çok büyük beklentiye girmeden seyredin. yorumları okuyorum umulanın altında kalmış. ben bunu gözönünde buludrurarak düşük beklentiyle izliycem yarın. ama 2 saat 40 dakka çok uzun değil mi lan?
amerika da vizyona girdikten 1 ay sonrasına türkiye de vizyona çıkması ve izlemeden geçen bir saate bile tahammülüm olmamasının yanında, kötü görüntü kalitesi, sinema çekimi olmasından kaynaklı arka plan gürültüleri, eksikleri olan altyazı ile beraber ve uykusuzluktan başlayıp devamını getiremediğim 2-3 gecenin arkasından nihayet izledim tarantino filmi. uzun yazma niyetindeyim, öyle bakıp çıkayım diyenler varsa başka yere gitsin kardeşim. spoiler da vermem lazım çünkü aklıma koydum, adam akıllı uzun uzun başka ileri düzey analizlere bulaşmadan bu işi kendim öncelikle yapmak istiyorum, göndermeler ve tespitler konusunda kendim akıl yürütmek istiyorum.
tarantino filmlerinin kendisinden çok tepkileri, hayran görüşleri, aman izleyin edin tepkileri falan diye süregelen tanıtımları yüzünden mesafeli durdum. zaten aşırı derecede övülen bazı filmleri benim için pek de olmamış filmlerdi. özellikle pulp fiction ve kill bill vol.1 tekrar izlememe rağmen asla o ışığı bende yakmadı. ama kill bill vol.1 özelinde yapıldığını gördüğüm analizlerde kendisinin detaylara ne kadar önem verdiğini fark etmiş olmam ve yazılmış çok iyi senaryolarla harmanlanan müthiş oyunculuklarla, tekrar tekrar seyredilecek işlere imza atabildiğini görmem sebebiyle filmlerini o uyanışın ardından çıkar çıkmaz izlemeye çalışıyorum.
ve şunu fark ettim; yazdığı filmlerle ilgili inişli çıkışlı bir seyir var. mesela rezervuar köpekleri şahane iş, pulp fiction kötü. neden sevilmez anlamam; jackie brown şahane film, kill bill vol. 1 kötü. vol. 2 harika, deathproof-grindhouse eh işte** inglorious basterds; hayatım izlemekle geçse sıkılmam, django unchained gayet vasat. the hateful eight tüm tarantino etmenlerinin müthiş bir bileşimi ve saniyesini kaçırmak istemediğim bir aslar şöleni, tek kötü oyunculuk yok, once upon a time in hollywood ise.. evet bu iniş çıkışı takip ediyor. şimdi daha fazla detay okumak isteyen aşağıya buyursun, bedavacılar alacağını almıştır.
--spoiler--
film sharon tate cinayeti, manson ailesi ile birlikte 90'lar ergeni olarak kızların hayranlık düzeyleri o dönemlerde çatır çatır çatlatmış iki büyük aktör ve leo tam olmasa da iki yakışıklı adam brad pitt ve leonardo di caprio nun oynadığı kurgu iki karakterin hikayesi üzerine dönüyor. dolayısıyla konu tate-manson cinayeti ana temalı bazı kurgu detaylardan değil, tamamı kurgu bir hikayeye öyle genel serpiştirilmiş gibi duran gerçek hikayeler tadında verilmiş duruyor. bu noktada belirteyim, charles manson, steve mcqueen, roman polanski ve bruce lee nin sahne aldığı sürelerden asla memnun kalmadım. neredeyse yarısı uzunluğundaki arif v 216 da bizim eski ünlülerimize daha fazla sahne ayrılmıştı ve esinlenme söz konusu olduğunda.. lan? neyse. bu filme margot robbie-sharon tate özelinde gönderme yapacağım.
Ben film boyunca, zaman zaman gerçek filmlere göndermeler olduğu için bu iki karakter; cliff booth ve rick dalton un ismi değiştirilmiş gerçek ünlüler olup olmadığını anlamaya da epey çaba sarfettim. rick gayet de bir clint eastwood parodisi olabilecekken, cliff de acaba chuck norris in bir parodisi mi diye düşünmeden edemedim. eastwood ve norris in yolları hiç kesişmiş mi ayrıca bakacağım, ama tabii bu kişilerin kurgu olması filmdeki bazı göndermeleri açıklıyor. spagetti western in en iyi ikinci yönetmeni sergio gorgonzola mıdır nedir, rick in filmlerinde oynadığı yine kurgu bir yönetmen olması ama ikinci denmesinin nedeninin birincinin belli olması (bkz: sergio leone) olduğunu anladım. filmde sahnelerin tam ortadan makaslanmış gibi atlanmasının da yine o dönem editörlüklerine ve tv filmlerine bir gönderme olduğunundan eminim ve bilerek yapıldı diyebilirim.
ama anlattığı hikayeden çıkarımlarım sanırım daha zengin olacak. ben o dönem filmleriyle tam anlamda büyümüş birisi değilim, y kuşağı başlangıç çağlarındayım ve adamakıllı western izlediğim dönemler daha üniversite zamanları olduğu için spagetti western dediklerini daha bi iyi bilirim. burada john ford yönetmenliğinde john wayne başrolündeki western filmlere duyulan bir özlem var. yine nazilerin kötü olduğu filmlerde başrol oynamış aktörlere saygı duruşu var. the great escape filmine net gönderme diyeceğim de göndermenin ötesinde sahnenin üzerine çökme durumu var. hani klasik western zamanı bitmiş, metod aktörlerinin dönemi gelmiş; ki bunu çocuk oyuncudaki detaylarda net anlatmış tarantino. western çekme konusu avrupa kıtasına kaymış, italyan yönetmenlere kalmış. dublörlük dramı iyice iyice işleniyor zaten, onu geçelim. ayak fetişi ve güzel hatun göndermeleri de ilk görünüşte hoş duran ama reşit olmayan tipi kayık pussy cat üzerinden koltuk altı kılları eşliğinde verilince bu da olmamış diyoruz.
gelelim hippi konusuna. o dönemde insanların rahatlığı, 2. dünya savaşından çıkmışlığın verdiği bir ferahlama hali, bununla birlikte vietnam ın kokusunun çıkmaya başlaması ve bu konuda eleştiri getirenlerin hippiler ve hippilerin tek temsilcisi manson tarikatı?! aile demeyeceğim bildiğin fetö lan işte. ama sanki şöyle bir mesaj işleniyor;
--spoiler--
işler cliff ve rick gibi delikanlı adamlara kalsa farklı olurdu ama soktuğum hippiler herşeyi bok ettiler!
--spoiler--
Ve bu noktada da tiksinmeye başlıyorsun bu göndermeden çünkü hep biliyoruz ki hiçbir marjinalleştirilen kitle siyah veya beyaz değil. kendini neocon muhafazakar tanımlayan çok önemli bir kısım hippi ayağına ortalıkta azıp kudurup sikişip sonra bugün hippileri itin götüne sokar hale gelmemişse ben ne insanları ne toplumları bir gram tanımamışım demektir. ve hatta bir adım ileri gidiyorum, tarantino dediğimiz kişi de, bu olaylar olduğunda 6 yaşındaymış, sıkı bir hippi taraftarı iken kendi peri masalı haline getirdiği durum yaşandıktan sonra sıkı hippi düşmanı oldu eminim.
biraz başladım anlatmaya ama net olarak yazayım mı... hadi tam açıklığı ile yazmıyorum. ama bilin, tate cinayeti gerçekte olduğu hali ile bu filmde olmayacak, bu olayın intikamı alternatif tarantino evreninde alınıyor, özellikle de susan atkins den. devamı çekilir mi bir gün bilmiyorum, ama bu peri masalının devamında rick ya farklı meslek dalına sürüklenecek ya da inzivaya çekilecek, dünya hippilere karşı savaş başlatıp alayının kökünü kurutacak, sharon tate hamile olduğu çocuğunu doğuracak ve roman polanski büyük prodüktörlerle çalışmaya devam ederek tüm film evreni akışlarını yerle bir edecek. her ne kadar yeri apayrı ise de örneğin apartman üçlemesini hollywood da çekecekti muhtemelen. ya da korku-gerilim evreninde hitchcock dan bile büyük bir yere sahip olacaktı ve sonrasında gelen boktan senaryolu kült gerilim korku filmlerine değil, gerçek korku filmlerine kavuşacaktık..neyse burası tarantinonun açtığı yolda benim ilerlemem oldu geçelim.*
cannes da ayakta 6 dakika alkışlananın da işte bu lanet olayın yeniden yorumlanması, kötülerin cezasız kalmaması ile ilgili olacağını düşünüyorum. sadece bunun için bu filme oscarların büyüklerini verirlerse eğer anlayın ki çok boktan bir yıl daha geçirdik film anlamında. geçen yıl black panther e 7 oscar veren zihniyet kaldığı yerden devam ediyor demektir.
bu arada tepkim daha ziyade bu filmin ödüllendirilmesine değil, bu ödüllendiriliyorsa hateful eight in, shutter island başta olmak üzere birçok sıkı filmin neden hakkı verilmediğine olur.
spoiler pek olmayan tavsiye ve notlar ile kapatayım isterim.
bir kere kesinlikle filmden önce tate-manson olayına iyi hakim olun. günü ve saatini de not edin gerekirse, çünkü ben her an tate e ne olacak diye gerim gerim gerilmekten belki bazı noktalarda girmem gereken moda giremedim. su perisi gibi bir hatun, her an birşey olabilecek bir senaryo yazarı elinde masum masum ortalıkta cirit atıyor, onun yerine tam ne olmuş onu bilin. ki sonunda olacakların tadını daha fazla çıkartın.
arif v 216 filmindeki ajda pekkan a, ya da farah zeynep abdullah ın ajda pekkan olmuş olabilme ihtimaline, ya da o dönem kısıtlı kayıtları olan ünlüleri tekrar daha da güzel detay ve renklerle görmeye, bayılıyorum ya. yine yaşattı bu film bunu. margot robbie dediğiniz kişi sharon tate den çok daha güzel bir sharon tate olmuş. doyamıyorsunuz izlemeye. ve tanımlayamıyorum neden bu böyle diye. o zamanların tarzının zihnimizde canlı olmasından mıdır? neden hakikaten tanımlayamıyorum. sarışın güzel bacaklı hatunların süper mini etekler giyerek endamlı endamlı salınması kadın imajının zirvesi mi? nedir nasıl birşeydir?
bence izlenmemeli değil, ama tarantino en iyi filmi de değil bu. hayalkırıklıklarım var. neyse ki başrol oyuncuları için geçerli değil bu. izleyin ama büyük beklentilere girmeyin. bir de düşünün, o renkli harika dünyayı manson ailesi bok edip tarihin akışını değiştirdi mi, yoksa bu bilinçli bir plan mıydı? düşünün. ben düşünüyorum ve araştıracağım.
(Üst edit: aşağıdaki yazıda film hakkinda ciddi spoiler mevcut)
vizyon tarihine henüz 20 gün olması sebebi ile yasal olmayan yollar ile izlediğim, quentin tarantino'nun 9. filmi. (vizyona girince bir kez daha izleme taraftarıyım. ne de olsa bir filmi beyaz perdede izlemek her zaman daha ilgi çekici hale getirir yapımı)
film, manson cinayetlerini anlatıyor diye bir haber duyduk 2 sene evvelsi. ne filmin adı vardı, ne oyuncu kadrosu. tüm beklentinizi benim gibi bunun üzerine kurup, kan ve vahşetin pek üst seviyede olacağını bekleyen arkadaşlara kötü haber: filmin ilk 2 saatinde buna dair bir şey yok. 'bildiğimiz klasik tarantino bu ya' demeyin, gerçekten filmin ilk kısmı bir tarantino filmi olmaktan çok uzak.
filmin en güzel yanı, dönemi pek güzel yansıtıyor. Amerika'nın 60'larda ne durumda olduğunu açıkçası bilmiyorum, filmden önce okuduğum kadarıyla birebir uyuyor sanki. dönemin amerikasını yansıtıyor. sanat yönetimi harika, oyunculuklara diyecek laf bulamıyorum, film zaten bir tarantino filmi, senaryo kusursuz denecek kadar muhteşem..
film, yıldızı giderek düşmeye başlayan bir aktörün hayatını anlatıyor. olaylar da bu aktör ve çevresinde şekilleniyor. daha fazla detaya girip spoiler verme taraftarı değilim lâkin, ilk dakikasından itibaren içine çekiyor insanı.
müzikler yine bildiğimiz gibi..
neyse, devamı filmi beyaz perdede izledikten sonra.
Margot robbie'nin sharon tate'i canlandıracağı film. Şimdi şöyle bir durum var, sharon tate manson tarikatı tarafından öldürüldü. Yani Margot ölecek. Filmin başlarında ölürse kadın yok olur zaten, filmin sonunda ölürse quentin tarantino'ya uymaz gibi. Ortasında ölürse, fıstık gibi kadın öldü sonra ne olacak diye düşünebilirim. Bir de konu sadece sharon tate olmaz muhtemelen, hatta belki köşede işlenen önemsiz bir mevzu gibi bile olabilir.
O değil de adamlara bakar mısınız, şampiyonlar ligi be. Çok heyecanlıyım gelsin de gidelim. https://galeri.uludagsozluk.com/r/1880255/+
Aksine Margot Robbie'nin isminin Al Pacino'dan geride yazılması gerekiyor. Ben Tarantino olsam Michael Madsen, Tim Roth, Kurt Russell gibi isimlerden bile geride yazardım.