyon defa dinlense de bıkılması mümkün olmayan bir bob dylan şaheseri. şarkıdaki her söz tapılası, bi kemanın sesi bu kadar güzel olabilir mi dersin dinlerken. insan ölürken bu şarkı çalmalı.
şarkıyı rock barda az bir kısmını dinlememe rağmen 3-5 ay adını zor bulduğum aynı zamanda uzun bir süre takıntı yaptığım melankolik sıradışı bir parça. *
müziği melankolik ruhumu okşayan, bob dylan'dan dinlenmesi gereken müthiş parça. fazla yabancı şarkı sevmememe rağmen, beni kendisine bağlayan ender parçalardan biri, mutlaka dinlenmeli.