sadece masumane bir şüphedir. mevzuya duygusal yaklaşmış bir yazar müsvettesinin beş para etmeyen kuruntusudur. ancak ya doğruysa? düşünelim.
1) sürekli sözlüklerde yapılan yorumları dile getirmesi
2) sözlüklere ayrı bir ilgi göstermesi
3) sözlüklere laf atıp sözlüklerden laf istemesi
4) sözlüklerin reklamını yaparak reklam istemesi *
bu dört madde bile insanın içinde az da olsa bir şüphe oluşturmaktadır. ancak bilinsin ki o krallığını ilan adam gerçek kraldır. zerrekadargamiolmayanadam da o krallığın küçük bir ferdidir. yürrü be okan!
hedef kitlesinin gençler, üniversite öğrencilerinin olması sebebiyle yapabilitesi yüksek olan eylem. yalnız bizi reklam için kullanıyor tü kaka şeklinde düşünülmemesi gerekir. artık sayıları yüzleri bulan sözlüklerde bir çok genç yada genç düşünen insan vakit geçiriyor. bir çok gazeteci de sözlüklerin etkisinin farkındayken okan bayülgeninde bu gücün karşısında eğilmesi kaçınılmaz.
ya sözlüklerden olup olumlu reklam yaparsın, yada sözlükçülere zavallı diyerek olumsuz. çünkü reklamın iyisi kötüsü olmaz.
ancak her ne olursa olsun sözlüklerin yadsınamaz bir gücü var.
evet aslında okan bayülgen'in, parlamaya çalışan yeni yetme bir genç olduğunu hesaba katarsak, sözlükleri kullanıyor diyebiliriz...
yahu allah aşkına ne alakası var? asıl okan sözlüklerin reklamını yapıyor, ekşi'sinden itü'süne, yeditepe'sinden uludağ'ına cümle sözlük aleminin reklamını ilk okan bayülgen yapmıştır, ilk söz hakkını o vermiştir, birazcık adil olun lütfen, sezar'ın hakkı sezar'a.
adam ülkenin en iyi şovmeni, bunu herkes kabul ediyor, ne diye sözlüklerin reklamına ihtiyaç duysun? zaten o ne yaparsa yapsın, sözlükler sike sike bahsedecek, bunu da hepimiz biliyoruz herhalde...