Benimkiler hayat dersleridir.
ilkokul öğretmenimden insanın yaşı kaç olursa olsun her dakika kitap okuması gerektiğini ne kadar çok okursak o kadar çok geniş perspektiften hayata bakabileceğimizi ve her kitaptan türü ne olursa olsun hazinemize bir şey daha katacağımızı öğrendim kendimce şuan uygulamaya çalışırım. Bize çarpım tablosunu bile ezberletmezdi ezberci zihniyetle yetişmeyelim nedenleri sorgulayalım bunu da bütün hayatımız boyunca devam ettirelim diye yapardı.O zamanlar anlamasam da şimdi dönüp bakınca bana çok şey katmış.
ilkokul 5. Sınıf öğrencisiyim. Öğretmen tüm sınıfı Laboratuvar odasına çıkardı. Deney yapacağız. Öğretmen Geniş ve Dümdüz bir cam parçasının üzerine silgi, kalem ve kalemtraş koydu. Ve bize " bakın katı cisimler düz bir camın üzerinde durabiliyor" dedi. Sonra camın üzerindeki nesneleri kaldırdı ve aynı camın üzerine bir bardak su döktü. Haliyle su camın kenarlarından yere doğru akmaya başladı. Öğretmen kaşlarını çatarak "gördüğünüz gibi su, sıvı olduğu için camın üzerinden yere döküldü" dedi. Tabi bizler bu hadiseyi görünce şaşkınlığımızı gizleyemeyip allahuekber tekbirleriyle laboratuvarı terk ettik. Gerçekten ibretlik bir dersti.
eğer bir cümlede bir kelime sessiz harf ile bitip ardından gelen kelime sesli harf ile başlıyorsa orada ulama vardır. virgül olan yerde ulama aranmaz. aransa da bulunmaz.
Bi kere tebeşir tozu ateşini çıkartıyo hasta gibi oluyosun diye tüm tebeşiri yedirmiştim çocuğun birine yemin ediyorum hayatımın en verimli yıllarıydı.