akşamdan kurulmuş telefon alarmını duymamazlıktan gelmek ve sıcacık yataktan çıkmamak için biraz daha direnmek.
off-topıc olmak.
iğrenç, kompleksli lise hocaları.
lisede, okula girilirken kılıf-kıyafet kontrolü. en acısıda, hocaların %90'ına yutturmuşun ensenin uzunluğunu veya köseli olmayan ayakkabını yada nesyse işte gidipte en son hocada yakalanmak.
matematik.
verdiği ödevlerin, ara sınavların, finalin, derse katılımın yüzdesini açıklamayan hocalar. neymiş efendim, mühendisler analtık düşünürmüş ve ağırlığa göre hareket ederlermiş...
size ile diğer fakülte öğrencilerine giren ödev, rapor, sınav, proje, sunum yüzdesi.
senden kopya çekeyim derken eline yüzüne bulaştıran sonunda seni de kendini de yakan bide üstüne sen de kağıdını bir göstermedin ya diye tirip atan arkadaşcıklar...
teneffuste ders yapmak
bos derse ogretmen cagiran sinif arkadaslarina sahip olmak
ispiyoncu sira arkasi
kitabin calinmasi
tebesir tozu
kizlar tuvaletine dalan erkek hademe.
ne işi, ne tekniği? bana ortaokulda tezgah kurdurup halı dokutan hocanın ya da dersin nesini seveyim ki ben.. zaten her hafta ya tutkalı unuturdum ya mukavayı. bir ton fırça. üstüne sıraya bişeyler dökerdim. öncelikle yine fırça, sonrasında git hademeyi bul bez al, paspas al. ders değil bildiğin çin işkencesi..
bu dersi sevmeme sebebim lise yıllarıma dayanır. aslında ders iyiydide hoca kötüydü. elinde kemanıyla sınıfa gelir, haydi çocuklar hep beraber bana bi do verin, la verin.. sonrada solo çalışmalar. ulan tamam bülbül değiliz, bununda bilincindeyiz ama neden bunu tüm sınıf öğrensin ki? alalım birer fülüt, takılalım doremifasolasido.. haftalarca sana 'la' verdim. peki sen bu 'la'ların karşılığında bana ne verdin..iki.. müzik dersim ikiydi lan. müzik dersi karşısında iki notunu gören anne bananın psikolojiyi düüşünsene. babam beni okuldan alıp tornacıya verecekti nerdeyse..
sakal 0 değilse kapıda arıza çıkması. akabinde 1 ytl'ye satılan tek jiletli permatikle * suratınızı ellerinizle doğramak zorunda kalmanız.
kısa tenefüsler. sözde 5 dakikalık tenefüsler vardı ki, en alt kata inene veya bir arkadaşın yanına gidip iki laf edene kadar biterdi. destur yahu bir kafamız dinlenseydi ?
rüşvetçi hocalar. geçirmek için sürekli sizi yanına çağırıp "velin gelsin bir" derler. özel ders vermeyi teklif ederler velinize. tabi ben direk gömlek, kravat, tablo, takım elbise isteyeni de gördüm. çok var efendim çok. durduramıyoruz.
çok şey bilen ama hiç kopya vermeyen tabiri caizse or.spu çocukları. insanı hayattan bezdirirler. sinir sistemine çok zararlıdır efendim bunlar. kanımca yok edilmelidirler. tenefüste ifadeleri alınır bunların.
sabah 6'da servise kalkma sorunsalı vardır ki akıllara zarardır. ders 7.30 da başlar. servis 6.40, 6.50 gibi gelir. anne her zaman kahvaltı yaptırır, kahvaltısız katiyen göndermez. işinize geliyorsa gitmemek, ağzınıza bir şeyler tıkmasını bilir. serviste uyunarak mahmurluk hali atılır. *
-virgülü noktası aynı olan iki yazılı kağıdının birini okuyarak birini göz gezdirerek puanlayan,birine 100 verirken birine 60 veren, öğrenci ayrımı yapan, kafasına estiği gibi davranan rahat öğretmenler.
-puan kırma yolunu defterdeki cümlelerin aynısı yazılmalı koşuluyla bulan unuttuğun bir virgülden bile puan kırabilen öğretmenler.
