hakkında bu kadar entry girince sonunda aidiyeti yeme ve içme kadar temel bir ihtiyaç olarak ele alacağını sandığım yazar. ama yok...
o değil de 59 entry diyor la sol frame. sanırım eşeğin mahrem yerlerinde sel gidiyor. ben bir süreliğine susuyor ve gidip de "iş ve sosyal güvenlik hukuku" çalışmanın yerinde olacağını düşünüyorum. hoş türkiye'de öyle birşey olmasa da müfredatta var mınakoyim.
bir geceden önce de sağa sola saldırdığına şahit olduğumuz yazar. gözü bozuk arkadaşlara acil şifalar dilemekte, motive amaçlı da meme uçlarını yalamaktayım.
en son 15 gün çaylak olduğunu hatırlarım ben. tey tey...
çarpanın audisi varsa her türlü hasarı ödeyebilir gibisinden düz mantıkla beraber geçmiş olsun dileklerimi ilettiğim yazar. inşallah bi sakatlık yoktur.
kendisini tanımam ama anladığım kadarıyla o da benim gibi koyu bir aşık veysel hayranı... sevmemek elde değildir öyle peygamber yürekli adamları, o da haklı kanımca.
ben gözüm varken tarif edemezken beyazı, nasıl anlatır bir satırda ceylanı... öyle bir şeydir aşık veysel. nedendir bilinmez, bir türkü armağan etmek istedim kendisinde... umarım, binlerce mesnetsiz entry'nin -şimdi buraya o kelimeleri yazmak istemiyorum- bulunduğu sözlükte, forum chat tarzı diye silmezler bu enty'i... yüreğin var olsun, her şeyin zahiri bir benzemeye çalışmaktan ibaret olduğu 21. yy'da aşık veysel'i yüreğinde taşıyabildiğin için teşekkürler...
kankası skinnyman'le birlikte milano sokaklarında yürüyorlarken denk geldim... olmayacak dualar ediyorlardı bir taraftan. beni görünce bir ilgi bir ilgi, ay dedim yapmayın beyler şımarıyorum... sen şımarmayacaksın da kim şımaracak dediler devam ettiler...
akşam yemeğini paris'te yemek üzere sözleştik...
aminci, git ders çalış! * .
dünya kupası ile ilgili bütün başlıkların altına,hatta vuvuzelanın altına bile bizim askerimiz öldü siz hala maç izleyin tarzında entryler girip,abuk sabuk neyi nerede tartışacağanı bilmeyen yazar.
"neyi nerede tartışması gerektiğini bilmiyor" diye adının çıkmasına sebep olan sözkonusu başlıklar, sözlük yazarlarının en fazla entry girdiği başlıklar olması olayın saçma olmadığını gösterir. bu entrylerin keyif için girilmediği düşünülürse, ben dahil bir-kaç yazarın bazı şeylerin farkına varmasına sebep olabildiyse taktir etmek gerekir. alkışlıyoruz üstadım. gençler, siz de titreyin, sarsılın bir kendinize gelin. adam doğru söylüyor.
ilk olarak umuyorum ki beni evlilik vaadiyle kandırıp, akabinde mendil gibi savurup atmayacak yazar. şu ankara'daki 6 yılımda kendisiyle karşılaşamayıp tam giderayak tanıştığım dünyanın en şeker insanlarından. seni ben istanbullarda kurda kuşa yem eder miyim, tabi ki geleceğim dizinin dibine.
beni tek gecelik ilişkilerin erkeği olarak görmüş olacak ki sevişelim mi sevişelim mi diye tutturdu. ağırdan aldım ısrar etti. zamanla tanıyıp olur lan bununla ciddi düşünülür ağzı laf yapan, psikoloji falan bilen biri derken ben gidiyorum hadi görüşürüz deyiverdi. nereye la daha sevişecedik dedim kızmış alınmış gurur yaptı.