tıp fakültesi istiyordum,
şu an moleküler biyoloji ve genetik okuyorum.
hayırlısı bu deyip avutmaya çalışıyorum ama olmuyor be.
çoğu kişi zor, değmez diyor ama (çok afedersiniz) gireni duzuyolar deseler ben yine razıydım, o derece arzuluyorum bu bölümü ...
okumak istediğim bölüm okul öncesi öğretmenlikti. okuduğum bölümle alakası yok ama stockholm sendromu her yerde olduğundan okuduğum bölümü de sevmeye başladım bana kendimi güçlü hissettiriyor.
Ülkede herkes aslında "sanat tarihi, edebiyat, sinema" falan okumak istiyormuş sanırım.Van gogh harici ressam bilmeyen tipler " sanat tarihi ookumak istiyordum da mühendislik yazdım yeaağ" falan diyor. Ulan entelektüel olarak bu derece potansiyel bir ülke olduğumuzu bilmiyordum.
Bırakın arkadaşlar şu şekilciliği puanınız yetiyorsa gidip okurdunuz, çok çalışırdınız yurt dışına burslu, misafir olarak giderdiniz doktoranızı yükseğinizi yapardınız. Fakat o kadar şekilci bir millet olmuşuz ki şey sanıyorlar sanırım "Sanat tarihi okuyam sınavlar daha kolay zaten geçem sürekli 7-24 sergi gezem, entel görünem, sergilerde küratör olam büssürü de param olsun, çevrem olsun." cidden kafa bu.
yazılanları okuyunca kendimi çok şanslı hissettim. istediğim sosyolojiydi, okuduğum sosyoloji oldu ve su an da çalıştığım kurumda mesleğimi yapıyorum..