okuma yolculuğunun başlangıcında, çocuk ve macera kitaplarındaki kahramanlarla özdeşleşme, kendini onların yerine koyma, ilerleyen yıllarda ise, daha çok psikolojik, felsefi ve biyografik kitapların tercih edilmesiyle, her fikir ve sınıftan kurgusal ya da gerçek kişilerin iç dünyalarına dalınması, yazar tarafından gerçekleştirilen psikoljik analizlerinin izlenmesi yoluyla, okuyan insanda, başkalarını, özellikle de dünya görüşü kendisinden farklı insanları anlama, kabullenme ve sevme biçiminde kendini gösteren, doğru orantılı ilşkidir.
okumanın insanı erdemli kıldığını gösteren ilişkidir.
kendimizi kahramanların, prenseslerin, cadıların, çocukların, aldatan adamların, hırsızların, yaşlıların, hristiyanların... yerine koyar ve dünyayı başka zihinlerden de değerlendiririz. farklı bakış açılarını tanıdıkça anlayışımız ve tahammülümüz artar. zira herkesin gergin, sabırsız ve aceleci olduğu günümüzde sağduyuya ve empatiye çok ihtiyacımız var.
başlığı açana teşekkürlerimi sunar, bu cümleden sonra bilgisayarı kenara itip kitabıma dönerim.
